Bu hafta Furkan Güven Taştan‘ın son blog yazısındaki cümleden ilhamını alarak “internet asla unutmaz” temasıyla hazırlanan internet günlüğü, 20-26 Haziran 2016 tarihleri arasındaki paylaşımların öne çıkanlarından oluşuyor. Elde ettikleri ama vergilendirmedikleri yüksek kazançlarla bir süredir gözlerin üzerine çevrildiği Türk YouTuber‘lara Maliye Bakanlığı artık dur derken blog yazarlarının gündeminden ‘kopya içerik’ derdi yine eksik olmuyor. İnternetin geleceğine yön veren şirketlerdeki yeni gelişmelerden edebiyat dünyasının dijital notlarına kadar birçok önemli ayrıntı internet günlükleri serisinin en yenisinde. İyi yolculuklar:
- En popüler 14 Türkçe YouTube kanalının yıllık 20 milyon TL gelir sağladığını tespit eden Maliye Bakanlığı, yasal olarak 5 milyon TL’ye yakın vergi ödemesi gereken Türk YouTuberların peşine düştü.
- Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) verilerine göre Türkiye’de 2016 yılının ilk 3 ayında mobil internet kulanımı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 88 oranında arttı.
- 2015 yılında uzaya gönderilen Türksat 4B üzerinden karasal altyapının ulaşamadığı maden ocağı, şantiye gibi yerlere Türksat Net markasıyla internet sağlanacak.
- Apple Store üzerinden 1 Nisan 2010 ve 2 Mayıs 2012 tarihlerinde e-kitap satın aldıysanız, size iyi bir haberim var. E-kitap fiyatlarını usulsüz biçimde ayarladığı için mahkeme tarafından suçlu bulunan Apple, fazla para ödeyen müşterilerine toplamda 400 milyon dolarlık ödeme yapacak.
- WhatsApp, kullanıcıların her gün 100 milyon WhatsApp araması gerçekleştirdiğini açıkladı. GSM operatörlerinin bu konuda nasıl bir taktik geliştirdiklerini merak ediyorum. SMS’ten sonra sesli aramayı da mobil uygulamalara kaptıracaklarını pek sanmıyorum.
- Yaşasın artık 72 tane yeni emoji koleksiyonumuz var! Emojipedia tarafından hazırlanan yeni emojiler, Unicode Consortium tarafından resmi olarak kullanıma sunuldu.
- Maker Hareketinin geldiği son nokta Onaranlar Kulübü. Önce sokaktaki telefon kutularını güzelleştiren Onaranlar Kulübü üyeleri, son olarak da kaldırım kenarındaki engellerden (babalardan) hasarlı olanları 3B baskı yoluyla ürettikleri Darth Vader kafalarıyla onarmış. “Kim ki bunlar?” derseniz veya “Ben de onaran olmak istiyorum” diye heveslenirseniz pek iyi edersiniz.
- Yapay zeka, nesnelerin interneti, insansız hava araçları vesaire derken Avrupa Birliği’nde, insan formundaki akıllı robotların (humanoid) “elektronik birey” olarak kabul edilmesiyle ilgili 22 sayfalık bir taslak hazırlandı.
- AB, robotlara vatandaşlık vermeye hazırlanırken Işıklar Askeri Hava Lisesi Robot ve Programlama Takımı, Engelsiz Yaşam projesi kapsamında geliştirdikleri robotla Dünya Robot Olimpiyatları Oyunlarında (ROBOGAMES) iki dünya birinciliği kazandı.
- Google, Udacity iş birliğiyle Android programcılığına özel Android Basics Nanodegree programını başlatıyor. Program kapsamında Android programlamanın temelleri öğretilecek.
- Avrupa Birliği, referandumdan çıkan İngiltere’nin AB’den ayrılması yönündeki kararın şokunu yaşarken Google çok ilginç bir veri paylaştı. Referandum sonuçlarının hemen ardından İngilizler, Google’da yoğun bir şekilde “AB’den ayrılırsak ne olur?” sorusunun cevabını aramaya başladı.
- İnternetteki sağlıkla ilgili bilgi kirliliğinin önüne geçmek amacıyla Google, Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Mayo Clinic ile bir anlaşma imzaladı. Anlaşmaya göre bundan böyle Google arama motorunda yapılacak sağlıkla ilgili aramalarda en güvenilir sonuçlar için Harvard Tıp Okulu ve Mayo Clinic uzmanlarından oluşan bir ekip çalışacak.
- YouTube, canlı yayın özelliğini mobil telefonlara da getirdi.
- Facebook, reklamcıların kreatif fikirlerini mobil platformlarda hayata geçirmesini kolaylaştıracak Creative Hub‘u Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nde tanıttı.
- Periscope ve YouTube’un alevlendirdiği canlı yayın rekabetini Facebook, 50 milyon dolarlık bir hamleyle daha da kızıştıracak. Öyle ki medya devleri BuzzFeed, New York Times ve CNN’e Mart 2016 ile Mart 2017 arasında bir yıl boyunca Facebook’tan canlı yayın yapmaları için çoktan 3’er milyon dolar ödeme yapılmış bile.
- Diğer bir canlı yayın atağı da Tumblr’dan geldi.
- Son yılların popüler fotoblogu Instagram, 500 milyon kullanıcı sayısını geride bıraktı.
- 500 milyon kullanıcı sevincini internette paylaşan Mark Zuckerberg, fotoğrafındaki ayrıntılarla farkında olmadan geçen haftanın en çok tartışılan konusuna imza attı.
- Artan kullanıcı sayısına rağmen Quintly adlı şirketin yaptığı araştırmaya göre, Instagram’da yapılan yorumların ve beğenilerin sayısı geçen yıla kıyasla yüzde 33 oranında azaldı.
- Instagram, önümüzdeki günlerde çeviri özelliğini aktif edeceğini duyurdu.
- Dropbox, iOS uygulamasına belge tarama özelliği getirdi. iPhone veya iPad tabletlerle çekilen belgeler taranarak Dropbox hesabına yüklenebilecek.
- Türkiye’nin ilk “Dijital Bankası” Enpara.com sunduğu son hizmetle artık %100 Şubesiz Dijital Banka değil. Finansbank ATM’lerini ücretsiz kullanan Enpara.com müşterileri, Haziran 2016 itibarıyla Finansbank şubelerinden de hesaplarına para yatırabilecek. Ancak Enpara.com ilginç bir uyarıda da bulunuyor: Lütfen zorunlu olmadıkça şubelerden çok fazla işlem yapmayın, fatura bize patlıyor ;)
- Bir alan adına (domain) 17 milyon dolar öder miydiniz? Satış fiyatları 1 milyon 200 bin dolardan 17 milyon dolara uzanan internetin en pahalı alan adları listesi için şöyle buyurun.
- Konuşmacılar arasında Türkan Şoray’ın da bulunduğu TEDxİstanbul’un “Hareketini Başlat” temalı 11 Haziran 2016 tarihindeki etkinlik fotoğrafları flickr’da yayımlandı.
- [Uygulama] Uber’le çok fazla seyahat ediyorsanız Paul Scanlon ve Jonathon Blok tarafından geliştirilen Ubeen isimli uygulama işinize yarayabilir. Ubeen, Uber yolculuklarınızın ortalama süresini, toplam mesafesini, günün hangi saatlerini tercih etiğinizi verilerle gösteriyor.
- [Uygulama] Twitter tarafından İOS için yayımlanan Engage adlı uygulama sayesinde tivitlerinizle ilgili etkileşimleri gerçek zamanlı görmeniz mümkün.
- [Uygulama] Çok fazla kişi bilmese de Meerkat, -bence- Periscope’a göre daha kaliteli bir mobil canlı yayın deneyimi sunuyor. Çünkü bir ara kullanmıştım. Meerkat, şimdilerde video chat yapmaya imkan tanıyan Houseparty adlı yeni uygulamasıyla mobil canlı yayın pazarında kendisine çıkış noktası arıyor.
Bloglar
- Birçok blog yazarının gönlünden geçeni gerçekleştiren Burak Oran, sürpriz bir e-postayla mevcut işinden istifa ettiğini ve sadece blogunda içerik üretmeye odaklanacağını duyurdu. Burak’a yeni kariyer planında başarılar dilerken bu haberden birkaç gün önce Campaign Türkiye‘de yayımlanan Hakan Akben‘in “Dijital çağda bireysel kurumsallaşma” yazısıyla Caisa Nilaseca‘nın DesignTaxi‘de paylaşılan tam zamanlı çalışan bir tasarımcı ile serbest (freelance) tasarımcı arasındaki farkları anlattığı çizimlerine göz atmak faydalı olacaktır.
- Adam Karga, geçen hafta da Racon romanının yazarı Fatih Ömeroğlu’yla bir söyleşi yaptı.
- Ben Lacivert, birbirinden yararlı gereksiz siteleri listeledi. İçlerinde çok işime yarayacak birkaç site keşfettim.
- İnternetteki kopya içerikler hepimizin en büyük sıkıntısı. Hasan Civelek de haklı olarak ‘internette emeğe saygı‘ya dikkat çekiyor.
- Bir de TIK’lama tuzağı aldatıcı manşetler sorunumuz var ki Türkiye’deki haber siteleri bu konuda dünya internet medyasına pabuç bırakmıyor. Türkiye’de haberciliğin geldiği noktaya dair Cem Karakuş‘un da isyanı var.
- Blog içeriklerinin kopyalanmasıyla ilgili diğer bir vak’ayı da Ufuk Ali Kaftanlı gündeme taşıdı.
- Son zamanlar hemen herkesin Facebook duvarında görmeye alıştığımız “Herkes sayfasında paylaşsın, benim sadece bu hesabım var” benzeri açıklamlar için Erol Dizdar‘ın kötü bir haberi var: Bu yöntem sizi kurtarmaz!
- Kansere iyi gelen ve Çin’den ithal ettiğimiz sarı karpuzun meğer yıllar önce Anadolu’da yetiştirildiğini ama sonraları kimsenin zahmet edip ekmediğini bize Cem Baki hatırlattı.
- Blog yazılarınızı Google’da üst sıralara çıkarmanın 10 yolunu Funda Güleç Yalçın sıraladı. Blog yazarlarının çok faydalanacağı bir içerik.
- Sosyal medya görgüsüzlüğüne tahammül edemeyen tek ben değilim; Gökhan Tekin de kızıyor ve soruyor: Yediklerini içtiklerini sosyal medyada paylaşanların amacı ne?
- Hayatımız özçekim (selfie) olmuşken Türkiye’nin özçekim haritasını hiç merak etmiş miydiniz? Merak etmeyin, Hayko konuyla ilgili güzel bir yazı yazmış.
- Şarjı hızla tükettiği için Chrome’un mobil uygulamasını tercih etmiyorum. Mahmut Yaşar da son yazısıyla Chrome kullanmamakta ne kadar haklı olduğumu ortaya koymuş.
- Katıldığım etkinliklerle ilgili notlarımı paylaşırken ben de sık sık ‘Big Data’dan bahsediyorum. Türkçesi ‘büyük veri’ olan Big Data’nın ne olduğunu Ahmet Usta, ayrıntılarıyla anlatmış.
- Verimliliğin nasıl artırılacağına dair yazıları sıklıkla okurum. Kişisel verimliliği artırmak için en yeni önerileri de Müge Cerman blogunda paylaştı.
- İnternette kişisel verilerimizi nasıl koruyacağımıza dair Furkan Güven Taştan‘ın ikinci yazısını mutlaka okumanızı öneririm. Çünkü Furkan uyarıyor: İnternet asla unutmaz!
- Sabri Safa Paksu, Google arama çubuğunda kategori seçimine yeni bir tasarım kazandırdığı ilginç projesiyle karşımızda.
- Hayatımı ve çalıştığım için çokça sorguladığım bir haftayı geride bırakmıştım ki Temel Aksoy‘un “İnsan Neden İstediği İşi Yapamaz?” sorusu tüm bunların üzerine tuz biber oldu.
- Yemek bloglarına merakınız varsa iftardan sonra incelemeniz tavsiyesiyle Timur Demir‘in “Yerli ve Yabancı En İyi Yemek Blogları” listesine mutlaka bir göz atın.
- Shakespeare hakkında yeni şeyler öğrenmek isterseniz Cem Kazan, Shakespeare’le ilgili ilk defa duyacağanız bilgilerin yer aldığı bir yazı yayımladı.
- Ozan Başer, Adsense başvurularının niçin reddedildiğini ve çözüm önerilerini 5 maddede sıraladı.
- Ayça Oğuş, blogunda İstanbul’dan -şimdilik- son kez yazdı; telefonuna WordPress uygulamasını yükledi ve blog yazmaya değecek yeni hayalleri hayatına dahil etmek üzere uzun bir yolculuğa adım attı.
- internet günlüğü’nü hazırlamak için okuduğum yüzlerce blog yazısı içinde beni en çok etkileyini Mustafa Alnıak imzalı The End oldu. Tam anlamıyla sıcacık bir günlük.
- Google Türkiye resmi blogunda, Suriye’nin Ceyrut kentindeki şiddeti eleştiren bir fotoğrafı internetten paylaştığı için 3 ay hapse mahkum edilen Walaa’nın hikayesi üzerinden mültecilere destek çağrısında bulundu.
Edebiyat | Kitap
- Don Kişot’un niçin bir başyapıt ve mit olduğunu merak ediyorsanız; Sülbiye Yıldırım‘ın konuyla ilgili araştırmasını büyük bir keyifle okuyacağınıza inanıyorum.
- Deniz Topçu da Orhan Veli’ye dair etraflıca bir yazı kaleme almış; keyifli bir okuma önerisi.
- Hasan Ali Toptaş‘ın İngilizceye Reckless ismiyle İngilizceye çevirilen ilk romanı Heba, FT/Oppenheimer Ödüllerine aday 10 kitap arasındaki yer almayı başardı. Usta romancı bu gelişme karşısındaki şaşkınlığını “…bu kadarına bile şaşırdım, ilk 3’e kalırsa daha da şaşırırım, ödül verilirse büsbütün şaşırırım.” sözleriyle dile getirdi.
- PEN Pinter Ödülünün bu yılki sahibi Damızlık Kızın Öyküsü ve Kör Suikastçi romanlarının yazarı Margaret Atwood oldu.
- Türk şiirinin usta ismi Cahit Sıtkı Tarancı‘nın ölümünün 60. yılında çok önemli 3 kitap yayımladı: Prof. Dr. İnci Enginün tarafından Nihal Erkmenoğlu’ndan alınan mektuplardan oluşan “Evime ve Nihal’e Mektuplar“; Cahit Sıtkı’nın Ziya Osman Saba‘ya yazdığı mektupları içeren “Ziya’ya Mektuplar“; Tarancı’nın şiir, mektup ve öyküleri haricindeki tüm yazı ve mülakatlarının yer aldığı “Avuçlarıma Sığmıyor Yıldızlar“
- [Uygulama] 2013 yılında açılmış ama yenilenen yeni sürümüyle haberdar olduğum Türkiye’nin ilk sosyal ağı Freelyshout (Türkçe ismiyle ozgurcehaykir.com) sunduğu özelliklerle bir hayli ilginç görünüyor. Örneğin, bir etiketi ilk siz açtıysanız o etiketin sahibi siz oluyorsunuz ve etiketle ilgili bütün istatistikleri ayrıntılarıyla görebiliyorsunuz.
Videolar
- Telefon bağımlısı bir adamın neler yaşadığını 9 dakikaya sığdıran Man In Phone isimli kısa film, Tokyolu yönetmen Mackenzie Sheppard imzasını taşıyor.
- Geçen hafta geride bıraktığımız Babalar Gününe dair reklamlar, Anneler Günü reklamları kadar yaratıcı olmasa da yine dört bir yanımızı sarmıştı. Birkaç baba da sahte bir reklam çekiminin kahramanı oldu:
- Vincent Van Gogh’un “Yıldızlı Gece” (The Starry Night) tablosu ebru sanatıyla yeniden hayat buldu. Sanatçı Garip Ay‘ın çalışmasına hayran kalacağınıza inanıyorum.
- Bir araba markasını tanıtmak amacıyla NASA’nın Mars’ta kullandığı görüntüleme teknolojisinin bir benzeri bir teknolojiyle 700 metre mesafeden çekilen 53 milyar piksellik fotoğraf ve ortaya çıkan reklam oldukça şaşırtıcı:
- Türk Hava Yolları, “Batman v Superman” reklamıyla Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nin yarışma bölümünde ‘Gümüş Aslan’ ödülüne layık görüldü.
- Bir ülkede yokluğun, yoksulluğun belgeseli elbette olur ama bir fast food zincirinin yokluğunda neler yaşandığına dair bir belgesel olur mu? Burger King, bu defa bir reklamla değil yaratıcı bir belgeselle McDonald’s cephesinde kıskançlığa yol açacak.
internet günlükleri serisinin bu bölümünü beğendiyseniz yorum yaparak veya sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak beğeninizi ifade edebilirsiniz. Yanlış bağlantılar varsa da lütfen uyarınız. YouTube kanalıma abone olabilir veya en sık kullandığım aşağıdaki sosyal ağ hesaplarımdan beni takip edebilirsiniz.
Yazınız için teşekkürler.
Çok güzel bir yazı olmuş tebrik ediyorum. Zevkle Okudum.
Çok teşekkür ederim Ayhan, bunca zaman karşılaşmamış olmamız asla bir hata değil. Her şeyin bir zamanı var ;) Sevgiler
Harika bir içerik gerçekten. Bu zamana kadar keşfetmemiş olmam kesinlikle benim hatam. Bundan sonra sürekli olarak takipteyim :)
Başarı dileklerin içşn çok teşekkür ederim dostum :) Senin için de gönlünden geçenin olmasını aynı şekilde diliyorum. Saygılarımal
Ben de faydalı içeriklerinden dolayı seni tebrik ederim Cem.
Müstesna listende yer almaktan dolayı büyük bir mutluluk duydum. Teşekkürler :)
Güzel bir yenilik ama her yenilik benim için apayrı bir mesai :D Çok sık olmasa da arada yapmaya çalışacağım. Senin de emeklerine sağlık, sevgiler ;)
video ile anlatım yapmak gerçekten oldukça güzel bir yenilik olmuş ağabey. umarım youtube üzerinde de oldukça hoş bir yere sahip olabilirsin. bu arada bu kargayı da yazında zikretmiş olduğun için tekrar teşekkür ederim; benim için hoş bir güzellik oldu, varolasın :)
Videolar konusunda ben de senin gibi düşünüyorum İpek; o yüzden videonun kısası makbul benim için. Türkiye’de internet bağlantı hızı ve ücretinin istenilen seviyede olmaması da video içerik üretimi ve tüketiminde belirleyici. Ama şunu da biliyorum; insanlar yemek yerken gazete okumak yerine video seyretmeyi tercih ediyor. Katkın için çok teşekkürler.
Amazon’dan gelen o maile bayildim. Bu ikinci oluyor,tirim tirim arayip iade ediyorlar. Geriye dönük haklarima sip diye kavusmak ne zevk…
Adil ve esit bir dunya istiyorum.
Yazi sahane. Beri yandan, madem vakit ayirip yazamiyorum buraya yorum birakayim belki ilham verir.
Video izlemiyorum. Yazinin ilerisine atlama sansi videoda yok. Bir kelimeyi ya da sahneyi arama imkani yok. Video büyük vakit kaybi benim icin. Izlemiyorum.
Oysa kizlar minis videosu erkekler maynkraf videosu icin deliriyorlar. Baskasinin oynadigi oyunu niye izlediklerini bilmiyorum. Bir numara olmali ki pewdipie bir varlik.
Vloggerler benim için muamma yani.
“yeni yeni gelişen blog yazarlığı bir anda biter” görüşüne pek katılmıyorum Gökhan; yeni bloglar reklamlarla vs gelişmiyor; içerikle, iyi araştırmakla, çok okumakla gelişir. Vergi ödeyeceğim endişesiyle blog yazmayı bırakırsa onu bilemem; çünkü bana da bu konuyla gelse Maliye, tuhafıma gider ama blog yazmayı bırakmam. Tabi öncelik sırası vardır mutlaka; sağlam kazanıp KKTC’ye kaçıranlar gibi ;)
Maliye Bakanlığı böyle bir şey yaparsa eğer yeni yeni gelişen blog yazarlığı bir anda biter diye düşünüyorum. Fakat sitesinde reklam olmayan veya site üzerinden bir geliri olmayanlar için bir sorun olacağını sanmıyorum.
Çok doğru söylüyorsun Gökhan, “en iyisi benim olan blog’; gerisi hikaye ;) Bu arada Maliye Bakanı’nın bütün blog ve YouTube kanalı sahiplerinin birer şirket gibi kabul edilip kayıt altına alınacağına dair açıklamasını geçen haftalarda okumuştum.
Abi bu defa internet günlükleri yazısı daha renkli olmuş, öncekilerde video çekmiyordun, video renk getirmiş ve bence çok güzel de olmuş,
Maliye Bakanlığı artık adsense reklamlarından gelir sağlayanların peşine düşecek, sanırım paypal’ın Türkiye’den kaldırılması da bu yönde bir çalışma, ( fakat az kazananların peşine düşeceklerini sanmıyorum, belli bir kazanç sağlayanlardan vergi alınır diye düşünüyorum)
İngiltere AB’ den ayrılsa bence hiç bir şey olmaz aksine kendiler için çok daha iyi olur, çünkü ekonomileri zaten çok iyi. Daha önce bir yerde okumuştum bilmiyorum ne kadar doğru ama Japonya’da adamlar avukat robotlar üretmeye başlamış, ( artık robotlar savunacak ne günlere kaldık :) )
Her geçen gün yaygınlaşan canlı yayın, yakında wordpress ve blogpota’ da gelirse hiç şaşmam, instagramda yapılan yorum ve beğenilerin sayısı geçen yıla göre azaldığına göre bu demek oluyor ki, insanlar her şeyden belli bir süre sonra sıkılıyor ve yenilerini arıyor ( Bana göre en iyisi benim olandır, yani blog, en azından iyisiyle kötüsüyle benim :) )
Her zamanki gibi bizleri, en azından beni bilmediğim konularda bilgilendirdin teşekkür ederim ve ellerine sağlık :)