Nargile Kokusu KPSS Korkusu

Hüss‘ü çok özlemiştik ki tam babalar günü döndü Aydın’a. Doğum gününü önce telefonda sonra da gecikmeli olarak babasının babalar günüyle ortak kutladık :) Yıllardır olduğu gibi bu yıl babalar gününde adresimiz yine canım abimdi.

Türkiye’nin en sıcak illerinden birinde yaşıyor olmanın dayanılmaz bunaltısı ile fotoğraf çekmeye devam ettim elimden geldiğince.

Sevdiğim birkaç arkadaşımla görüştüm. KPSS’ye çalışıyorum bahanesiyle kimisiyle de görüşemedim :(

Bu yılki doğum günümü ilk kez 22 gün önce öğrencilerimle kutlamıştık. Dün de İlknur ve Fatih sürpriz yaptılar bana. Ziya, pöfür pöfür nargile içti. Denesem mi denemesem mi diye kararsızlıklar yaşarken Continue reading →

Dalama’nın 19 Yeni Şairi, Gönülleri Fethetti

Dün akşam sadece ben değil 75 öğrencim, aileleri ve Dalama Lisesi bir ilke şahit olduk… Dalama halkı, kasabasının okuyan gençlerinin nelere imza atabildiğine bire bir tanık oldu ve  eminim onlarla gurur duydu. Göster Şiirini, Konuştur Şairliğini, adına yaraşır şekilde pırıl pırıl 19 öğrencinin kendisini gösterdiği, gençliğini konuşturduğu bir şiir dinletisi oldu.

Yaklaşık 1 saat süren özel şiir dinletisinde her bir öğrenci sevgili Nur‘un radyo kayıtlarıyla sahnedeki yerlerini aldılar ve şiirlerini provadakilerden çok daha ayrı bir heyecanla seslendirdiler. Kimisinin ailesi sadece kendi çocuğu değil, her bir öğrenci de şiirlerini okurlarken gözyaşlarını tutamadı. Bilal Oğlantürküsünün koro halinde söylenmesiyle başlayan program, Veda Busesi şiiri okunduktan hemen sonra  sinevizyona yansıyan Zeki Müren, Muazzez Ersoy ve Zara yorumlu Veda Busesi şarkısınyla coşkusunu iyice arttırdı. Şiir dinletsinin özellikle aileler için en büyük sürprizi hiç şüphesiz evlatlarının hayat hikayelerinin ve fotoğraflarının yer aldığı kısa sunumlardı. Hepimizin iyive yüreğini kabartan ve herkesi aşka getiren, programın sonundaki semazen gösterisiydi. Evren’in en muhteşem Efesi, onca işine gucüne rağmen 19 öğrencim için okuduğum metin eşliğinde sema etti. Bu hepimiz için eşine az rastlanır bir gösteri olmuştu.

Berkant’ın eşliğinde Samanyolu’nu söyledik hep beraber. Dalama Lisesi’nin bütün öğretmenlerini sahneye davet etmiştik. El ele kol kola “Bir Şarkısın Sen” derken unutulmaz bir eğitim öğretim yılını, unutulmaz arkadaşlıkları, paylaşımları ve unutulmaz bir geceyi mazide bırakmak üzere olduğumuzun farkındaydık. Mikrofonu elime aldığımda tek söyleyebildiğim anne ve babaların böyle güzel evlatlar yetişrtirdikleri için haklarını helal etmeleriydi. Çünkü, o yüreklerin sevgisinden ötürü gitmek bize çok zor geliyordu. Salonun sıcaklığına rağmen salonu tıklım tıklım dolduran Dalama halkının, programın sonuna kadar gitmeyip programı seyretmeleri beni en çok mutlu eden ayrıntılardan biriydi. Gösteriden sonra fotoğraf çekilme karmaşasının arasında konuşabildiğim kadar konuşmaya çalıştım velilerle. Liselerine sahip çıkmalarını rica ettim onlardan…

Kardeşlerim Ziya, İbrahim, Fatih ve İlknur o gece beni yalnız bırakmadılar. Programdan sonra okulun yanındaki pastanede dondurma, lisemizin bahçesinde kiraz yedik; öğrencilerle sohbet ettik. Haftalardır hazırlandığımız program bir çırpıda bitmişti sanki ama gecenin Dalama kısmının son bulmasını istemiyordum içten içe..

Şimdi yeni hayaller, yeni heyecanlar peşinde koşma vakti. Ama nerede.. Ama ne zaman… Kimlerle ve ne şekilde. Kim bilir…

Pisuvara İşeyen Blogger

Bizim Mustafa‘nın evini bir bayan aramış. Annesi açmış telefonu. Arayan bayan, e-vren günlüğü’nden arıyorum demiş :) Mustafa da beni arıyor; Evren böyle böyle oldu; acaba kendine sekreter mi tuttun diye düşünmedim de değildiyor. Gül Allah gül :) Bizim koca salonu küçük bir Continue reading →

e-vren Yıllığı 2008

2008’in ilk 6 ayında asker ocağında oluşuma sık sık TTNET kesintileri ve aniden öğretmen olmanın getirdiği yoğun çalışma temposu eklenince e-vren günlüğü, geçmiş yıllara göre durgun bir yıl geçirdi. Ancak, askerlik sonrası hayalimdeki fotoğraf makinesi Canon 450 D’ye sahip olmamla beraber en renkli e-vren günlükleri de ortaya çıkmaya başladı.

2008 yılında 44 kişisel fotoğrafla desteklenen 146 e-günlüğün yayınlandığı ve 7 MisAfiR KaLeM’in renklendirdiği e-vren günlüğü toplam 93.100 kişi tarafından 146.840 defa ziyaret edildi.

Mayıs 2008‘de suskunluğuna son veren e-lektronik yaşam serüvenimde yer alan ve notu tutulamayan pek çok gelişmeyi daha önce yazılarda kullanılmamış sembol fotoğraflarla e-vren yıllığı 2008‘de sıralamaya çalıştım.

e-yaşam serüvenini yakından takip edip de acaba arada ne kaçırdım diyenleri ve belki benim adım da geçmiştirdiye merak edenleri şöyle ağırlayalım: Continue reading →

Çok Çalıştım Çok

Telaşlı hazırlıklar, kalabalık iftarlarla dolu bir haftasonu geçirdim. Hele pazar günü sürekli bir yerlere yetişmekle geçti. Gelenler, gidenler, gelemeyip gidemeyenlerle dolu bir haftaydı bu hafta :)

Blogu bu ayki MisAfiR KaLeM‘im sevgili İbrahim’in o çok güzel yazısına emanet etmişken, ben de bir taraftan Avrupa Gönüllü Hizmeti ile ilgili iyice araştırmalara daldım -ki Kasım’da Ulusal Ajans’ın AGH için Ankara’da 70 kişiye özel bilgilendirme eğitimi için başvuru almaya başladığını öğrendim- diğer taraftan da sanal alemdeki dünyamın yeni mekanındaki yeni şekli üzerinde kafa yordum.

Önemli bir not: Bugün canım kardeşim İbrahim ve manevi kardeşim Fatih‘in doğum günleri. Henüz gün ışımadığı için önce buradan her ikisinin doğum günlerini kutluyor, onlara hayırlı bir ömür diliyorum. Uyandığımda günü yarılamış olma ihtimalim son günlerde yüksek de :)Son bir not: Akülü Araç Kampanyası için son gün 20 Eylül’dü. Detaylarını Kalemhane‘den alır almaz buradan paylaşacağım. Sanırım 1-2 gün daha son bağışlar için beklenilecek.
.
.

Yine Bir 26 Haziran

Her seferinde 1 yıl daha “kocamış” olsak da Allah yokluğunu göstermesin 26 Haziranların :)

24 Haziran’da EFE‘nin sürpriz kutlamasıyla başlayan 26 Haziran festivali, benimle aynı gün doğan Ozan‘la bir araya gelmemizle devam etti, İlknur ve Fatih‘in bizim eve sürpriz baskınıyla son buldu :) Ebruların Sultanı “27 yılı devirdin, doğum günü mü kutluyorsun hala utanmadan” demesine rağmen işte seven sayan arkadaşların ve ailemin organizayonları sayesinde yine dolu dolu geçti. Napsaydım yani?

Şaka bir yana, doğum günleri çok önemli benim için. Askerdeyken mecburi olarak doğum gününü kutlayamadım çoğu arkadaşımın. Askerden döndükten sonra da bir iki arkadaşımın mutlu günlerini kutlayamadım. Zaten dikkat ettim, onlar da beni aramadılar :)

Gündem yoğun, kafa karışık, geleceğe not düşmek adına arayan soran her arkadaşa buradan teşekkür edecektim ama hepsine tek tek geri döndüm nasıl olsa.

Asıl hazırlık e-vren günlüğü’nün yıldönümü için. 27 Temmuz sizi bana, beni size kavuşturan ilk gün.

Aydın Lisesi Cumhuriyeti

Önce büyükler: Aydın Lisesi’nin 1948 yılı yani ilk mezunları. Siyah takım elbiseli Eski Devlet Bakanı Nahit Menteşe.

Adı üstünde Mezunlar Pilavı. İki kocaman kazan pilav ve yüzlerce ayran. İşin ciddiyetini belgelemek adına (ne tuhaf bir cümle oldu) uzun pilav sırasını görüntülemekte fayda gördüm :) Okurken de sıra bekliyorduk; mezun olduk hala sıradayız :)

Ve mutlu son! Uzun bir yolculuktan sonra pilavlarımıza kavuşmuş olmanın verdiği huzurla “durun, yemeden önce şöyle artistik bir fotoğraf çekelim; sonra onu feysbuk’a koyup hava atalım” bahanesiyle yukarıda görüldüğü üzere şirin mi şirin bir kare çektik. {Sağdan sola: Mavi ayakkabılar ben, Deniz, Ziya, Fatih ve yine ben} 

Ben ve ekibim. Her yıl mezunlar pilavına katılır, kendimize malzeme çıkartırız. Bu arada bir ihbarda bulunuyorum Ey e-vren günlüğü ziyaretçileri: Deniz, Aydın Lisesi mezunu değil! {Geçen yıldan beri sabrediyordum, artık dayanamayacağım!}

Bu çocuk hiç büyümeyecek. {Bu çocuk= Kardeşim Ziya} Sosyolojiyi bitirdi olgunlaşmadı; PDR’den yüksek lisans yapıyor hepten kaydı :) Pilavı yemiş, ayranları içmiş, meşhur Aydın Lisesi marşını söyelemek için moda girmeye çalışıyoruz. 

Efendim, Aydın Lisesi Mezunlar Pilavını elimden geldiğince aktarmaya çalıştım sizlere. Şaşkınlığım, dalgınlığım 1998 mezunlarını görememekten kaynaklanan duygusallıkla birleşince kat be kat arttı :) Seneye biz yine Aydın Lisesi bahçesinde Pilav partisindeyiz. Bekleriz; tabi vefa da…

Ey Benim Şanlı Lisem, Bayrağın Dalgalansın!
Aydın’ın Kalbinde Sen, Yıkılmaz Bir Anısın!