Azrail’i Beklemeden Öldürün Kendinizi!

{Nisan ’07 MisAfiR KaLeM Yazısıdır}

Çok garip bir alem bu sanal alem… Herkes bir yerlere üye, bir sitenin hayranı, forumlarda adı geçiyor. Kısacası kızların, erkeklerin şahıslarına münhasır hallerini üye oldukları sitelere bakarak anlayabiliyoruz. Bunun yanında; Okul yollarında sevdiğini takip eden, gece telefonlar bekleyen, sıralara şiirler yazan, gömleğinin iki düğmesi açık, saçları yana taralı gençlik yerine, msn listeleri kalabalık, nicknameleri üç noktalı sözlerle dolu, okul sıraları msn adresleri ile süslenmiş gençlik var.

Bir toplumun hal ve hareketlerini, kültür seviyesini, ilgi alanlarını da sanal alemlerde gezerek görebiliyoruz. Örneğin bir video sitesinde Coşkun Aral adıyla tarama yaptığımızda bir video, Banu Alkan olarak tarama yaptığımızda sayısız video ile karşılaşmamız gibi… Bir de sanal alem muhakemesi vardır bilmem dikkat ettiniz mi? Bir olay olur, bu olay forumlara taşınır hemen arkasından web siteleri yapılır, eğer görüş yanlışsa karşıt görüş çok değil hemen ikinci gün tavrını koyar ve konu forumlara taşınır, web siteleri yapılır. Sanal alemde halk doğruya en geç üç günde ulaşır. Örneğin, Hırant Dink cenazesindeki Hepimiz Ermeniyiz sloganına sanal alemin tepkisi kaç günde olmuştur?

Maillerde gelen o görsel sunular, özel gün ve haftalardaki özel mesajlar, her milleti kendi açısından kabuğuna çekilme derin mülahazalara sebebiyet verdi. Ülkemizdeki ulusalcığın artmasında sanal alemin emsalsiz yeri var. Bunun en büyük örneği ise Kuvay -i Milliye Derneği, ADD gibi sitelere girenlerin sayısının artması gösterilebilir.

Her tür dokümanın 2 tıklama ile ulaşılabildiği bir alem bu sanal alem. Bu kolaylığın verdiği güzellik kadar rehaveti de var. Bizim tayfa, son defa kara önlük giyen, yıllık ödevini son defa dolma kalemle yazan, araştırmalarını kütüphanelerde ve gazetelerden aldıkları ansiklopedilerle yapan devre, yeni nesile nazaran daha kıymet bilir durumda. Ama yeni nesile okullarda bilgisayar dersi verilmeden önce, doğru şekilde kullanılırsa harikalar yaratılabilineceği anlatılmalı, dirayete erdiği zaman bilgisayar kullanım hakkı verilmesi gibi önlemler alınmalı. Bunun en büyük örneği ise okul saatleri dışındaki internet kafelerin durumu (Knight online bataklığı )

Her ne kadar sevsem de bu alemi, her ne kadar işim olsa da, gerçek hayata bağlılığından gelip geçici. Ama ben sanal alemdeki ömrümü kendim belirleyeceğim. Google’dan kaydım düşecek, mail adreslerim kapanacak, msn’imde başkaları çıkacak, alan adım ve adresim silinecek, skypem meşgul çalacak, Evren’in sitesine “Adamın Biri” diye yorum gelmeyecek. Sanal alemdeki ötenazi hakkımı kullandıktan sonra 2 melek sağımdan ve solumdan tutup götürecek… Karadeniz’in en nadide yeşilliğine küçük bir bahçelikte o iki melekle (karım ve çocuğum) gerçek hayatın tadını inadına Orhan Veli tadında yaşayacağım. Bana kalırsa siz de Azrail’i beklemeden öldürün kendinizi !

Mustafa Pişirici, e-vren günlüğü’nün Nisan 2007 MisAfiR KaLeM’i. 1982 yılında Isparta – Yalvaç’ta doğdu. ADÜ Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama Bölümü’nden mezun oldu. Aydın Egetek Toshiba bayiinde ağ sistemi uzmanı, AyTv’de grafik tasarım, Antalya Destech Bilişim Çözümleri’nde web uzmanı olarak görev aldı. Şu anda Yalvaç’ta dinlenme ve gelen teklifleri değerlendirme amacıyla bulunuyor. Aynı zamanda profesyonel anlamda fotoğraf çekimiyle ilgilenen Mustafa Pişirici’nin www.pisirici.com alan adıyla da bir web sitesi var.

3 Comments

  1. Okuduğunuz bölümle pek bir savaşlısınız. Yok aman muhalıflık etmiycem, onu havacı arkadaşımız yapmış. Ben tebrik etmek isterim düşüncelerini.Hmm benim feysbukum falan yok, üyelik onayları için uyduruk bir mail adresim ve bu blogu aldattığım bir kaç tane de edebiyat sitem var. Ben zaten ölmüşüm :)

  2. eline sağlık çok doğru şeyler yazmışsın vallahi. sanal alemde ömrümüz geçiyor haberimiz yok.

  3. Ne istiyorsun sevgili ölüm meleğimizden. Bu işsizlik ortamında işi olduğu için kıskandın mı ne?
    Hadi diyelim dediğini yaptık, bak neler olur.
    Gelen Azrail değilse veya şaka yaptıysa boşuna “niyazi” olursun.
    Öbür dünya da bir davan daha olur;
    Azrail sana dava açabilir.
    Azrailin işini yapmasına engel olduğundan + günah kazanabilirsin.
    Bu dava konusu, ruhlar alemini karıştırabilir.
    Azrailin gelme vaktini nasıl öğrendiğin soruşturulmaya başlanır, İspiyoncu ruhani varlık avına çıkılır.Ruhani varlıkların özellikle malum ülkede olduğu gibi tele kulaklara takılıp takılmadığı tartışılır.
    Teorik tartışmalar başlar, Azrailden once öldürdüğün için milisaniyeler le bile olsa vadesi gelmeden ölmüş olacağından ölüm geçersizdir denebilir.(bir daha dünyaya gönderirlermi acaba)
    Azrail görev tanımı tartışılır,Görevi öldürmek midir? ölenin ayrılan ruhunumu almakdır?
    Kendini öldüren cinayet işlemiş olmakdamıdır.
    Azrailin can alma yöntemiyle, kendini öldürenin yöntemi farklıysa, kader çizgisi değişmiş olabilir mi?
    Vs,vs, Gördüğün gibi sevgili kardeşim. Fani dünyayı yeterince karıştırıyoruz,bir de öbür dünyayı karıştırmıyalım.Paşa paşa kaçınılmaz sonumuzu huşu içinde bekleyelim. Sevgiler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir