Entelektüellerin Oylarıyla Muhtar Olmak İstiyorum!

Muhtar adayı Ali Değerli ile

Muhtar adayı Ali Değerli ile

“Çok duygusal ama öfkeli de bir insanım. Haksızlığa gelemeyen ve adaletli olmaya çalışan biriyim. Çok onurlu bir insanım. Kendini ortaya koymaktan korkmam; kendime çok güveniyorum.”

Kendisini bu cümlelerle tanımlıyor Ali Değerli. Esenyurt ilçesi Talatpaşa mahallesinden yeni ayrılan Akevler mahallesinin muhtarını belirlemek amacıyla 8 Mart’ta yapılacak ara seçimde mahalle sakinlerinin oylarına talip olan 5 adaydan biri de kendisi. Her aday şahsına münhasır elbette ama emekli tarih öğretmeni Değerli kot pantolonu, uzun saçları ve söylemleri ile sıra dışı kişiliğini kullandığı afişler de bile hissettiriyor.

Zaten kendisi de imajının dikkat çektiğinin farkında ve muhtarlık seçimleri için kullandığı afişlerde de bunu yansıtmaya çalıştığını inkar etmiyor. Müzikle uğraşan, karavan düşkünü, seçim vaatleri olmayan hatta seçileceğine kesin gözüyle bakmayan bir muhtar adayı o.

Her söyleşi de olduğu gibi Ali Değerli ile de son derece içten bir sohbet gerçekleştirdim ve kendisi hem şahsını hem de muhtarlığa dair hedeflerini içinden geldiği gibi sade bir şekilde anlatmaya çalıştı. Daha yakından tanımanız için sizi kendi cümleleriyle baş başa bırakırken bu söyleşiyi gerçekleştirme imkanını bana tanıdığı için muhtar adayı Ali Değerli’ye teşekkür ediyorum.

Ali Değerli

Ali Değerli

1954 Trabzon doğumlu ve 40 senedir İstanbul’da yaşıyor. 5 yıldır da Akevler mahallesinde oturuyor.

Kendinizden kısaca bahseder misiniz?

Trabzon Fatih Eğitim Enstitüsü’nden (şu anki adıyla Karadeniz Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi) mezun olduktan sonra Anadolu Üniversitesi Tarih bölümünü okudum. Hukuk fakültesini de kazandığım halde ekonomik durumumuz uygun olmadığı için gidemedim. 27 yıl öğretmenlik yaptım. Emekli olduktan sonra da bu bölgede 1 sene fahri olarak öğretmenlik yaptım. Son 17 yılım Çemberlitaş Kız Lisesinin tarih öğretmeni olarak geçti. Bir oğlum var, onunla beraber hayatımı devam ettiriyorum. Ayrıca öğretmen Türk sanat müziği korosunda 10 sene görev yaptım. Ticaretle de uğraştım.

Muhtarlığa aday olmaya karar verme süreciniz nasıl oldu?

Mahalleye yeni bir muhtar seçme durumu ortaya çıkınca ben de dedim ki ‘boş duruyorum, en azından enerjimi harcayacak bir yer olmuş olur, insanlara da hizmet etmiş olurum. Şayet insanlara yararım olursa bununla mutlu olurum.’ O niyetle muhtar adayı oldum.

Kompleksleri Olan Biri Değilim

Muhtar adayı olma niyetiniz gerçekten sadece insanlara faydalı olmak mı?

İnsanlar genellikle böyle yerlerde görev almak için üç noktadan yola hareket ettiklerini düşünürüm. Birincisi nedir? Gerçekten o yerde hizmet etme, yönetme, insanlara faydalı olmak, onların hayır dualarını alma veya birilerini memnun ederek mutlu olma isteği. İkincisi nedir? Bazı insanlar komplekslidir. Kompleksli olanlar da böyle önde olmanın hazzını yaşamak; komplekslerini tatmin etmek için de böyle yerlerde görev almak isterler. Üçüncü yol ise çok tehlikelidir. Çıkar için oradadırlar. Bazı menfaatler sağlamak için de böyle görevlerin başına gelmek için çaba harcarlar.

Ben kendimi bunların arasında birinci kategoriye koyuyorum. Hiçbir zaman öyle komplekslerim, art düşüncem olmadı. Zaten geçmişim belli; devlet memuruyum. Ters bir şey olsa o görevde kalma şansım hiçbir zaman olmazdı. Özellikle adresimi de verdim. Çemberlitaş kız lisesinde son 17 yıl tarih öğretmenliği yaptım ki kız okulunda bir erkek olarak da öğretmenlik yapmak kolay bir iş değildir.

İmajım İnsanları Yanıltabilir

Peki ya imajınız? Seçmeni yanıltabilir mi?

İmajım insanları yanıltabilir, oysa hiçbir kötü alışkanlığı olmayan bir insanım. Hayatımda hiç sigara içmedim. İçkiyi çok nadir içerim. Hayatımda elime bira dahi alıp evime gitmiş adam değilimdir. Gece hayatı olmayan bir adamım. Yaşantım çok sıradan bir yaşantıdır ama görenler bana baktıkları zaman imajımdan dolayı sanki her şeyi yaşamış her şeyi görmüş gibi düşünebiliyor. Halbuki öyle değil. Bir tek hastalığım var o da karavan. Bir dönem karavan hayatım oldu.

Uzun saçlarıyla dikkat çeken Değerli, için imaj o kadar önemli ki Ankara Polatlı Topçu Okulu’nda eğitim subayı olarak tamamladığı askerliğini devam ettirme hakkını hayatı boyunca saç ve sakal uzatamayacağı için reddeder.

Şu an aktif olarak neyle meşgulsünüz?

Şu an aktif olarak yaptığım hiçbir şey yok, bol bol yürüyorum. (gülüyor)

Bana Oy Verin Diye Bir İddiam Yok!

İnsanlar bol bol yürüyen bir muhtar adayına niye oy versin ki?

Ben, bana oy verin demiyorum. Siz en iyisi hepsine bakın. Beş aday mı var, beşine bakın. Size göre bu işe en uygun kimse ona oy verin. ‘Bana oy verin’ gibi bir iddiam yok.

Ama herkes belli kriterlere göre bir adaya mutlaka oy atacak?

Bana oyu şunun için verin derim: Bu mahalle hoş bir mahalle, belli bir düzeyi olan bir mahalle. O düzeye uygun birini bulup ona oy verin diyorum.

Peki, bu hoş mahallenin en öncelikli sorunu nedir?

Bana göre buranın en öncelikli sorunu ulaşım. Özellikle Taksim’den gelen bir vasıtaya binme şansınız yok. Sonradan koyulan dolmuş hattı baya işe yarıyor ama yine de yeterli değil. Diğer bir sorunsa elektriklerin çok sık kesilmesi. Bu çağda karanlıkta kalmak kolay değil tabi. Zannediyorum buranın trafolarında bir sorun var. Trafoların yenilenmesi gerekiyor. Bunun dışında büyük bir sorun da eğitim sorunu, yani okul sorunu. Burada şu anda bir lise yok. Orada bir ortaokul var ama yeterli değil. Tek bir okul var ve bütün mahalle oraya gidiyor. Bir diğer sorun da inşaatların devam etmesinden dolayı yaşanan çevre düzenlemesi sorunu. Kaldırımlar sağlıklı değil.

İnsanların sosyal hayatlarını devam ettireceği ortamlar yok burada. Mesela evin kapısından çıktığın zaman bir alışveriş yapayım, kahve içeyim, bir arkadaşlık grubuna gireyim diyebileceğiniz öyle bir ortam burada yok. Akevler’in en büyük eksiklerinden biri de bu.

Benim Vaatlerim Yok!

O halde muhtar seçilirseniz 9 Mart itibarıyla el atacağınız ilk konu hangisi olacak?

Az önce saydığım konuları elimden geldiğince irdelemeye çalışacağım ama tabi bunlar benim elimde değil. Yapan ben değilim çünkü onun finans kaynağı ben değilim. Kimdir bunu yapan belediyedir; kimdir buna öncülük yapacak olan kaymakamlıktır, kara yollarıdır, elektrik idaresidir şudur budur. Onlarla beraber mutlaka diyalog kuracağız, onlara çeşitli yazılar yazacağız, onların karşısına çıkacağız. Dilimiz döndüğünce buradaki insanların haklarını korumaya çalışacağız. Ama şunu da çok iyi biliyorum; bu dediğimiz eksiklerin planlaması yapılmıştır. Bir faydamız o planlamayı öne çekebilirsek olur. Yoksa biz bugün buranın ulaşım sorununu çözün dediğimiz zaman; buranın eğitim sorunu var, çözün dediğimiz zaman çözeceklerine inanmıyorum. Onlar seni oyalarlar bizi oyalarlar ama muhtarı oyalayamazlar. Ben ne yapabilirim? Sorunların çözümünün öne çekilmesi için baskı yapabilirim. Sadece o konuda söz verebilirim. Yoksa onu yapacağım bunu yapacağım diye vaatlerim zaten yok.

Bir muhtarda olması gereken en önemli özellik sizce nedir?

Muhtar dediğiniz kişinin biraz da pedagojiden anlaması; insan psikolojisini; karşısındaki insanı etkileme yollarını bilmesi lazım. Yeri gelir espriyle, ciddiyetle, bilgiyle, mimiklerle insanı etkilersiniz. Bunun yolları var, onları kullanmayı bilmek lazım. Muhtarlıkta bunlar önemli. Liderlere baktığınız zaman bu vasıflara sahip olduklarını görürsünüz. Ben de muhtar olursam muhtarlık anlamında olmasa da özellikle hayat anlamındaki bilgi birikimimi, yaşamımda elde etmiş olduğum donanımları kullanarak karşı tarafı istediğim yöne çekebilirim. Sorunların çözümünü hızlandırmaları anlamında bir şey yapabilirim diye düşünüyorum.

Kadının En Büyük Düşmanı Bir Başka Kadındır

Seçimin aynı zamanda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne denk geliyor olması ve seçim çalışmalarında buna da özellikle vurgu yapılıyor olması bir aday olarak sizi rahatsız ediyor mu?

Hayır rahatsız olmuyorum. Demokrat, hoş görülü bir insanım. Kadın adaylar haklı; seçimi 8 Mart’a koyanlar düşünsün. (Gülüyor) Ayrıca ben insanları cinsiyet olarak da ayırmayan bir insanım. Kişiye, insan olarak bakarım. Cinsiyet olarak bakmak farklı bir şeydir. O, kadınlığını ön plana çıkarıyorsa ona da bir şey diyemem.

Ama şunu da söyleyeyim: Bir kadının en büyük düşmanı bir başka kadındır. Kadın, kadına kolay kolay oy vermez.

O halde muhtarlık seçim tarihi ile Dünya Kadınlar Günü’nün çakışıyor olmasının kadın muhtar adaylara bir avantaj sağlamayacağını mı söylemek istiyorsunuz?

Benim açımdan pek sağlayacağını sanmıyorum. Seçmenler, benim gibi düşünürlerse pek sağlamaz. Az önce söyledim; bir kadın için en büyük düşman yine kadındır. Bir kadın, bir kadını çekemeyebilir ama bir kadın bir erkeği çeker. Erkek için bir sorun yok. Şöyle bir düşünün: bugün parlamentoda kaç kadın var? Türkiye’de ne kadar kadın var? Türkiye nüfusunun yüzde 50’den fazlası kadın; yüzde 49’u da erkek. Bu açıdan baktığımız zaman niye parlamentonun yarısı kadın değil. Niye kadınlar, kadınlara oy vermiyor.

Bırakın da Hayatınız Renklensin!

Cinsiyeti bir kenara bırakırsak sizi diğer muhtar adaylarından ön plana çıkaracak olan özelliklerinizin neler olduğunu düşünüyorsunuz?

Eğitim düzeyim ve hayat tecrübem, özellikle de belki imajım. Bana göre bu, bir artıdır. Bu değerleri yakalayacak insanlar var. Beni algılamak için en azından astığım afişlere iyi bakmaları lazım. O astığım afişler bile aslında bir imajdır. Dikkat ederseniz afişlerimde sadelik vardır, vaatler yoktur. Fotoğrafımda biraz sıra dışılık vardır. Sıra dışı, renkli insanların hayatı. Bırakın da hayatınız renklensin. Bırakın kalıplaşmış şeylerle hayatı yönlendirmeyi, biraz kalıpların dışına çıkın, derim seçmenime. O zaman da beni görmeleri lazım.

O halde sıra dışı bir muhtar adayı olarak seçileceğinize kesin gözüyle bakıyor musunuz?

Hayır asla, yüzde 50! Benim için hep yüzde 50! Hayatta böyle iddiam asla olmaz. Ben öyle şey yapmam. Bu güvensizlikten falan değil. Ben hayatta mağlubiyetle galibiyeti kardeş gibi gören bir insanım. Her şey yüzde ellidir benim gözümde. Çok değişik dünya görüşüm var. Muhtar adaylığı daha önce yaşamadığım bir durum. Kalkıp da ben bunda iddialıyım demiyorum. Herkes kadar iddialıyım; herkes kadar şansım var.

Seçim sürecinde seçmenle görüşüyor musunuz? Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

Açık söyleyeyim ben fazla dolaşmadım. Şu arka mahallere ara sıra gidiyorum. Bizim bu yüksek binalardaki bloklarda gezmenin çok zor olduğunu düşünüyorum ve insanları bulma şansı da yok. Genellikle ben afişlerle daha çok şey yapıyorum. Bu bir hafta içinde diğer sitelerle de görüşmek için çaba harcarım ama ne kadar faydalı olur bilmiyorum.

Ayrıca site yönetimlerinin tavırları da genellikle pek olumlu olmuyor. Ben bir kapıyı çaldığımda ret cevabı almaktan çok rahatsız olan bir insanım. Onun da etkisi var, yoksa ben üşenen bir adam değilim. Çıkarım teker teker de bütün kapılara tanıtım kağıtlarımı koyarım. Keşke insanların toplandığı bir alan olsa oraya gidip otursam onlarla diyalog kursam; bunu çok isterim. Bana sorular sorulsun canı gönülden isterim, cevapları da gayet rahat veririm.

Site sakinlerinin muhtarlık seçimine ilgili olduğunu düşünüyor musunuz?

8 mart’ta seçim olduğunu hâlâ bilmeyen çok insan var. Buranın mahalle olduğunu bile bilmeyen insanlar var. En büyük korkum bu zaten. Kendim de bunlardan bir parça olduğum için bizim bu yüksek sitelerdeki insan yapısını biliyorum; bu konularda ehl-i keyiftir diye korkuyorum. Ayrıca sadece muhtarlık seçimi olduğu için insanların sandığa kolay kolay gideceklerini sanmıyorum. Ama buna karşılık Obakent olsun, yolun üst tarafları olsun o insanlar seçime daha çok ilgi göstereceklerdir. Çünkü onların muhtarlık seçimine bakış açıları sitedekilere göre biraz daha farklı. O yerlerde ev hanımları çok. Onlar için dışarı çıkmak, oy atmaya gitmek bile gezme anlamına geliyor. Bu sebeple onların seçime daha çok rağbet göstereceklerine inanıyorum. O bölgeye çalışan adayların da oradan alacakları oylar seçimin sonucu belirleyebilir. Çok az oy olmasına rağmen benim en çok korktuğum şey o.

3 siteden 3 muhtar adayı var. Bunu muhtarlık yarışından ziyade bir anlamda siteler arası rekabet olarak değerlendirebilir miyiz?

Ben öyle düşünmüyorum. Hoş da bir şey değil. Siteler arası rekabet diye bir şey yok. Muhtarlık seçiminin siteler arası yarış haline getirilmesi çirkin olur. Bu sitelerden herhangi bir aday olmayabilirdi. Sitelerden bir aday çıkmasaydı o sitenin muhtar adayı yok anlamına mı gelecekti. Bu tesadüf gibi bir şey oldu.

Bana Entelektüeller Oy Versin!

Bizim siteden de bir muhtar adayı olsun diye düşünülmüş olamaz mı?

Siteler demiyor ki bizim siteden biri çıksın. Mesela bana böyle bir şey denmedi ki. Burada eskiyim, buraya inen herkes beni tanır. Ama o bana oy verir anlamına gelmez. Burada beni tanıyor da bana oy verecek diye bir şey yok. Ben yaşadığım siteden aday olarak kendimi gösterdiğimde bana NTowers’tan da oy gelmesi lazım. Benim bir imajım var, imajımın hitap ettiği insanlar bana oy versin istiyorum. Ben size doğrusunu söyleyeyim: Bana biraz entel takımı, entelektüel düşünenler oy versin. Bana biraz daha eğitim düzeyi yüksek olanlar oy versin istiyorum. Benim onların oyuyla seçilmem gerekir. Aslında bütün konuştuklarımın altında yatan bu. Siz, sizi yönetecek insanların kültür olarak da sizden daha yukarıda olmasına dikkat edin. Kalkıp da beni cahil cühela insan yönetmesin. Bu mahalleye bu yakışır. Bu mahalle bunu kaldırır.

Siz Azalarınızı belirlerken hangi özelliklerine dikkat ettiniz?

Etrafımdaki insanların görüş olarak bana yakın olmasını istedim. Bunu siyasi anlamda söylemiyorum, hiçbirinin hangi partiden olduğunu da bilmem. Ben pısırık insanları sevmem. Benim Azam pısırık olsun, ben atımı istediğim gibi koşturayım anlayışında değilim. Aksine azalarımın biri hem müzisyen hem inşaatçı. Diğeri halkla ilişkiler mezunu tasarımcı ve pazarlamacı. Diğer azam emniyet emeklisi. Diğeri üniversite mezunu eski sanayicilerden. Azalarımın eğitim düzeyleri de yüksek. Ben azaya baktığım zaman imaj olarak da hoşuma gidecek.

Ali Değerli’yle gerçekleştirilen bu söyleşi sonrası sosyal sorumluluğa dikkat çekmek adına Lösemili Çocuklar Vakfı‘nın (LÖSEV) Bir Tuğla da Sen Koyar mısın? projesine Evren Soyuçok / e-vren günlüğü tarafından bağışta bulunulmuştur. 

lösev

Bu söyleşinin muhtar adayını tanımanızda size yeterli gelmediğini düşünüyorsanız Ali Değerli’nin Facebook Profili‘ni de inceleyebilirsiniz.

Bir sonraki yazıda diğer muhtar adayı Tarık Arta ile gerçekleştirdiğim söyleşiyi paylaşacağım. Bütün muhtar adaylarına ait söyleşileri {şuradan} okuyabilirsiniz.

Evren’i Sosyal Ağlarda Takip E+


e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

One Comment

Bu yazıya katkı sunun