Şu sıralar sessiz sedasız ortalıkta dolaşmakla meşgulüm :) Bugün resmen “ses var, görüntü yok” modundaydım. Dersi ben mi işledim, ders mi beni işledi anlamadım :) Boğaz pastilleri, vitamin hapları, ıhlamur çayları vs derken bu günü de son derece sıkıntılı bir şekilde sonlandırdım.
Bir öğretmen “ses”ten ve “görüntü”den (tabi bilgi’yi de unutmamak gerek) ibaret olduğu için 6 saat boyunca gençlerle “sessiz-sedasız” ne yapacağımı bilemedim. Aslında bildim. Atatürk ile ilgili seyrettiğimiz videonun haricinde yaptıklarımızı yazmayayım buraya :)
Hafta içi her gün 08.45’te başlayan derslerim 15.10’da bitiyor. İlk defa bugün minibüsle eve gelirken uyuyup kaldım araçta :) Sanırım yorgunlukla beraber içtiğim ilaçların etkisi beni böyle perişan etti :)
Dersteyken İstanbul’dan aranmışım. Duysam da konuşamazdım. Akşam yemek yerken Alperen aradı, sesim olmayınca abime açtırdım :) Birkaç saat sonra Kasım aramış, sonradan gördüm. Görsem de yapabileceğim bir şey yoktu; çünkü evde tektim :) Kasım’a mesaj atmakla yetindim. Hoppalaaa :x