Medeniyet Standartları

{Ekim ’07 MisAfiR KaLeM Yazısıdır}

Türkiye’de standart zihniyetler var ve bu standart zihniyetler kendi kendilerinin devamını sağlayarak Türkiye’nin önünü tıkıyorlar. Türkiye benim için ne ve niye önemli? Şu yazımı okuyan bir insan milliyetçi olduğumu düşünebilir. Halbuki milliyetçilikten çok uzak ve de kendi aleminde yaşayan bir insan olmak da kolay değil günümüzün dünyasında… Bunun çeşitli sebepleri var. Ama burada bu sebepleri yazacak vakit yok.

Kaç gündür kendi beynimde bazı zihniyetleri Continue reading →

İLK GÜNAHKAR

{Eylül ’07 MisAfiR KaLeM Yazısıdır}

“Niceleri vardır, rüyalarını yaşatmak isteyen. Onlar rüyalarının içinde boğulup gideceklerini asla görememektedirler. Çünkü rüyalarındaki parlak ışığa gözlerini kırpmaksızın bakarlar. Halbuki gözlerini ovuşturup ışıktan ayırmayı deneseler göreceklerdir ki baktıkları ışık onları pür karanlığın içine gömmüştür. Niceleri vardır, yüzlerine gölgelerden yapılma kapkaranlık birer maske geçirmişlerdir ve bu maske öyle aldatıcıdır ki dışarıdan bakanlar onları ak yüzlü bilgeler sanarlar. Bilmezler ki beyaz, siyahtan da daha siyahtır.” Continue reading →

Özgürlüğe Uçma Zamanı

{Ağustos ’07 MisAfiR KaLeM Yazısıdır}

Bütün kış kalın elbiselerin altına sakladığınız ve durmak nedir bilmeden çalışan vücutlarınız, güneşin parlak yüzünü göstermesi ve çileklerin pazarlarda yerini almasıyla uzak yerlere kaçmak için tatil alarmı verir.

Aklınızın bir köşesinde uzağa kaçma isteği vardır ama şehrin keşmekeşinden kurtulmanız o kadar da kolay değildir. Ya iş yerinizden izin almanız gerekir ya da istifayı basmanız ya kiminle gideceğiniz bir türlü aklınıza gelmez ya da o çalmayan telefonun bir kere çalması için dua eder durursunuz. Belki de bütün sene yattım, artık çalışmak için iş bulmam lazım dersiniz ama hele bir Continue reading →

ANLAYAMAZSINIZ

{Temmuz ’07 MisAfiR KaLeM Yazısıdır}

Kendini anlatamayanlar için…

ANLAYAMAZSINIZ

Bazen öyle bir an gelir ki konuşamazsın
Kelimeler çoktan sürülmüştür yalnızlığa
En çok ihtiyacın olduğu anda yoktur o yanında
Karanlık bir çukurdasındır artık tek başına

Ne sen görebilirsin onları
Nede onlar senin yenik düşmüş yanlarını
Her mısra bir çöküştür
Kimse anlamaz gelen en son baharı

Kalbinin fırtınalarını gönderirsin ne fayda
Anlamayacaklar seni
Gözlerinden kan gelirken yazdığın son sayfaları dahi
Varsın anlamasınlar bizim gibileri

Bir sabah uyandığınızda ben olmayacağım yanınızda
Gökten bardaklar boşalırcasına yağmur yağacak
Hiçbir şeyden haberiniz olmayacak
Bulutlar işte o an gözyaşlarım için ağlayacak

Güneşi görmek istemiyorum
Çünkü her yeniden doğuşunda gülen gözlerini görüyorum
Sol yanım en çok böyle zamanlarda sızlıyor
Geceler en çok böyle anlarda dayanılmaz oluyor

Saatlerin yorgun düşüşünde kendimi izliyorum
Bir sarhoş geçiyor önümden aldırmıyorum
Belli etmiyorum ama yarım kalan şiirleri özlüyorum
Belki bir gün anlarsınız diye size yalnızlıklarımı bırakıyorum

Nefes alamadığım her güne bin hasretle sarılıyorum
Ben artık bu diyarlardan gidiyorum
Karanlık geceleri zindan yüreğime atıyorum
Size yaşayamadığım sevinçlerimi bırakıyorum

2007 Temmuz Ayı MisAfiR KaLeMi olan Enis TEKGÜL, 1991 Kocaeli doğumlu ve şu an Aydın’da ailesiyle birlikte yaşıyor. Aydın Sosyal Bilimler Lisesi 10. sınıf öğrencisi Enis, şiir kitapları içinde dolaşmayı, bilgisayarda vakit geçirmeyi ve ailesiyle birlikte olmayı seviyor. En sevdiği şair Nazım Hikmet olan Enis, e-vren günlüğü’nün en genç MisAfiR KaLeMi olma özelliğini de taşıyor.

YOLUNUZ AÇIK OLSUN

{Haziran ’07 MisAfiR KaLeM Yazısıdır}

“Veda” hayatımda yaşamayı istemediğim en zor anlardan biri olmuştur her zaman. Özlenecek olan kişi bilse de bilmese de, hasret bir ağıt olup dolanmaya başlamıştır dört bir yanınızda. O an gelip çattığında, burnunuzda tütmeye ve keskin bir tütün gibi yakmaya başlamıştır içinizi. Bilseniz de ondan ayrılmak ve onu kendi yoluna bırakmak her şeyden daha hayırlı, yine de içinizdeki çocuk eteklerinize yapışmış ve haykırmaya başlamıştır “ne olur gitme “diye. Continue reading →

AN’I YAŞAMAK

{Mayıs ’07 MisAfiR KaLeM Yazısıdır}

‘Yaş otuz beş yolun yarısı’ demiş şair, oysa ben daha yolun kenarındayım. Hızla geçip giden zaman insanı bazı şeyler için erteliyor. Bu bazen iskeleden kalkan vapura koşmak, bazen de ertelenmiş bir aşkın gelmesini beklemektir. Birçok şeyin ertelendiğini düşünürken aslında kendimizi ertelediğimizi fark ederiz. Continue reading →