İçim Üşüyor

Bu yazıyı Özdemir Asaf kaleme alsın isterdim. İçimde, satır satır anlatsam bitmeyecek bir hayal kırıklığı, hüzün ve yalnızlık var. Belki O, iki dizeyle veya tek bir mısrayla anlatırdı içimde yıkılan evreni!

İçim üşüyor. Geçtiğini sandığım yaralarım yine kanadı. Hayatın benim için zannetmekten ibaret olduğunu anladım. Yine ne kadar yalnız ve bu yalnızlık karşısında bîçâre olduğumu gördüm. En çok ihtiyacım olan sevilmek ve sahiplenilmek duygusunun hiçbir gönülde ve yürekte var olmadığını anladım.

Herkesin güzel hayatları var. Çoluk çocuk eş dost kalabalıkları var. Bense burada, ta oradan artık her şey anlaşılmıştır diye düşünürken anlaşılmadığımı bir kez daha tecrübe ettim. Unuttuğum sandığım, yok saydığım acı gerçeklerin yeniden yüzüme vurulduğu ve yıkıldığım an’dayım.

İçim üşüyor, nasıl üşümesin… Beni hayatta karşılıksız seven tek kişi için sevdiği onca insan varken varlığımın zerre kıymetinin olmadığı bir tokat gibi yüzüme vurulmadı mı? Tam da her şey geride kaldı derken!

facebook’evreni ] twitter’evreni ] RSS Abonelik


e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

2 Comments

  1. 1 haftadır şu yazdıklarınızı aynen yaşıyorum…Dışarı çıkmak için havanın kararmasını beklediğim,kimselerle görüşmek istemediğim,anlamadığım,anlaşılmadığım şu günlerde, hiçbir şey unutulmuyormuş,üzerini örtüyormuşsun ama bu incecik bir örtüymüş,karanlıkta kapatmıyor,yok etmiyor,görmek istemediklerini,hüzünlerini,yaralarını..duydukların hele ki haketmediysen hiç aklından çıkmıyor,velhasıl unutulmuyor,zamanın herşeye ilaç olduğunu söyleyenler yalan söylüyormuş,yara açan değerliyse gönlünde bu yaraya hiç bir şey ilaç olmuyormuş yıllar geçse de… diye tekrarladığım şu günlerde bu yazıyı ben yazmalıydım dedim okuduğumda ve elim kolum bağlandı kalakaldım,bir kaç gündür kendime yazdıklarımla ,okuduğum kitaplarla örtüşen bu yazı yine duygularıma tercüman oldu…İnşallah mutluluk çok yakındadır sizin için,bu günlerde geçer inşallah….

  2. Sevgili Evren, blogunu okumaya başlayalı, “evrenniyat”2 ve “e-günlüğü” takip edeli 5 yıldan uzun oldu. Seninle ilgili hayalimde canlanan bir film şeridi var. Yazdıklarını okurken aynı şerit hareketleniyor her defasında. Geçenlerde bir yüzleşme, bir karşılaşma anı yaşadın, yazısını sonradan kaldırdın sanıyorum blogdan. Tekrar bulamadım. Hayat bazen “öyleymiş gibi”… Sen sanıyorsun, sen kanıyorsun, sen kuruyorsun. Gerçekler çok farklı oluyor. Kandığını, sandığını görünce yıkılıyorsun. Senin çizdiğin çerçevenin dışında çok farklı hayatlar yaşanıyor. Bırak.. Gitsin, bitsin. Yolu açık olsun. Yolun da açık olsun! Unutma, havanın en soğuk olduğu ve en karanlık olduğu zaman, güneşin doğmaya en yakın olduğu andır. Az kaldı.. “SABIR ET, MİSAFİR ET.. AÇ YÜREĞİNİ…”

Bu yazıya katkı sunun