Aynı Şehrin Çocukları Olsaydık

Önce “Konuş benimle” dedim, sustun. Sonra ölüm düştüğünde yüreğime, ilk senin sesin ulaştı gönlüme. Kimse yok sanırken onca kalabalığın içinde, ilk sen koşup geldin. Ben anlattım, sen dinledin. Yazdım kelimeleri siyah harflerle, sen yüreğine işledin. Gönlümden dökülen sözler yüreğinde nasıl şekillendi de sekiz dizelik bir duaya dönüştü. Öyle ya, seni umdum; nasıl da beni umursadın:

Aynı şehrin çocukları olsaydık.
Maviye dönük başlarımızı dayayacak bir omuz olsaydık.
Sözcükleri uçursaydık bir uçurtma gibi denize karşı.
Güneş batsaydı sonra, ve biz hiç kalkmasaydık.
Mağrur ama gururlu başlarımızın üzerinden martılar uçsaydı.
Kadere küfretmişliğin çekingen utangaçlığında,
bir de koyu mavinin eşliğinde yitip gitseydi düşlerimiz
ve biz batan bir günün çocukları olsaydık aynı şehrin içinde.

Yazı: Evren

Şiir: Umar TÜRKOĞLU (18.01.2007)

facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni ] RSS abonelik


e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bu yazıya katkı sunun