Dijital Medya Zirvesi 2015’te Synergy İstanbul’un kurucusu Evren Kacar, ‘Dijital Pazarlama Ekosistemi’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Kacar’ın anlattıkları reklamcılık sektörünün dijital reklam ile geleneksel reklam arasında yaşadığı gel-gitlerlerle ilgili bize önemli bir fotoğraf gösterdi.

Dijital mecralara yapılan reklam yatırımlarının son 5 yılda ciddi oranda arttığını ancak televizyon ve basılı yayınların reklamverenler tarafından hâlâ daha çok tercih edildiğini sayısal verilerle paylaşan Kacar, Türkiye’de dijital medya yatırımlarının dünyadan farkına da değindi. Türkiye’de dünyadaki örneklerinin aksine dijital reklam yatırımlarında arama motoru reklamları başta olmak üzere sonucu daha garanti olan kanallar tercih ediliyor. Kacar, bunun başlıca sebebinin bu kanallardan gelen trafiğin diğerlerine göre çok daha net ölçülebilmesi olduğunu belirtti.

“Dijital medyada çarkı döndüren reklamverendir.”

Reklam tercihleri arasında videoların son dönemde daha ön plana çıkmaya başladığına dikkat çeken Kacar, banner reklamların tıklama bazlı reklamlarla hâlâ yarıştığı bilgisini paylaştı.

Mobile olan yatırımların son dönem dikkat çekici bir şekilde artmasına rağmen hâlâ çok geride olduğumuzu ifade eden Kacar, markaların mobile daha çok ‘uygulama’ gözüyle baktığını söyledi. Kacar, kullanıcıların mobil uygulamaların çoğunu yükledikten sonra sıkılıp sildiğini bu yüzden de Türkiye’den kalıcı uygulamaların pek çıkmadığını söylemesi üzerine ben de Google Play hesabıma girip bugüne kadar yükleyip sildiğim uygulamalara baktım. Kısa bir süre kullandıktan sonra sildiğim Türkiye’den mobil uygulamalar şöyle:

#TTNET Müzik #Kanal D #Star TV #Şef Sensin #AVEA Servisleri #Diyanet Kütüphanesi #Canli TV Izle türkçe #ntvmsnbc #TRT Haber #En Yakın #Köşe Yazarları – Yazaroku.Com #Akıllı Kelime Ezber #İngilizce Kelime Öğreniyorum #İngilizce Öğreniyorum #Karnaval Radyo #Metro İstanbul #Sesli Sozluk #tvyo #Biletix #Yemek Tarifleri #BuradanOraya Yolculuk Planlama #Deniz Seferleri #Feşmekan – Şehir Rehberi #oBilet #Pratik İngilizce #Yurtiçi Kargo #Otobüs Nerede?

“Monil reklamcılık konusunda Türkiye’de kafalar karışık”

Kacar, sosyal medya çalışmalarının hâlâ kesin olarak ölçülemediğinin de altını çizdi ve söz konusu ölçümlerinin kesinliğinin müşteri tarafından sorgulandığını, ölçümleme raporlarının karşı tarafı ne kadar tatmin ettiğinin tartışılır olduğunu belirtti. 

İçerik pazarlaması ayağında sosyal medya kanallarının çok önemli olduğunu ve çok sık kullanıldığına işaret eden Kacar, doğru yapıldığında çok iyi sonuç veren sosyal medya üzerinden içerik pazarlaması yönteminin Türkiye’de yeterli düzeyde olmadığını vurguladı. Kacar, Türkiye’de sosyal medya üzerinden içerik pazarlamasının az tercih edilmesinin sebebini de hedef kitlesinin düşük olmasına rağmen maliyetinin yüksek olması olarak gösterdi.

Türkiye’de mobil reklamcılığın da verimli bir şekilde kullanılmadığına dikkat çekti Kacar ve markaların en büyük hatasının mobili, sadece mobil uygulama olarak görmesi olduğunu belirtti. Markaların önceliği, alakasız bir sektörde iş yapıyor olmalarına rağmen bir mobil uygulamalarının olması. Kacar, markalara asıl ihtiyaçlarının mobil uygulama değil mobil uyumlu bir responsive site olduğunu anlatmaya çalıştıklarında markalar tarafından anlaşılmadıklarından yakınıyor. Tam da bu noktada ‘Çuvaldızı kendimize de batıralım’ diyor Kacar ve reklam ajanslarının mobil reklamcılık konusunda ne yapılması gerektiğini tam olarak bilmediklerini itiraf ediyor.

“Online ve Offline Birlikteliğin Önemli”

Müşteriyi çevrim içi (online) alanda bulup onu iş yerine çektikten sonra müşterinin orada yaşayacağı deneyimin son derece önemli olduğunu söyleyen Kacar dijital ajanslarda son dönem çevrim dışı (offline) ile çevrim içini (online) birleştirme yönünde bir eğilim görüldüğünü belirtti. Dijital ajanslar ile konvansiyonel (televizyon, gazete ve dergi reklamları) ajansların birleşmelerine sıklıkla rastlanmaya başladığını hatırlatan Kacar, dijital odaklı işe başlayıp çevrim dışı (offline) ortamda yaptığı işleri de içine katmada önemli bir artış görüldüğünü ifade etti. 

Notların bundan sonraki kısmında bazı ifadelerini yanlış yorumladığı fark eden Kacar, birkaç düzeltmede bulundu. Yeni bir hataya mahal vermemek için Kacar’ın Twitter iletilerini olduğu gibi paylaşıyorum ;)

“Hem Online Hem Offline Bir Arada Olmaz” Olur, neden olmasın? Esasen burada kullanıcı deneyiminin online’da basladiğını ve offline’da devam ettiğini, bu yüzden offline’i da hesaba katmak gerektiğini ifade etmeye çalıştım. Yeni nesil ajanslarda ise dijitalden girip sonra offline’a açılan yapıların ise ancak departmanlaşan, uzman ekipleri olan ajanslarda işleyeceğini ve az çalışanı olan, offline’da tecrübesiz ajansların “yeni nesil ajansız” akımına kapılmasının gittikçe derinleşen dijital pazarlama sektöründe çok da doğru olmadığını anlatmaya çalıştım. 

Yeni kurulmuş ve yeterli sayıda kadrosu olmayan ajansların kendilerini yeni nesil ajans olarak tanımlayıp “hem online hem offline” iş yaparız tavırlarını doğru bulmuyorum.

“Dijital mecrada video içerik bir adım önde”

Dijital ortamda çok fazla ses, ciddi bir kalabalık ve gürültü olduğu için böyle bir ortamda ön plana çıkmanın zor olduğunu belirten Kacar, görsel içeriğin metin içerikten daha fazla dikkat çektiğini; video içeriklerin ise dikkat çekme noktasında hepsinden bir adım önde olduğunu ifade etti. Bunun bilincinde olan Facebook da videoya ağırlık vermeye başladı hatta video gelişimi konusunda Youtube’a kafa tutma seviyesine geldi. Kacar, video prodüksiyonunun ucuz olmadığını ancak basit bir şekilde bilgi veren video içerikleri üreterek ciddi oranda görüntüleme yapılabileceğinin altını çizdi.

Dijital Medya Zirvesi 2015’ten bütün notları oku!

Evren’i Sosyal Ağlarda Takip E+