Son Dakika Gelişmesi: Safiye Sultan e-vren günlüğü’nü ilk kez okudu!
Bunu buraya not olarak düşmemek olmazdı. Annem e-vren günlüğü’nü 2005’ten beri okuyan yüz binlerce insanın arasına nihayet birkaç saat önce katıldı :) Malum internetim 5 gündür yine kesikti. Safiye Sultan, bugün akşamüzeri bağlanan internetle beraber Ziya‘nın askerliği ile ilgili yazdığım yazıları okumak istedi ve sürekli başkalarından duyduğu şu benim malum blogun başına ilk kez oturdu.
İlk önce “Senin İnsanların Yoruyor Beni“yi okudu sonra “Bayramın 4. Günü Asker Kınası“nı; daha sonra da “Kütahya’nın Havaları“nı… Ziya ile ilgili yazıları dikkatlice okuduktan sonra ana sayfadaki diğer yedi yazıyı okuyup göz yaşları içinde bilgisayarın başından kalktı. Birkaç dakika sonra telefon eden Ziya’ya da, okuduğu yazıları anlattı. Acaba e-vren günlüğü’nün bilgisayar monitörleriyle misafir olduğu diğer mekanlarda da aynı etki mi oluyor diye düşünmedim değil :) Gelen e.postaların bazılarında “evin oğlu“ kıvamında cümleler okuyuyorum ve bu benim gerçekten çok hoşuma gidiyor.
Günün en anlamlı gelişmelerinden birisi de Safiye Sultan’ın askerdeki mektuplarımı çıkartıp getirmesiydi. Zarfların içinden yemin törenimde çekildiğim birkaç fotoğraf çıktı. Onları ilk defa gördüm ve çok duygulandım. Ne şişman, ne pörtlekmişim Ocak 2008’de :)
Bölük komutanı eve mektup yazmış “aile iletişim merkezi“ vs içerikli. Orada bölüğün telefon numaraları vardı. Aldım telefonu ve aradım numarayı. Koğuşlar bölgesine bağlandım. Aradan 7 ay geçmişti. 3 arkadaşımla konuştum, hasret giderdim. Ne çok şey değişmiş yedi ayda bölükte… İşin en ilginci ise bir e-vren günlüğü ziyaretçisinin e.postasında bahsettiği erkek arkadışını da telefona rica edip, onunla da tanıştım :)
İlkler ve tuhaflıklarla dolu birgünü daha yarın sabaha kesilmemiş bir internet temennisiyle sonlandırıyorum.
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Ben de bir gün ilk defa kendi anneme okumuştum “SON SÖZ ANNEM’İN…” yazınızı ve oradaki annenizin yazdıklarını.Annem de kim bilir ne düşünmüştü de gözleri dolmuştu.
Blog karşımızdakilere kendimizi daha iyi anlatma yolunda iyi bir araç olduğunu düşünüyorum Evren..
Düşünsene. Yazdıklarını yazmayıp karşındakine anlatsan sana ya akıl verirler yada derdini tam anlatamadan sen o anlatmaya başlar. Enteresan..
Benim annemde çok uğramaz bloğuma. Her uğradığında tansiyonu düşüyor, ağlıyor. Oğlum ne oldu sana böyle diye sormuştu bir okuduğu bir yazımın arkasından msn’de. Sonra o ağladı, ağladı, ağladı. O ağladıkca ben daha çok ağladım.
Çok özel bir noktadasın Evren. En yakınlarımın bilmediğini bildin. Belki bir yerlerde seninle çay içmişliğimiz, yemek yemişliğimiz yada hayata dair sohbetlerimiz olmadı ama bir birimize her şeyimizi anlatacak kadar güvenimiz oldu.
Anlatmak istrediğim şudur. Belki dostlarımız arkadaşlarımıza yazdıklarımız iyi geliyor ama Annelerimize iyi gelmiyor..
Sevgi ile kal Evren..
Evin oğlu demese de benim annemde senin blogunu okuduktan sonra ki neredeyse tamamını okudu Allah bu çocukların sayısını artırsın bak görüyormusun kızım tükenmez güzel insanlar az da olsa yaşar dedi akıttığı gözyaşlarını saymayacağım..yani epeyi bir gözyaşı hakkı birikti üzerinde :)
selamalr abıcım , saksıda taze yetısmıs duran yeşil buğday çiçeği kadar oksijen li sesini duymayalı hayli oldu… en son bayramın 2 gunuydu ;) sende koç nete gec barı de kesıntıye maruz kalma derım ben;) ben de burlarda kesıntı olmuyor