Hepimiz İçin Küresel Isınmayı Ciddiye Al!

Ne ilginçtir, dünyadaki bütün sorunlarda olduğu gibi Kürsel Isınma tehlikesinde de en ciddi ve somut adım yine Amerika’dan geliyor: Live Earth {Yaşayan Dünya} ! İllaki bazı gerçeklerin farkına varmamız için elin oğlunun gelip yüksek bütçeli, 2 milyar seyircili bir konser düzenlemesi gerekiyor. Gerçekten öyle mi acaba?Uygunsuz Gerçek belgeselini bilmeyen yoktur. Al Gore‘u da artık hepimiz tanıyor sayılırız. Küresel Isınma’ya dikkati çekmeye çalışan insanların başında geliyor kendisi. Bu konuda önce bir kitabı yayınlandı, sonra aynı isimle Oscar‘a iki dalda aday gösterilen belgeseli çekildi. Şimdi O, S.O.S. – Save Our Selves {Kendimizi Kurtaralım} hareketine ciddi anlamda kaynak elde etmek için Live Earth konser projesinin başını çekiyor. Her şey 7 üzerine kurulu: Dünyanın 7 büyük kentinde {Tokyo, Sidney, Şanghay, Johannesburg, Londra, New York ve Rio de Janerio} 2007’nin 7. Ayı’nın 7. Günü’nde bütün dünyayla aynı anda dünya starları konser verecek. Bu projeyle hem Küresel Isınma’ya dikkatlerin çekilmesi hem de S.O.S. oluşumuna kaynak sağlanması amaçlanıyor.

Peki ya Türkiye bu projenin neresinde? Konser zincirine Türkiye’nin dahil olmadığını farkeden bizimkilerin morali çok bozuluyor tabi. Elin oğlu dünya elden gidiyor! derken, bizimkiler Türkiye’nin reklam fırsatı elden gidiyor! deyip, 7 denklemini bozmak istemeyen organizatörleri ikna etmeyi başarıyorlar: Türkiye’nin 7 komşusu var ve İstanbul 7 tepeli. Üstüne üstlük Al Gore, kendisine gönderilen İstanbul fotoğraflarına da kayıtsız kalamıyor, çünkü adeta büyüleniyor.

Artık İstanbul da 07.07.2007 tarihinde yapılacak bu dev konserlere dahil kentlerden biri. Öyle ki dünyada 2 milyar insanın seyredeceği konserlerin İstanbul ayağından elde edilecek gelir TEMA, Doğa Derneği, Doğal Hayatı Koruma Vakfı ve Deniz Temiz‘e bağışlanacak. Bizim medya şimdilik işin maganiziyle meşgul. Bu organizasyonun Küresel Isınma konusunda kazandıracağı bilinçten, faydadan çok konserleri kaç milyar kişinin seyredeceği, İstanbul’un kaç saat reklamının yapılacağı, bunun turizm getirisinin ne kadar olacağı, Şebnem Dönmez’in basın sözcüsü olduğu, bunun iyi bir seçim olup olmadığı yazılıp çiziliyor.

Organizasyon dışarıdan bakılınca son derece profesyonel ve masum görünüyor. Öyle ki ilgili haberleri okuyunca ilk aklıma gelenböylesi büyük organizasyonda elektrik, su israfı, çöp sorunu da olacak soruları olmuştu. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu durumu söz konusu olabilirdi. Ama adamlar yola çıkış amaçlarıyla çelişmiyorlar: Çünkü kağıt israfını engellemek için konserle ilgili el ilanı ve afiş bastırtmıyor, organizasyon boyunca kullanılacak bütün ampulleri az enerji harcayan led ampullerden seçiyor, hatta sanatçıların kalacağı otellerdeki ampullerin de böyle olma mecburiyetini arıyor, sanatçıları güneş enerjisiyle çalışan tekne ve hibrid araçlarla taşımayı planlıyor, jeneratörlerin biyodizelle kullanılmasını istiyor, konser boyunca ortaya çıkan çöpün de mutlaka ama mutlaka geri dönüştürülmesine dikkat ediyor.

Çoğumuzun karşılaştığı bir durum: Apartman kapısını açar açmaz pek çok marketin haftalık bültenleriyle karşılaşıyoruz. Apartman 8 daireden oluşuyor belki ama yerde daire başına iki bülten. Hem de sayfalarca. Bütün bir sene boyunca bunları biriktirsen kışın odun almaya gerek kalmayacak. Apartmanlarımızı kirleten ve kağıt israfında bulunan marketlerin başında da Aydın‘da KİPA geliyor. Resmen har vurup harman savuruyor. Örneğin Tansaş son dönemde tüketicisini Kürsel Isınma konusunda bilinçlendirme projelerine imza atarken KİPA‘nın sırf daha çok müşteri – daha çok satış adına böylesine israfa ve kirliliğe sebep olmasını hoş karşılamak mümkün değil. Live Earth konserleri büyük ses getirecek kesin ama gidip konserde lay lay lom oynayıp ertesi sabaha Küresel Isınma’yı körükleyerek devam edeceğimizden hiç şüphem yok. Live Earth konserlerine şu el ilanı, reklam, broşür dağıtan firmaları mı göndermek daha faydalı olurdu acaba?