internet günlüğü 2016/4

internet_gunlugu

25-31 Ocak 2016 tarihlerini kapsayan internet seçkilerinden oluşan internet günlüğü 2016/4 geçmiş bölümlere göre daha çok blog ve ilk kez birçok video içerikten oluşuyor.  İşinize yarar en az 1 içerikle buradan ayrılmanız dileğiyle; kaynağını internetin, içeriğini e-vren günlüğü’nün oluşturduğu internet günlüklerinin yedincisinde iyi yolculuklar! Continue reading →

Yeni Başlayanlar için Küçük Prens Okuma Kılavuzu

Küçük Prens

Küçük Prens

Orhan Pamuk‘un “Modern edebiyatın en büyük mucizelerinden biridir.” diye övdüğü Fransız yazar Antoine de Saint-Exupéry‘nin Küçük Prens (Le Petit Prince) (Bu nedir?) kitabını 2007 yılında okumuş; eserle ilgili görüşlerimi şurada yazmıştım. Continue reading →

Benim Küçük Arkadaşım

Küçük bir arkadaşım olsa, beraber sadece kitap okusak. Ben okusam o dinlese, o okusa ben cümlelerin altını çizsem.

O da benim gibi Özdemir Asaf hayranı olsa. Cemal Süreyya yazsa ben Cemal Süreya diye düzeltsem; Atilla İlhan desem Attila diye de o beni düzeltse.

Sadece küçük bir arkadaşım olsa; benden uzun veya kısaymış, bana uzak ya da yakınmış fark etmez. Çok sevse fotoğrafı… Benimle hem fotoğraf çekmek için hem de fotoğraf çekilmek için can atsa.

Gözlerden ırak, gönüllerin tuzağından arı küçük bir arkadaşım olsa. Yormasa beni, hiç soru sormasa bana, söylediği her söz zaten hep cevaplarım olsa.

Ah, küçük bir arkadaşım olsa. Olsa da koca bir evren’de küçük bir evren olsa!

Yazarın notu: Yukarıdaki yazı, birkaç ay önce yazılmaya başlandı. Yazının orijinali Sancak Murat’a gönderildi ve yazıya uygun bir fotoğraf çekmesi rica edildi.  e-vren günlüğü’nde ilk kez denenen böylesi bir çalışmada imzası olan ADÜ Fotoğraf Topluluğu eski başkanı ve aynı zamanda ADÜ Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisi Sancak Murat’a teşekkürler.

facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni RSS abonelik

AŞK NE DEĞİLDİR?

Aşk, dergâhta yasak olduğunu bile bile elmayı yiyerek orucu bozmaktır” diye tanımlıyor grup çalışması sonrası bizim sınıftaki birkaç arkadaş. Bir alkış kopuyor sınıfta.

Aşk vardır, o olmasa da.” diyor bir başka grup, elmayı seviyoruz diye elma bizi sevmek zorunda değildir mantığıyla…

Ve “aşk, Yaradan’ın yarattığı vazgeçilemeyen bir duyguyla bölünebilmektir.” diyor bizim grup.

Soruyorum kendime sonra: Her bir tanım şiirsel, yürek titretici ama… Ben yaşadım mı bütün bu duyguları? Aşkın ne olmadığını bilirsem, ancak öyle cevabını verebileceğim bu sorunun. Çünkü biliyorum, “Kavuşulunca bütün aşklar biter” diyor Cemal Süreya.