Aynı ekranı paylaşmaya devam etmek dileğiyle

spikerlik_sunuculuk_kursu

…ve bu son haberle birlikte artık veda vakti.

Belki de bir daha yaşayamayacağımız bir maceranın sonuna geldik.

Farklı mesleklere sahip bizler aynı amaç için olmasa da ortak bir duyguyla burada buluştuk. Az sonra kendi evlerimize, işlerimize döneceğiz. Hayat yollarımızı tekrar kesiştirir mi bilinmez ancak her bir arkadaşımı tanıdığım için çok mutluyum.

Ben Evren Soyuçok.

Bu zaman zarfında sürç-i lisan ettiysem -ki fazlasıyla hatam oldu- affınıza sığınıyorum. 

Aynı ekranı paylaşmaya devam etmek dileğiyle… Hoşça kalın.

2 Eylül Çarşamba günü Hamit Özsaraç’ın dersiyle başlayan 11 haftalık süreçte uzun süredir hissetmediğim kadar iyi hissettim kendimi. Arkama dönüp baktığımda şüphesiz “2015 yılında aldığım en iyi kararlardan biriydi” diyeceğim bir eğitim süreciydi.

Ekranda hayranlıkla seyrettiğim mesleğinin ustalarıyla aynı sınıfta bir arada olmak, onların tecrübe ve bilgilerinden istifade etmek paha biçilemez. Özellikle eğitimler sırasında bizlerle ilgili olumlu / olumsuz eleştirileri ve önerileri hayat boyu yolumuzu aydınlatacak değerde.

Kendilerinden ders almış olmanın her zaman büyük gururunu yaşayacağım hocalarım Hamit Özsaraç, Bilge Yurtdagülen, Kaan Yakuphan, Barış Kuyucu, Tunç Arslanalp, Salih Uzuner, Burcu Kaya, Bülent Özveren, Benan Kepsutlu ve Özge Uzun ile Başkent İletişim Bilimleri Akademisi İstanbul ailesine çok teşekkür ederim.

Diksiyon derslerinden bazı notlarımı burada paylaştım ancak uygulama ağırlıklı spikerlik – sunuculuk derslerinden notları aktarmak mümkün değil. Öyle ki her hocamızla geçirdiğimiz her bir ders sayfalarca yazılacak güzel anlarla doluydu.  Bütün bunlar hayatımın en özel hatıraları arasındaki yerini alırken bu yazımı, hocalarımızdan birer notla sonlandırıyorum. Bazısını Türkçenin doğru kullanımı  bazısını da spikerlik adına kulağa küpe olacak şekilde ‘tadımlık’ seçtim. Daha fazlası elbette yılların tecrübesine sahip 10 ismin kendisinde:

Hamit Özsaraç: Günlük konuşma tonunuzla haber okuyun; tiyatral örnekler vermeye çalışarak sesinize yüklenmeyin; doğal olun.

Bilge Yurtdagülen: “İle” ve “ise” bağlaçlarını gördüğünüzde okumayın; bir önceki kelimeyle birleştirin. (“ABD, Türkiye ile masaya oturdu” değil “ABD, Türkiye’yle masaya oturdu.)

Kaan Yakuphan: Haber okunmaz, haber anlatılır. Elindeki haberi doğru okumak değil metni iyi anlayıp doğru vurguyla iyi aktarabilmek önemli.

Barış Kuyucu: Konuşma hızıyla dinleme hızı aynı değildir. Dinleme hızı daha yavaştır. Bu sebeple normal ses tonuyla ıııııı’lamadan sakin konuşun. Özne – yüklem ilişkisi dar olan kısa cümleler kurun. Unutmayın, “ve” bağlacı Türkçeye sonradan girdi.

Tunç Arslanalp: “ve” bağlacı kendisinden sonraki sözcükle bağlanır, ara vermeden söylenir. (Örneğin: Suriye ve Filistin meseleleri”ni telaffuz ederken “Suriye veFilistin meseleleri” şeklinde söyleyin.)

Salih Uzuner: Yaptığın, yapacağın işte örnekler kötü olabilir (örneğin televizyondaki spikerler) ancak sen iyi olmak zorundasın.

Burcu Kaya: Evde yalnızken, yolda yürürken, araç kullanırken sesinizle oynayın, onu tanımaya çalışın. Her gün mutlaka 25 tekerleme çalışın. Tekerlemeleri ağzınızı tam açarak, tüm sesleri doğru çıkararak yavaş yavaş söyleyin.

Bülent Özveren: “yani, işte, ondan sonra, falan, filan, hani, şey” gibi ifadeler Türkçedeki en boş ifadelerdir.

Benan Kepsutlu: Konuşmaya “Evet” ile sorulara Peki” diyerek başlanmaz. “Kadın” kelimesi yerine “bayan” sözcüğünü kullanmayın.

Özge Uzun: Bol bol yüksek sesle okuma yapın. Tempolu okumaya alışırsanız metin okurken hata yapmamaya başlarsınız.

Evren’i Sosyal Ağlarda Takip E


e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

2 Comments

  1. harika bir yazı.
    tabir caizse çok temiz bir yazı(:
    ara ara okumalı çünkü; okurken oranın heyecanını yaşıyorsun.
    güzel anın hayırlı olsun(:
    sevgiler,

Bu yazıya katkı sunun