Sükût u Hayâl

Aslında bu yazıyı yazmak gibi bir gayem yoktu.

Her günkü yazı çalışmalarımı bitirecek, belki bir iki fotoğrafla meşgul olacak, yine arşivimden bir film seyredip uykuya dalacaktım.

İnsan bazen, bir hayalinin elden uçup gittiğini görüyor; bir şey yapamıyor. Hemen ardından daha başka bir hayale tutunmaya çalışıyor. Eğer o da yoksa vay o insanın haline. Neyse ki ben, çok istediğim bir hayalin gerçekleşme ihtimalinin ortadan kalkmasının hemen ardından var olan bir başka hedefime odaklanabildim.

Kendinizi gurbetteymiş gibi hissettiğiniz ve öyle bir şey olmasa bile sanki birine çok âşıkmışsınız da onun hasretinden yandığınız olmuş mudur? Bunu yazıyorumsam demek ki o hissiyat içindeyim. Ama niye öyleyim ya da böyleyim?

Kimi bu kadar özlüyorum, bilmiyorum ama bu duruma canım çok sıkılıyor. Birini fena halde özlüyorum ve olmayan bir sevgilinin kara sevdasını yaşıyorum.

facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni RSS abonelik

2 Comments

  1. Bundan sonra “Sükût” sözünü gördüğümde, duyduğumda e-vren gelebilir aklıma.Özdeşleştiniz artık. :) Hüzün de sükût da yakışıyor sana; vuslat da yakışacak. :)

  2. Evren yaa.. Bitirdin beni sabah sabah. Benim bi türlü anlatamadığım şeyi iki cümlede nasıl bu kadar güzel özetledin. Çok sevdim bu son iki cümleyi. Müsaadenle zihnimin bi köşesine kaydettim. Ve, teşekkürler, bu kadar güzel düşünceleri kendine saklamayıp bizimle de paylaştığın için.. en içten teşekkürlerimi umarım kabul edersin..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir