Eylül’ün 14’ü olmasına rağmen, yazın ortasındaymışcasına çok sıcak bir cumartesiydi. Öyle ki kahvaltıydı, kahve keyfiydi derken öğlen çıkabildim dışarıya. Programımda eylül sonu kapanacak olan üç sergi vardı. Aşırı sıcak, metro durağı hesaplama hatamla birleşti ve üç sergiye de Haliç metrosundan Şişhane yokuşunu tırmanarak ulaştım. Canan Maktal’ın “Özgür Bir Ruha Pranga Vurulamaz!” isimli ilk kişisel sergisi, ikinci ama en keyif aldığım adresti.
Continue reading →