Korona Virüs 23 Nisan’ı da Vurdu*

Bu ülkedeki çoğu kişi gibi benim de çocukluğum eğitim hayatıma başlamamla bitti. Her gün okula, okuldan etüte, etütten eve koşarken daha oynayamadığım kaç tane istop, patlatamadığım kaç tane top, dizimi yaralayamadığım kaç gün var diye düşünmeden edemiyorum.

Tabii bu düşüncelerimin yerini gelecek kaygılarımın alması çok uzun sürmüyor. İşte 23 Nisan da pamuk şeker, kâğıt helva, tavşanlar ve caddede satılan balonlar gibi beni heyecanlandıran ve bana çocuk olduğumu hatırlatan şeylerden biri. Sokaklarda artık eskisi gibi bir coşku olmasa da içimizdeki coşku hâlâ kaybolmadı. Her 23 Nisan’da sallayabildiğim küçük bayraklar için, bana hâlâ bir çocuk olduğumu hatırlattığı için ve bu ülkenin geleceği olduğumu iyice aklıma kazımamı sağladığı için Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’e büyük bir minnet, saygı ve sevgi duyuyorum.

Atatürk’ün fikirleriyle, halkın evlerinden getirdiği tuğlalarla inşa edilen ve bir milletin kurtuluşu olan Meclis’in açıldığı günü çocuklara armağan etmesi onun çağdaş ve ince fikirli olduğunun göstergelerinden. 

23 Nisan’da Covid-19 virüsü nedeniyle İstiklal Marşı’nı evde okuyacak olmak alışkın olduğumuz bir durum değil. Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, salgından dolayı hak ettiği şekilde kutlanamayacak olsa da içimizdeki coşku ve heyecan hâlâ var ve hiçbir zaman da yok olmayacak. 


* Bu yazı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile millî egemenliğimizin 100. yılı dolayısıyla yeğenim Gülizar Soyuçok tarafından yazıldı. Gülizar 14 yaşında, sekizinci sınıf öğrencisi ve Denizli'de yaşıyor.

2 Comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir