Posts by Evren Soyuçok

Blog yazarı

“Daha İyi Türkçe” için!

Çevrim içi eğitim olarak inşa etmeye çalıştığım – “çalıştığım” diyorum çünkü neredeyse bir yılı aşkın süredir üzerinde ara ara çalışıyor ama hep ağırdan alıyordum- Diksiyonun Temel Kuralları eğitimini tamamladım. Aslında tamamlayabilmemi, Fatih Belediyesi Neslişah Sultan Kültür Merkezi bünyesindeki Fikir Atölyesinde planlanan 13 Aralık tarihli program sağladı. Fikir Atölyesindeki seminer netleşince, yüzde 90’ı zaten hazır olan “Diksiyonun Temel Kuralları”na son bir ayda titiz bir çalışmayla son hâlini verdim. Böylece çevrim içi ve bire bir olarak kurguladığım eğitimin Güncelleme 1 (GN.1) hâlini sahada yüz yüze deneyimleme, Türkçe sevdalılarıyla buluşturma imkânı buldum.

Continue reading →

Dijital zehirlenme ve beyin çürümesi (brain rot)

Türkçede “beyin çürümesi/beyin erimesi” olarak karşılık bulan “brain rot” kavramını ilk duyduğumda irkilmedim değil. Ancak sebeplerini ve belirtilerini okuyunca da şaşırmadım açıkçası. Çünkü telefon ve bilgisayar ekranında saatlerimizi pasif bir şekilde cömertçe harcamanın elbet bir faturası olacaktı. Bu kadar ekran ışığı, kaydırmalar, boşuna geçirilen edilgen zaman karşısında okumayan, yazmayan, düşünmeyen, üretmeyen beynimizin çürümemesi zaten anormal olurdu. Bu arada brain rot ile kast edilen fiziksel bir beyin çürümesi değil. Bu ayrıntı az da olsa içimizi rahatlatıp hemen Instagram hikâyerine geçiş yapmayalım ;) Konunun ayrıntılarına şu soruyla geçiş yapayım: Dün akşam kaydırdığımız yüzlerce reels’ın hangisini hatırlıyoruz? Hemen hemen hiçbirini. Çünkü çoğunlukla düşük değerli sosyal medya içerikleri tüketiyoruz.

Continue reading →

Kişisel Blog Yazarlığının Profesyonel Profili Güçlendirmedeki Rolü

Kişisel bloglar, bireylerin düşüncelerini, bilgilerini ve uzmanlıklarını özgürce paylaşabildikleri platformlar olarak günümüzde giderek popülerleşiyor.

Bir blog sahibi olmak, sadece kişisel tatmin sağlamakla kalmaz, aynı zamanda profesyonel bir profil oluşturma ve iş dünyasında dikkat çekme açısından da önemli avantajlar sunar. İşverenlerin ilgisini çekmek ve kariyer fırsatlarını artırmak isteyen bireyler için blog yazarlığı, becerilerini ve değerlerini yansıtmanın güçlü bir yolu haline gelmiştir.

Uzmanlık Alanının Sergilenmesi

Bir blog sahibi olarak, ilgi duyduğunuz konularda yazılar yazarak uzmanlık alanınızı ortaya koyabilirsiniz. Bu, iş dünyasında önemli bir avantaj sağlar. Özellikle teknik bilgi gerektiren alanlarda uzmanlaşan bireyler için, bloglar kendi becerilerini ve sektördeki bilgi birikimlerini sergileme fırsatı sunar. İşverenler, adayların bloglarına göz atarak onların bilgi seviyesini, sektörel gelişmelere ne kadar hakim olduklarını ve teknik becerilerini doğrudan görebilir. Örneğin, IT alanında çalışan bir birey, teknolojik yenilikler ve siber güvenlik gibi konularda yazdığı yazılarla işverenlere alanında ne kadar yetkin olduğunu gösterebilir.

İletişim Becerilerinin Geliştirilmesi ve Gösterilmesi

Blog yazmak, bireylerin yazılı iletişim becerilerini geliştirmelerine olanak tanır. İyi bir iletişim becerisi, iş hayatında özellikle önemlidir. Siber güvenlik gibi teknik alanlarda bile, karmaşık bilgileri anlaşılır bir şekilde ifade edebilme yeteneği büyük bir avantaj sağlar. Blog yazarak edinilen bu beceri, işe alım sürecinde işverenlerin dikkatini çekebilir. İş dünyasında özellikle IT recruitment sürecinde, adayın kendini yazılı olarak iyi ifade edebilmesi aranan özelliklerden biridir. Blog yazılarında kullanılan dil, anlatım yeteneği ve konuya hakimiyet, işverenlerin aday hakkında olumlu bir izlenim edinmesini sağlar.

Kişiliğin ve Kişisel Marka Oluşturmanın Etkisi

Bloglar, bireylerin sadece profesyonel yönlerini değil, aynı zamanda kişiliklerini de ortaya koymalarına olanak tanır. Blog yazarlığı, bireylerin özgün düşüncelerini, değerlerini ve karakterini yansıtabilmesi için harika bir fırsattır. İşverenler, adayların bloglarında paylaştıkları içerikler sayesinde onların nasıl düşündüğünü, yenilikçi yaklaşımlarını ve farklı bakış açılarını görebilir. Özellikle kreatif endüstrilerde ve dijital pazarlama alanında bu tür bir kişisel marka oluşturmak, iş bulma şansını artırabilir.

İşe Alımda Siber Güvenlik ve İhtiyaç Duyulan Beceriler

Dijital dünyada veri güvenliği her geçen gün daha büyük bir önem kazanıyor. Bu nedenle siber güvenlik, işverenlerin en çok önem verdiği alanlardan biri haline geldi. Şirketlerin iş süreçlerini güvende tutmak için siber güvenlik uzmanlarına duyduğu ihtiyaç artıyor. Bloglar, siber güvenlik alanında bilgi sahibi olan bireylerin becerilerini sergileyebilecekleri bir platform sunar. Siber güvenlik ve teknolojik yeniliklerle ilgili içerikler paylaşmak, işverenlere adayın bu konularda güncel bilgi sahibi olduğunu gösterir. IT recruitment sürecinde, blog yazılarının bireyin bilgi düzeyini ve ilgisini yansıttığı unutulmamalıdır.

Polonya’da Muhasebe Outsourcing ve IT İşe Alımının Rolü

Küresel iş dünyasında, bazı ülkeler belirli alanlarda uzmanlaşarak diğer ülkelere hizmet sunma konusunda avantaj sağlar. Örneğin, Polonya muhasebe outsourcing (outsourcing accounting in Poland )alanında ön plana çıkan ülkelerden biridir. Muhasebe outsourcing hizmetleri, şirketlerin maliyetlerini azaltmalarına ve finansal işlemlerini uzman kişilerle yürütmelerine olanak tanır. Aynı şekilde Polonya, IT alanında da önemli bir merkez haline gelmiş durumdadır. Bu bölgede IT recruitment süreçleri hızla büyümekte olup, bu alanlarda kendini geliştiren bireyler için büyük iş fırsatları sunmaktadır. Blog yazarlığı aracılığıyla uzmanlık alanınızı göstermek, bu tür iş fırsatlarına ulaşmanızı kolaylaştırabilir.

Sonuç

Kişisel blog yazarlığı, bireylerin profesyonel profillerini güçlendirmek ve iş dünyasında kendilerine yer edinmek için kullanabilecekleri güçlü bir araçtır. Blog yazarak uzmanlıklarını, iletişim becerilerini ve kişiliklerini sergileyen bireyler, işe alım süreçlerinde rakiplerinden bir adım öne geçebilir. Siber güvenlik ve IT recruitment gibi alanlarda blog yazmak, özellikle dijital dünyada bilgi sahibi olan adaylar için büyük avantaj sağlar. Polonya’da muhasebe outsourcing ve IT işe alımındaki gelişmelerle birlikte, küresel iş gücüne entegre olma şansı artan bireyler için blog yazarlığı, profesyonel yolculuklarını destekleyen bir platform olarak değer kazanmaya devam edecektir.

Yazıya yeniden hayat veren teknik: Metin değiştirim

Kendimi bildim bileli yazan biri olarak son on yılım yoğun şekilde redaksiyon yaparak geçiyor. Redaksiyon yapmak, benim için bulmaca gibi ve inanılmaz bir tutku. Hem yazmaktan hem de metinlerle oynayıp onları düzeltmekten büyük zevk alıyorum. Birgün redaksiyon üzerine ayrıntılı bir yazı yazmayı planlıyorum. O yazıyı yazana kadar, ön hazırlık olması adına, ayrıca bir metni yenilemek ya da daha güçlü hâle getirmek için neler yapılması gerektiğini merak edenlere yol göstermesi için “metin değiştirim” kavramından bahsedeceğim.

Continue reading →

Günümüz evliliklerinin sınavı: İnternet

İnternet evli bireyler arasında iletişime engel olur mu? Kamuran Yazgan’ın bu sorudan yola çıkarak hazırladığı Evli Bireylerin İnternet Kullanımının Birbirleriyle Olan İletişimlerine Etkisi başlıklı yüksek lisans tezi Google Alerts sayesinde e-postama düşünce ilgimi çekip okudum ve bununla ilgili blogda yazmak istedim. (Tezde Yazgan’ın e-posta bilgisine ulaşamadım, umarım blog yazımdan bir şekilde haberdar olur. Çalışmasından dolayı kendisini tebrik ederim.) Evli çiftlerin birbirleriyle olan iletişimlerinde internetin etkisine odaklanılan tezde, uzun saatleri aşan internet kullanımının çiftlerin iletişimini nasıl etkilediği analiz edilirken evlilik üzerindeki sonuçları ortaya koyulmaya çalışılıyor.

Continue reading →

Yazmanın bana kazandırdığı 7 farkındalık

Temmuzdan beri her gün yazmaya devam ediyorum. Ayrıntılarını daha önce burada da paylaştığım, her gün yarım saat aralıksız yazmanın bendeki etkileri, derin oldu. Yazılacak olanı önceden belirlemeden, kâğıdın başına oturup aklına geleni, ara vermeden yazmak, insanın kendisine ve zihninin kıvrımlarına yolculuğuna öyle büyük bir yardımda bulunuyor ki… O yarım saatlik yazma sürecinde düşün(e)mediklerimi düşünmeye, kendimle ve hayatla ilgili fark etmediklerimi fark etmeye, en önemlisi de olayları ve duygularımı daha net anlayabilmeye başladım. Yaklaşık üç aydır uyguladığım bu yazma tekniği, bu kadar kısa bir sürede bende bazı önemli farkındalıkları sağladıysa, yazmaya düzenli devam etmem durumunda bunun bir yıl sonraki, yıllar sonraki etkilerinin çok daha olumlu olacağını düşünüyorum. Peki, her gün ve aralıksız yazmanın bendeki ilk olumlu etkileri neler oldu?

Continue reading →

Canan Maktal İmzasıyla, Dergiden Sergiye 25 Kadının Hikâyesi

Eylül’ün 14’ü olmasına rağmen, yazın ortasındaymışcasına çok sıcak bir cumartesiydi. Öyle ki kahvaltıydı, kahve keyfiydi derken öğlen çıkabildim dışarıya. Programımda eylül sonu kapanacak olan üç sergi vardı. Aşırı sıcak, metro durağı hesaplama hatamla birleşti ve üç sergiye de Haliç metrosundan Şişhane yokuşunu tırmanarak ulaştım. Canan Maktal’ın “Özgür Bir Ruha Pranga Vurulamaz!” isimli ilk kişisel sergisi, ikinci ama en keyif aldığım adresti.

Continue reading →