Başlarda sadece amatör bir bloga sahip olmak yetiyorken profesyonelleşmek için sanki onlarca sosyal ağa dahil olmak gerekiyormuş gibi (zorunlu bir hava) peyda oluyor insanın üzerinde. Eski arkadaşları (!) bulma gibi can alıcı ve de masumane bir işlevle milyonları sistemine dahil eden facebook bile “daha çok okunma, takip edilme” adına blogların imdanına yetişen bir hal alırken twitter ve friendfeed‘ler bayar noktaya geldi. Bu kadar çok farklı paylaşım sitelerinden “aynı kişiler” ile “aynı şeyi” defalarca paylaşmaya gerek var mı?
Facebook, friendfeed, twitter, sosyomat vs gibi sosyal paylaşım ağları çevre (!) edinme adına iyi gibi gözükse de aslında blogların “canlı” okunma ve “capcanlı” ziyaretçi trafiğini alaşağı ediyor. Bir yazı ekliyorsunuz ve insanlar o yazıyı facebook’tan “beğen”ince, friendfeed’den “yorumla”yınca sizin öz be öz blogunuzdaki yazının orijinali yetim kalıyor :) Blogunun çok okunduğunu, yazılarının fazlaca yorumlandığını görmek, göstermek isteyen blog yazarları için bu son derece can sıkıcı bir durum olmaya başlıyor.
Sosyal paylaşım ağları, ziyaretçilerle birebir Continue reading →