internet günlüğü podcastinin yirmi birinci bölümünde İstanbul Ticaret Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül Elif Çaycı ile dijital kabalıklar içinde yalnızlık üzerine sohbet ettik. Sohbetimizin odağını da Dr. Öğr. Üyesi Berk Çaycı ile birlikte hazırladıkları “Sosyalleşme Yanılsaması: Dijital Kalabalıklar İçinde Yalnızlaşan Bireyler” başlıklı makaleleri oluşturdu.
Sosyal medya kullanımının, bireylerde meydana getirdiği sosyal izolasyon ve yalnızlaşma durumunun ele alındığı makalenin tamamına yazının sonunda ulaşabilirsiniz. 2017 yılında hazırlanıp 2018’de yayımlanan çalışmada, Korona salgınıyla birlikte son aylarda dilimize yerleşen, zorunlu olarak yaşam şeklimiz haline gelen “sosyal izolasyon” kavramı sıklıkla geçiyor.
Sanal kalabalıklar, yalnız kalabalıklardır
Sosyal ağlarda onaylanma ve kabul görme isteği, sosyal medya bağımlılığını ve bireyin kendi yaşamına yabancılaşmasını tetikliyor. Kullanıcılar, mutsuzluk ve değersizlik hissini hafifletebilmek için takipçi sayısını artırmaya yönelik girişimlerde bulunabiliyor. Kişi, binlerce takipçiye ve beğeniye sahip olsa bile günün sonunda gerçek yaşamında hayal kırıklığına uğramaktan kurutulamıyor. Makalede bu durum “sosyal medya platformlarındaki sanal kalabalıklar, aslında yalnız kalabalıklardır” şeklinde özetleniyor.
Modern çağın sorunu sosyal izolasyon, bireyselleşme sorununu beraberinde getirmekte. İnsanlar kendine bağımlı hale gelmekte ve sosyal ilişkiler kurabileceği ya da geliştirebileceği, toplumsal mekanlardan kendini izole etmekte. Sosyal paylaşım ağlarının kullanım oranınındaki artış da bu durumu tetiklemekte. Bu açıdan bakınca toplumsal olarak mart ayından itibaren virüsten korunmak amacıyla sosyal izolasyon sağlamaya çalışırken, diğer yandan da bambaşka risklerle karşı karşıyayız.
Podcast sohbetimiz sırasında Ayşegül Elif Çaycı’nın söylediklerinden satır başlarını da şu şekilde özetleyebilirim:
Sosyal izolasyonumuzu kendimiz zaten yaratmıştık
- Salgın öncesinde zaten biz gönüllü bir şekilde kendimizi sosyal izolasyon altında tutuyorduk.
- Biz eğitim, spor, hukuk, bankacılık gibi alanlarda daha öncesinde zaten dijitalleşmeye başvuruyorduk. Bu salgın süreciyle birlikte gerçek hayatta gerçekleştirdiğimiz pek çok işlemi dijitale taşıdık. Bu bizim için dijitalin öncesinde yaptığımız bir idman gibiydi. Bugün o dijitalleşme bizim için vazgeçilmez hale geldi.
- İnsanlar bütün iletişim biçimlerini zaten dijitale taşımışlardı. Biz zaten sosyal izole şekilde yaşıyorduk. Sosyal izolasyonumuzu kendimiz yaratmıştık.
Yüz yüze iletişimi salgından önce reddettik
- Dokunmatik kavram dediğimiz bir kavram var. İnsanlar artık cep telefonlarıyla her şeyini yapmaya alıştılar.
- Yakın çevrem, ailem, arkadaşlarımla belirli bir ilişkiyi sürdürebilmek için aslında yüz yüze görüşmek durumundayım, duygusal bir ilişki de olsa iş ilişkisi de olsa. Ama insanlar salgından önce yüz yüze iletişim kurmayı reddeder hale gelmişti. Bütün iletişimlerini bilgisayarlar üzerinden halletmeye çalışıyorlardı.
- En iyi iletişim kurma şekli yüz yüze iletişimdir. Hiçbir iletişim şekli, yüz yüze iletişimin yerini alamaz. Etkileşimlilik yüzde yüz oranındadır. Dijitalleşmede bu pek mümkün değil.
- Dokunmanın olmadığı, kayıt altına alınan bir yayındaki iletişim, yüz yüze iletişimin yerini tutmaz. Burada sınırlı bir süre var.
- Eğer bu salgın, sosyal medyanın bu denli kullanılmadığı bir süreçte olsaydı olumsuz etkilerinin çok daha büyük olacağını düşünüyorum.
internet günlüğü’nün tüm bölümlerini aşağıdan dinleyebilirsiniz:

#25 Dijital Pazarlama ve Sosyal Medya (Konuk: Okan Yüksel) – internet günlüğü
- #25 Dijital Pazarlama ve Sosyal Medya (Konuk: Okan Yüksel)
- #24 Sosyal Kaygı – Sosyal Medya Bağımlılığı İlişkisi (Konuk: Ekmel Kılıç)
- #23 İsyan Durağı Twitter (Konuk: Sinem Özel)
- #22 Kurtarılmış Bölge: Medium (Konuk: Mustafa Gerdan)
- #21 Dijital Kalabalıklar İçinde Yalnızlık (Konuk: Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül Elif Çaycı)
- #20 Telefon Bağımlılığı ve Çok Boyutlu Yalnızlık (Konuk: Doç. Dr. Deniz Mertkan Gezgin)
- #19 Blog yazarlığının mayası: Tutku (Konuk: Ayşe Çınar)
- #18 23 Nisan Özel Yayını – Konuk: 13 yaşındaki İsa Soyfidan
- #17 Dijital mecralarda görünür olmak (Konuk: Tarık Çayır)
- #16 Dijitalde insanlarla bağ kurabilmek (Konuk: Gamze Nurluoğlu)
Podcast: Play in new window | Download
Subscribe: RSS
Bende sanal kalabalıkları yanlızlık olarak yorumlardım ama şu kovid döneminde sanalda olsa sosyalleşmek iyi geldi. hayat normele dönene kadar sanal kalabalıklar içinde kaybolmayı tercih ediyorum sonra gerçek kalabalığın içine akacağım:)