2 BİN(S)ON OLSUN!

Hayallerimi en çok yoğunlaştırdığım ve bu kez son olsun! dediğim bu yılda, benim çokça hevesim ikibin[s]on buldu!

Ağzıma yüzüme bulaştıracağım bir yıla adım attığımı nereden bilebilirdim ki 2009’un 31 Aralık gecesi. Yaşayacaklarımı önceden öğrenme şansım olsaymış, şimdikinden çok daha mutsuz olacağım kesinmiş. Ama yine de mutsuzum. Hayatımda en çok değer verdiğim insanların tesellilerinin hiçbir faydasının olamayacağı kadar mutsuzum.

Nerede olmam, ne yapmam gerektiğinden, neyi hak edip etmediğimden, hatta şu durumu gerçekten hak ettiğimden bile artık emin değilim. Bunca ömrümde uğradığım haksızlıkları toplasam geride kalan bu yılda uğradığım haksızlıklar kadar etmezdi.

2010 öylesine kara bir yıl, bu hayat zaten başlı başına tuhaftı ki…  Hiç olmadığım kadar yaralıyım, hiç olmadığım kadar küskün ve telafisinin mümkün olmadığına inanmaya başladığım bir kayboluştayım.

Ama yaşadığım hezimetin tek sorumlusunun ben olmadığımı da biliyorum. Ne yaşıyorsam, bunda sadece benim parmağım yok. Kendi acımla sessizliğimi korurken kimse sanmasın ki bütün bunlarda sorumluluk sahibi değiller.

İyi dileklerim yok, artık bir beklentim de yok. Keşke her şey rengarenk bir sayfadan, fotoşoplu fotoğraflardan, edebi cümlelerden ibaret olsaydı. Bu dünyanın bir de ENTER tuşuna bastıktan sonraki gerçekliği var. O gerçeklik e-vren’i artık tatmin edemeyen ve asla mutlu edemeyen bir gerçeklik!

facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni RSS abonelik

 

evrengunlugu.net

2010-2011 dönemindeki yayın süresince Acil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nı, AİP Vakfı’nın proje ve çalışmalarını gönüllü olarak desteklemektedir.

e-vren günlüğü’nün 2010’daki EN’leri

2010 yılında e-vren günlüğü’nde yayımladığım yazıların içinde en çok okunanı Peyami Safa’dan Kitap Okuma Kurallarıoldu.

2010 yılında çekip flickr.com hesabımda paylaştığım fotoğraflardan en çok ziyaret edilen de {şuradaki} fotoğraf oldu.

evrengunlugu.net

2010-2011 dönemindeki yayın süresince Acil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nı, AİP Vakfı’nın proje ve çalışmalarını gönüllü olarak desteklemektedir.

Aşk Bir İnkılâptır {Stüdyo Kaydı}

Hayatımdaki çoğu şeyi sorguladığım bir dönemden geçerken aşk, epeydir ihmal ettiğim bir şeydi. Şubat 2009’da yazıp {burada} yayımladığım ve hemen ardından ilk kez {şurada} seslendiridğim Aşk Bir İnkılaptır‘ı 2009’un Temmuz’unda Ankara’ya gittiğimde sevgili Nur‘un yardımıyla çalıştığı radyonun kayıt odasında da seslendirmiştim. Kalb Kalbe On Beş Kelam tamamlanmaya devam ederken, 15 aydır beklettiğim bu kaydı fon müziği koyma fikrinden vazgeçip ham ses olarak paylaşıyorum. 

 

evrengunlugu.net

2010-2011 dönemindeki yayın süresince Acil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nı, AİP Vakfı’nın proje ve çalışmalarını gönüllü olarak desteklemektedir.

Beni Bunlarla Bulmamalıydınız ;)

e-vren günlüğü’nün 2010 sloganı çok kişisel ajayip bi’şiy olsun derken 2009 istatistiklerinin böylesine acayip olacağını düşünmemiştim :) e-vren günlüğü’ne Google aramalarıyla düşen bir kısım ziyaretçinin arama çubuğuna yazdıklarına mı şaşırayım yoksa bu saçmalıklarıncevabının internette aranıyor ve haliyle web günlüğümde bulunduğunun sanılıyor olmasına mı :)

Google, 2009 yılında 11.238 anahtar sözcük / cümle aramasını evrengunlugu.net’e yönlendirmiş. Bunları birkaç grupta incelemek gerekirse en dikkat çekici olanları soru cümleleri. İnsan akşama ne yapacağını bile arama motoruna sorar mı? İşte birkaç örnek ve o arama’lara cevaplarım ;)

Acemi birliğinde olan askerin asker arkadaşına yazdığı sözler: Niye bir askerin askerdeyken bir başka asker arkadaşına yazdığı sözler? Üstelik niye acemi birliğindeyken ;) Niye lazım ki bu sorunun cevabı, bunu google’da aratan kişiye :D

Adım seda soyadım kurban. e_posta adresi almak istiyorum: Böylesini de ilk defa görüyorum, yorum bile yapamayacağım :D

Beni bankadan aradılar: Eeee bak sen! Peki google’dan ve dolaylı olarak benden istediğin nedir ;)

Ben yolcu uçağı yapmak istiyorum kağıttan: Sen kağıttan yolcu uçağı yapmak istiyorsun veya sen istemek kağıt uçağı yolcudan ;) Bunu arayıp da e-vren günlüğü’ne geldin madem, bari yapabildin mi uçağını?

Bizim sınıfta Ayça var adı Aytül: Benim blogda da e-vren var adı günlüğü ;)

Boğazıma hakim olamıyorum bu ay bayramin kaçıncı ayını kutladık: Bu arkadaşımız tam olarak neyi aramış ve ne bulmayı amaçlamış çok merak ettim ;)

Cem Garipoğlu’nun kız kardeşlerinin isimleri ne: Vuuuf! Ana avrat düz gitmek bu arkadaşı kesmemiş anlaşılan, direkt eyleme geçmek istemiş :D

d-smart’ı çözmenin bi yolu var mı: Bu blog hiçbir zaman yasa dışı işlerin vs yeri olmadı ;)

Cübbeli Ahmet Hoca kaç doğumludur: Gerçekten çok merak ediyoruz!

Evli bir erkekle aşk yaşıyorum bana karşı ilgili sonu nereye varır: Oy oy oy… Böylesi bir haltı yiyen arkadaş google’dan nasıl bir çözüm bulmayı akıl ediyordu acaba ;)

facebook arkadaşlık teklifim kabul edildi mi: Harbi bu kadar aptal insan var mıdır? Bunu öğrenmenin yolu belliyken, kardeşim bu da mı sorulur google’a!  Continue reading →

Aydın Efesi ve e-vren günlüğü Efesi

Yeni yazımın başkahramı olacak olan Talat amcamızın ziyaretindeydik bugün. Kendisiyle yaklaşık 2 saat kadar sohbet ettik, 1 saatlik bir ses kaydı aldık ve yazıda kullanılmak üzere fotoğraflarını çektik. Yıllarını efeliğe vermiş birine biraz daha sert bakar mısın? demenin tuhaf hissini yaşadım ;)

Aydın’a yıllar sonra ilk kez sadece birkaç dakikalığına düşen böylesi karlı bir günde sıcacık sobanın başında ondan daha sıcak bir sohbeti gerçekleştirdik Talat amcamızla. Hem o s0hbet esnasında hem de yüzlerce fotoğrafın yer aldığı odasında kısa bir tarihi yolculuk yaşadık.

Bugün epey üşüdük ve ıslandık. Lakin, bugün yaşadıklarım içimi ısıtmaya fazlasıyla yetti. Şimdi sayfalarca notu, dakikalarca süren ses kayıtlarını ve birkaç kare fotoğrafı düzenleme vakti ;)

{Talat Efe röportajını buradan okuyabilirsiniz.}

evrengunlugu.net

2010-2011 dönemindeki yayın süresince Acil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nı, AİP Vakfı’nın proje ve çalışmalarını gönüllü olarak desteklemektedir.

Tuvaletini Lavaboya Yapanlar

Neyse ki çoğunluğun halen wc’si değil de tuvaleti geliyor. Gerçi, bir Türk gibi / adam gibi / insanca gelen tuvalet ihtiyacını fransız gibi ifade ediyoruz. Bu metabolizmatik iğrençlik (!) ihtiyaç, böylece çok daha zarif bir hal mi almış oluyor? Bu yazı da iğrenç bir hal almaya başladı diye düşünüyorsanız asıl mevzuya geçeyim:

Geçenlerde dışarıda yemek yiyorduk. Arkadaş, yemek öncesi ellerini yıkamak için görevli bayana lavabonun nerede olduğunu sordu. Eğer ellerini yıkayacaksa lavabo hemen yan taraftaydı. Tuvaleti için soruyorsa o da alt kattaydı. Orada çalışan genç kız böyle cevap vermişti. Daha doğrusu tuvalet ve lavabo arasındaki farkı böylesine güzel izah etmişti.

Biz Türkler, kibarlıktan kırım kırım kırılıp her iki ihtiyaç için de lavabo demeyi tercih ederken aslında ikisinin birbirinden çok da farklı olduğunu biliyoruz. Ama ne hikmetse misafirliğe gittiğimiz evin sahibine hâlâ daha tuvaletin değil lavabonın yerini soruyoruz ;)

İşin latifesi bir tarafa lavabo ve tuvaleti TDK’ye göre birbirinin yerine kullanmak çok da saçma değil.

evrengunlugu.net

2010-2011 dönemindeki yayın süresince Acil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nı, AİP Vakfı’nın proje ve çalışmalarını gönüllü olarak desteklemektedir.

Gönderilenler Geri Döndüler

Birkaç gündür İzmir‘deydim. İzmir’e son gidişimde Cumhuriyet Meydanı‘ndan geçerken, üç tarafı devasa yabancı otellerle çevrili atlı Atatürk heykeli dikkatimi çekmişti. Fotoğrafını o gün çekmeyi düşünmüştüm ama hava kararmak üzereydi ve çok da vaktimiz yoktu.

Dün, bir süre bu heykeli seyrettim. Atatürk’ün üstün zekasıyla Türk askerinin gücü birleşip düşman tam da o heykelin karşısındaki mavi sulara yıllar önce dökülmüştü. Bugün, belki aynı düşmanlıkta olmasalar da hatta aynı yabancılar olmasalar da onlar o sulardan çıkıp geri geldiler. Dün gönderilenler çoktan geri döndüler. 

evrengunlugu.net

2010-2011 dönemindeki yayın süresince Acil İhtiyaç Projesi Vakfı‘nı, AİP Vakfı’nın proje ve çalışmalarını gönüllü olarak desteklemektedir.