İstanbul yutuyor beni, anlasana ey Aşk!
Nerede Şems; neden züysret Rûmi!
Parça parça Yedinci cildi Mesnevi’nin, kalbi kırık Mevlana’nın, inadı inat #Tebrizi’nin!
İstanbul yutuyor beni, anlasana ey Aşk!
Nerede Şems; neden züysret Rûmi!
Parça parça Yedinci cildi Mesnevi’nin, kalbi kırık Mevlana’nın, inadı inat #Tebrizi’nin!
33. yılın ilk gününden ilk fotoğraf.
Beni yaratmayı bana lütf’ettiği için Yaradan’a ilk teşekkür tek şükür. Evren’de beni bir evren olarak var ettiği için hamd’olsun.
Sonra anneme babama sonsuz teşekkür… Ödenmeyen haklarıyla birlikte onlara tüm borçlarımla boynu bükük teşekkür… İsmimi Evren koydukları için, oysa daha ne çok şey için…
Kardeşlerim, canım ailem, dost bildiğim, dost edindiğim, beni dost bilen, kardeş kabul eden hayatımda var’olan herkese teşekkürler.
2 yıldır ‘otuz’ kelimesine dilim alışamamıştı; çok büyük geliyordu. Şimdi ömrümün 33. yılını yaşamaya başladım. İlk kez 26 Haziran’da Aydın’da değilim. Yeni yaşıma şehr’İstanbul’da giriyor olmanın hayrın bir işareti olmasını diliyorum.
Doğum günümü kutlamak için arayan, arayıp da ulaşamayan ve mesaj atan herkese yürekten teşekkür ediyorum. Biliyorum; siz yokken Evren tek bir gezegen!
Bugün masam hiç olmadığı kadar güzeldi; doğum günüm kocaman bir sürprizle doluydu (;
‘Sevgili…’ diye başlayan, senin isminle devam eden, sayfalarca süren ama yine de bitirilemeyen ve hiçbir zaman postalanamayan o MEKTUP’la sen, ben, hepimiz ‘hep beraber’ yüzleşmeliyiz.
MEKTUP; yakında…