BÜYÜDÜK

“Büyüdün be Harun” dedim, “Nişanlandın, şimdi de askere gidiyorsun. “Hayat işte, ne şekilde yaşayacağını, nelerle karşılaşacağını bilemeden yaşaya-geliyorsun. Ve bu yolculukta insana, öyle çok da değil, ya bir ya iki dost sunuyor. Ve kiminin adı Harun oluyor, yürek de ona Harun’um diyor!

Asker yolcusu Harun’la zorunlu ayrılığa 10 kala, yemekteydik bizim evde. Benden 3 yaş küçük olmasına rağmen, benimle birlikte üniversiteden mezun oldu, sonra nişanlandı. Bu da yetmedi, erken kalkan yol alır hesabı, vatani görevi için kolları sıvadı. Sırada 2007 yazında yapmayı planladığı evlilik geliyor. Bundan dört yıl önce ilk defa Pamukkale Üniversitesi’nin anfisinde gördüğüm, dostluk nedir birlikte keşfettiğim Harun, bugün büyüdü, asker oluyor, adam olmaya hazırlanıyor!

Ayrılık, hasret türkülerinden evvel ilk veda öpücüğü Hüss’den geldi bugün Harun’a. Altı ya da on beş ay sürecek yok’luğun son gününde elde Türk Bayrağı ile otobüs garajında Harun ağabeyine, onu askere uğurlama sözü verdi. Delice geçip giden zamanın karmaşasında Hüss için askere gitmek “kocaman otobüslere binip, sopalara takılmış Türk Bayraklarını sallamaya gitmekti”. Ve en güzel yanıysa, Harun ağabeyinden pembe renkli bir pamuk helvayı kapıp her şeyi unutmak, dalıp gitmekti çocuk dünyasına.

Evren’in dünyasına tek katlanabilen sen’din ve sen değil miydin dost ünvanını en çok hak edip de “Harun’um” diyen yüreğe her seferinde “Paşam!” diye yanıt veren… Türkiye’nin bir ucunda dostluğun en güzeli büyük vuslatı gözler; hemen yanı başında Paşa’n, gidip de dönmeni bekler.


e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bu yazıya katkı sunun