İtinayla Nikah Şahitliği Yaparım

Ben kariyerimi nikah şahitliği üzerine yapıyorum. (İlk nikah şahitliğim Harun, ikincisi İbrahim içindi.) Üçüncü nikah şahitliğim yeğenim Ali Rıza ile Zeynep’in geçen Cumartesi (17 Mayıs) Bayrampaşa Gençlik Merkezi’indeki Nikah Dairesi’nde kıyılan nikahları sayesinde oldu. 4 nikah şahidinden biri olarak bize ayrılmış özel alanda beklerken oranın fotoğrafçısının hangi objektifi kullandığıyla daha çok ilgilendim. Nikon’un 18 – 135 kit lensiyle tüm fotoğrafları çektiklerini öğrenince yaşadığım hayal kırıklığı nikah masasında yüzüme yansımış olabilir (emin değilim). Lakin içeride adeta canlı yayımlanacak bir televizyon programının atmosferi yaşatılıyor. Bir tek yüzümüze pat makyaj sürüp “3-2-1 kayıt!” deyip sahneye sürmedikleri kalmıştı. (Birgün nikah dairesinde nikahlanacak olursanız bu dediklerimi hatırlayın)

Nikah salonunda sıkı güvenlik önlemleri genç çiftimizin yeni hayatlarına güvenli bir şekilde adım atmaları için değil kimse cep telefonu dahil hiçbir şekilde fotoğraf çekmesin diye alınmıştı. Bu konuda görevliler insan üstü bir gayret sarf ettiler; elimde makine cebimde telefon öylece bakakaldım kartel medyasına ;)

Nikah sonrası soluğu Eyüp’te aldık, bir pastaneye girecektik ki pastanenin içindeki teyzeler, ablalar, hanımlar ayaklandılar; cep telefonlarına davranıp bana doğru fotoğraf çekmeye başladılar. “Benim blogu takip eden herkes aynı gün aynı saatte taaa Eyüp’teki bu pastanede bir araya gelmiş olamaz!” diye şaşırmıştım ki 70 – 75 yaşlarında muhterem bir amca (ki bir cemaatin hatırı sayılır büyüklerindenmiş) için bütün bu telaşın yaşandığını anladım.

Pastalarımızı yedikten sonra fotoğraf çekimi için biz bize kaldık. Bu arada düğün, nişan fotoğrafı çekmeyi bıraktığımı sosyal medya aracılığıyla cümle aleme ilan etmiş olmama rağmen bizim oğlanın nikah fotoğraflarını çekerken buldum kendimi. “İyi ki nikah sonrası nikah çikolatalarının çoğunu (hepsini de olabilir, bir ara kendimden geçmişim) yemişim” dedim.

Eyüp Sultan’ın içi bu defa sünnet çocuğu doluydu, önceki gelişlerimde gelin – damat görürdüm. Namaz kılanlarla moda fotoğrafı çekenlerin bir arada olduğu ender Müslüman ülkelerden biriyizdir herhalde. Eyüp Sultan’da sayın savcım Eşref’in imamlığında bir öğle namazı kılma şerefine nail oldum diye seviniyordum ki sağım solum sünnet çocuklarının en güzel fotoğraflarını çekmek için yarışan anne ve babalarla dolu olunca kıldığım namazın ‘huşû’sundam emin olamadım. Hatta son sünnetin ortasonda selam verip ‘teyzem çocuğu o pencereye çıkartmak için uğraşıyorsun ama fotoğrafta ışık patlayacak’ dememek için kendimi huzura teslim ettim.

Eyüp Sultan’ın bahçesinden ayrılıp Pierre Loti’ye çıkmak için teleferiğin olduğu yere yaklaşmıştık ki bekleyen insanların oluşturduğu kuyruğu görünce kuyruğumuzu kıstırıp geri dönmeye karar verdik. Hal böyle olunca Ali Rıza ve Zeynep’in nikah sonrası fotoğrafları Eyüp Sultan’ın tam çevresini 360 derece dönerek çekilmiş oldu. Bu arada hep söylediğim şeyi bir kere daha tecrübe ettim ki ‘fotoğraf çekilmeyi seven insanların fotoğraflarını çekmeyi daha çok seviyorum.’ Örneğin dünya tatlısı yeğenlerim bu üç kardeş gibi:

Fotoğraf yayımlama konusunda kronolojik takılma saplantısına sahip olduğum için Ali Rıza ve Zeynep’e ait kareleri flickrevreni arşivimde yayımlamak için birkaç ay sonrasına tarih verebiliyorum ;) Ha bu arada; genç çiftimize ömür boyu mutluluklar ;)

Sıradaki yazı: Bu yazıdan sonra Ziya ve Didem Deniz’le 19 Mayıs’ta İstanbul’daki buluşmamızı hazırlıyorum.

+ Sosyal Ağlarda Takip Et

İlknur Hanım’ın Çiftliğindeydik

İlknur‘un altın çilek hasat etkinliğine gittik de fena mı ettik? Yoo ;)

Mesela dalından koparıp bol bol taze altın çilek {ki bence bu meyveye altın kiraz denmeli, ona daha çok benziyor.} yemenin yanında Fatih ve Eşref‘le traktör kasasında yolculuk ettik :)

Hatta daha da öncesinde fotoğraf fotoğraf fotoğraf deyip e-vren’in objektifi ile İlknur Hanımın Çiftliği projesine imza attık ;)

facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni RSS abonelik