Yazdan kalma bir gün Aydın’da. Hava öyle güneşli ve sıcak ki, gömleğinizin ya da kazağınızın kollarını sıyırmadan sokakta yürüyemezsiniz. Bugün apayrı bir yaşam sevinciyle doluydu içim. İnsanlar parklarda, sokaklarda… Neşe içinde, herkes tebessüm halinde. Her zaman söylerim: “Ege’nin insanı Ege’den başka yerde yaşayamaz.” diye. Soğuk hava, kar, fırtına yabancı şeyler bize. Toplasan ancak 30 gün kış yaşanır Aydın’da. Doğru dürüst soba yakılmadan geçirilen ilkbaharımsı bir kış, Aydın’ın kışı :)
Telefon çalıyor ve bir bayan sesi: “Merhaba ben Ariel” diye başlıyor söze ve çamaşır deterjanının reklamını yapıyor. Reklamcılıkta son nokta. Ariel Hanım anlatıyor da anlatıyor ve son söz olarak bombayı patlatıyor:
Ariel ürünlerini kullanmazsanız sizi tekrar arayabilirim!
Oha, çüş, yuh falan yani! Aranızda ev telefonundan bu şekilde aranılan var mı bilmiyorum ama bugün bizim başımıza geldi bu olay. İnsanları özel telefonlarından rahatsız edip, onların vakitlerini çalmak, üstelik “bizi kullanmazsanız, sizi tekrar ararız” tehdidi hangi ahlakla ve mantıkla izah edilebilir?
Son bir not daha: Yakışıklıyım kardeşim, var mı itirazınız :) Prens dedik bağrımıza bastık Süleyman Efendiyi ! Feriş dedik, aşure dedik, sevgimizi eksik etmedik Feriştah Hanımdan ! Bunlar bana tecrübe oluyor; yazıyorum bir kenara :) Çocukmuşum, zaten tipsizmişim, kim bana yakışıklı demiş ki, neden kendi kendime gelin güvey oluyormuşum. Photoshop sağolsun. Nazar etmeyin, photoshopla çalışın siz de karizma olun, gençleşin :)