Yakında Aytunga isminde yeni bir yerli sosyal medya platformu hayata geçecek. Ekipteki kadronun tamamen gönüllülerden oluştuğu (bu kısmı yanlış anlamış da olabilirim) Aytunga’nın ilk etkinliği “Karanlıkta Güneş Ol” sloganıyla sağlam bir konuşmacı kadrosunun katılımıyla yapıldı. Her konuşmacıdan olmasa da bazılarından notları yazılı arşiv olması adına paylaşıyorum.
Etkinliğin ilk konuşmacısı Aydın Karadöller (Fotoğrafçılar Meslek Kuruluşu Yönetim Kurulu Başkanı) dijital pazarlamada fotoğraf yönetimi ve gelecek teknolojik yeniliklerle ilgili önemli bilgiler aktardı. Görüntüleme teknolojilerinde önümüzdeki birkaç yıl içinde bizi bekleyen yeniliklere dair öngörülerini paylaştı. Ödüllü fotoğrafçı Aydın Karadöller’in sunumundan aldığım notlardan satır başları şu şekilde:
- Dijital içeriklerinizde fotoğraf, grafik ve tasarımları doğru bir şekilde kullanabilmek için çok okuma yapmak gerekir.
- Fotoğrafta farklı nesneler bir araya geldiğinde birbirine anlam yükler. Sadece bir elmanın fotoğrafını çekerseniz o bir elma fotoğrafı olur. Yanına muz, kivi gibi başka meyveler ekleyerek fotoğrafını çekerseniz o bir meyve tabağı fotoğrafına dönüşür. Çok romantik bir gün batımının önünde iki sevgiliyi çektiğiniz fotoğrafın kadrajında pet şişe, poşet gibi rahatsız edici unsurlar bulunursa o fotoğraf, çöplerin mahvettiği romantik bir kareye dönüşür.
- Çektiğiniz ve sosyal medyada paylaştığınız her fotoğraf ile aslında bir anlamda kendinizi pazarlıyorsunuz.
- Ürün fotoğrafı çekerken onları insanların gördüğü açıdan çekin. Çok satan ürünlerin fotoğrafları genelde yukarıdan çekilen fotoğraflardır.
- Dijital pazarlamada kullanılan fotoğraf çok önemlidir. Müşteri, görselin etkisiyle satın alma işlemini gerçekleştirir. Bu sebeple fotoğrafı, satın alacak kişinin açısından bakarak çekin.
Konuşmacılardan biri de Hepsiburada.com Satış Geliştirme Müdürü Ziya Kızıltan‘dı. Kızıltan, e-ticaret pazarına dair paylaştığı istatistiklerle benim ezberimi bozdu. Türkiye’de internetten alışveriş yapma oranı, perakende ticaretin yanında sadece %3.5 seviyesinde. Daha gelişmiş ülkelerde bile bu oranın %40’lara ulaştığı henüz görülmemiş. Oysa büyük bir çoğunluğun artık alışverişlerinin büyük bir kısmını internetten yaptıklarını sanıyordum, yanılıyormuşum.
Kızıltan, ilginç bir kıyaslama daha yaptı. İstanbul’un (hatta Türkiye’nin) en büyük alışveriş merkezi Cevahir’in ayda 3 milyon ziyaretçi ağırladığını hepsiburada.com’un aylık ziyaretçisinin ise 65 milyon (tekilde 21 milyon) olduğunu söyledi.
Konuşması sonrası çıkarken Kızıltan’a ayak üstü Amazon’ın hepsiburada’yı satın alacağı yönündeki dedikoduları sordum. “Sürekli öyle bir dedikodu dönüyor, görüşmeler de yapılıyor doğru.” dedi. Anladığım kadarıyla gelecekte Amazon ve Hepsiburada ismini yan yana görecek gibiyiz ama bu, yakın zamanda mı gerçekleşir yoksa uzun bir süre sonra mı bilinmez. Amazon’un Hepsiburada ile ortaklık yapma veya hepsiburada’yı satın alma gibi bir durum olabileceği gibi her iki ihtimalin de gerçekleşmeme durumu söz konusu.
Ve sahnede sevgili Funda Yalçın, namıdiğer Fundalina. Sahneye çıkar çıkmaz, verilen arada sağa sola dağılanları toparlamakla kalmadı, mekandakilerin enerjisini de kendi üzerinde topladı. Bilinçli bir şekilde denk gelmemiş ama Funda’nın kıyafetinin rengiyle eşi Hasan abinin imzasını taşıyan harika sunumunun zemini aynı renkti; dikkatimden kaçmadı ;) Anlattıkları, paylaştıkları adeta hızlandırılmış bir akademik eğitim gibiydi. Her zamanki gibi -onun deyimiyle- fayda sağlayan önemli bilgiler aktardı. Funda’nın sunumundan notlarım şu şekilde:
- Trendler gelip geçicidir. Önemli olan duruşumuzun, yarattığımız dijital kimliğin sabit kalması.
- Bu yıl YouTube, seneye Instagram trend olur, oralarda içerikler üretip paylaşabilirim ama esas aldığım “içeriğim” ve benim için temel yer bloğumdur.
- Kalite uzun ömürlüdür.
- Ürettiğiniz içerikler için bazı kurallar var, ancak o içerikleri insanların okuduğunu da unutmadan içeriklerinizi oluşturun.
- Kompozisyon tekniği her zaman işe yarar. İçeriklerinizi oluştururken kompozisyon tekniğini uygularsanız her türlü kitleye ulaşırsınız.
- Ters piramit ve kompozisyon yöntemleri içerik üretiminde her zaman işe yarar.
- Ben kâğıt (kağıt değil) kaleme dokunmadan yazamıyorum.
- İçerik üretiminin nihilist bir tarafı vardır. Çünkü insan kendini güçlü hisseder, kendine güveni artar.
- Sosyal mecralarda da güçlü olmak gerekir. Kendinizi daha rahat hissettiğiniz sosyal ağ hangisiyse ona yoğunlaşın. Çünkü sosyal medya bilinirliğinizi %70 oranında artırır. Bu oran her geçen yıl da artacaktır.
Funda’yla geçen aylarda yaptığım söyleşiyi de okuyabilirsiniz.
En çok buralardayım: Instagram | Facebook | Twitter
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Teşekkürler Evren, müsait olduğumda okuyacağım.
Aytunga, henüz son kullanıcıya kapalı ve geliştirme aşamasında bir proje. Ayrıntılı anlattılar ama ben de henüz çok fikir sahibi olamadım. En büyük farkı, Aytunga üzerinden istediğin sosyal medya hesabını gizlice takip etme özelliği. Aytunga ekibinden Buse’nin şuradaki söyleşisi sorularına cevap olacaktır: https://haberartiyesil.net/aytunga-karanlikta-gunes-ol/
Yine çok faydalı bir zaman geçirmişsin Evren. Yalnız bir şeyi anlamadım: Yerli sosyal medya platformu Aytunga hakkında fazla bir bilgi yok. Mesela diğer platformlardan ne farkı var, ben neden orda da bir hesap açayım vs. sorularımın yanıtı yok. Yanılıyor muyum?
Not: %3,5 bana da düşük geldi nedense.
Çok teşekkür ederim Funda, seni dinlemekten her zaman büyük keyif alıyorum. Çok disiplinlisin ve harika sunumlara imza atıyorsun ;)
Günü unutulmaz kıldın, katkıların çok değerli. Daha sık görüşelim 🙋🏼