Hikâyelerinden etkilendiğim, insanlara ilham verdiğine inandığım kişilerle yaptığım video söyleşilerden oluşan Anlat Bana‘nın üçüncü bölümünde Gezgin fotoğrafçı Gökhan Yolcu ile sohbet ettim. Ankara’da Devlet Tiyatroları bünyesinde 30 yıla yakın süredir sahne fotoğrafçılığı yapan Yolcu, beyin kanaması geçirip ameliyat olduktan sonra hayata daha farklı bir gözle bakmaya başlar. Sahip olduğu fotoğraf bilgisini, Anadolu’nun köy okullarına giderek ilkokul öğrencileriyle paylaşmaya karar verir. Karavanıyla birlikte yola düşerek “Hayat Yolculuğunun Fotoğrafını Sen Çekebilirsin” adını verdiği projesiyle çocukların, birer fotoğraf objesi olmaktan çıkıp doğrudan fotoğrafın kendisine dokunmasını sağlar.

Farklı köy okullarını dolaşarak ilkokul öğrencilerinin fotoğraf makinesine ilk kez dokunmasını sağlamakla yetinmez, onlara ışığın fotoğrafa dönüşme sürecini de gösterir, fotoğraf çekmeyi de öğretir. Böylece öğrencilerin hayatları boyunca fotoğraf çekebilme – ayrıntıları görebilme kabiliyeti, estetik bakış açısı kazanmalarını sağlayarak kendisinden sonra da devam ettirebilecekleri bir farkındalığa imza atar. Gökhan Yolcu’nun attığı o imza sadece fotoğraftan da ibaret değildir. O, gittiği okullarda kurduğu kütüphaneler ve öğrencilere hediye ettiği kitaplarla ışığın yanında kitapların da çocuklara ilham vermesine yardımcı olur.

Yolculuğunun dördüncü durağı Sakarya Kocaali Şerbetpınarı Köyündeki fotoğraf eğitimini tamamlayıp İstanbul’a gelen Gökhan Yolcu ile yaptığımız 15 dakikalık sohbetin, daha çok insana ilham ve umut vermesini dilerim:

Vlogda yer almayan sohbetin devamında Gökhan Yolcu’ya projesine desteğin ne durumda olduğunu sordum. Fuji, Opet gibi şirketlerin yanında Milli Eğitim Bakanlığı ve onun nezdinde İl Milli Eğitim Müdürlükleri ile Kaymakamlıkların da projeye destek verdiğini örnekleriyle anlattı. Yakın arkadaşlarının da farklı şekillerde desteğini gördüğünü belirtirken kendisi için bir şey istemediğini tüm çabasının projeyi 2020 yılında da sürdürebilmek olduğunu vurguladı. Bu projenin rahatlıkla sürdürülebilmesi için foto kitapların basılması ve fotoğrafların sergilenmesi için kaynağa ve desteğe ihtiyaç olduğunu anlattı.

Anadolu’nun her biri farklı bölgedeki köy okullarına, yuvası olmuş karavanıyla tek başına yolculuk ederken en büyük motivasyonu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” sözü. Gittiği okullarda 10 gün fotoğraf eğitimi veriyor, öğrencilerin çektiği fotoğraflardan seçmeler yapıp onları hem okulda sergiliyor hem de öğrencilere kendi çektikleri fotoğrafların yer aldığı foto kitap hediye ediyor. Böylece dokunduğu her okul, üç haftalığına renkleniyor, güzelleşiyor.

Elbette onun da hayatını güzelleştirir öğrenciler. Tunceli Burmageçit Köyü İlkokulundaki öğrenci Ali Eren Bitkin’in kendisine söylediklerini hâlâ unutamadığını anlatıyor Yolcu. Onlara sadece fotoğrafı anlattığını zannederken Ali Eren gelip “Ben sizden dostluğun, arkadaşlığın, kardeşliğin ne kadar önemli olduğunu öğrendim.” sözlerini paylaşıyor.

İlkokul öğrencisinin hayatında bilmeden bu denli bir farkındalık sağladığı gerçeğiyle yüzleşince donup kaldığını ve göz yaşlarını tutamadığını söyleyen Gökhan Yolcu’ya “Peki hangisi daha zor ve keyifli,” diye sordum, “sahne fotoğrafçılığı yapmak mı öğrencilerle fotoğraf çalışmak mı?”

Çalışma esnasında kolay olanın da zor olanın da sahne fotoğrafçılığı olduğunu söyledi Yolcu. Sanatçıların kaprislerinin bunda etkili olduğunu ancak çocuklarla çalışırken de onlarla birlikte onların çocukluğunu yaşamak zorunda olduğunun altını çizdi; “Çocukları kazanmak zorundayız, başka bir gelecek şansımız yok.” dedi.

Bugüne kadar Bingöl Karlıova YeniKöy, Tunceli Burmageçit Köyü, Kars Selim Yolgeçmez Köyü ve Sakarya Kocaali Şerbetpınarı Köyündeki ilkokullarda projesini hayata geçiren Yolcu’nun bir sonraki durakları Bandırma Ekinci Köyü İlkokulu, Muğla Fethiye Kaya İlkokulu ve Diyarbakır.