Cumartesi sahurda internete girip öğrendim ki Erzincan Üniversitesi‘nin Türk Dili Ve Edebiyatı Bölümü’ne yaptığım yüksek lisans başvurumda yedeklerde kalmışım.
Bütün bir yaz boyunca üniversitelerin yüksek lisans ilanlarını (tezliden bahsediyorum) incelerken hepsinin ÜDS ya da KPDS puanı şartlarını okumaktan sıkılmıştım. Sadece Erzincan Üniversitesi İngilizce şartı aramıyordu. Hatta inanamamış enstitüyü arayıp teyit ettirmiştim.
İşin acı tarafı üniversitelerimiz Türk Dili okutmanı ararken de ÜDS-KPDS şartını getiriyor. Ana dili Türkçe olan canım ülkemde Türk Dili okutmanının İngilizce biliyor olması mı önemli yoksa yeterli bir Türkçe ve edebiyat bilgisine sahip olması mı? Utanmasalar Fen Edebiyat mezunları için tezsiz yüksek lisans başvuru şartlarına bile ÜDS puanı maddesini ekleyecekler.
Yüksek lisansa adım atmak, kariyer yapmak… adam olmak için İngilizce bilimenin şart olması ve bu ülkenin akademik camiasının ingilizce merakı bende mide bulantısı yapıyor. Görünen o ki ingilizceyi halledip ÜDS’den yüksek bir puan almadan bana akademik kariyer yapmak uzak bir hayal. Bu zaman zarfında Türkçe’ye hakimiyetimi yitirir, edebiyat bilgilerimi unutursam akademik otoriteler kusura bakmasınlar :)
Bugün itibariyle bir dizi mülakata girmek üzere şehrimden ayrı olacağım; doğal olarak da internetten. Salı günü zorlu bir sınav dizisinin çarşamba gününe de sarkma ihtimali var. En geç çarşamba akşamı ya da perşembe gündüz evime kavuşmayı hayal ediyorum :)
—
evrengunlugu.net, 5. yılında sosyal sorumluluk gereği Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği‘nin kampanya ve projelerini destekleme kararı almıştır. Ziyaretçilerini de TOFD’a destek olmaya davet etmektedir. TOFD’a ulaşın; gönüllü olun; 3430‘a boş bir sms atarak “Akülü Tekerlekli Sandalye Kampanyası”na 5 TL’lik bağışta bulunun.
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Akademik camianın içinde biri olarak şu ingilizce-üds meselesi benim de canımı oldukça sıkmakta-ki benim böyle bir problemim yok. Ancak madalyonun bir de diğer yüzü var. Pek çok öğrenci üniversiteden mezun olunca iş sıkıntısı yaşıyor ve çıkış yolu olarak da akademisyenliği görüyor. Hal böyle olunca da üniversiteler başvuruları değerlendirebilmek ve eleme yapabilmek için yeni şartlar ilave ediyor. Üds, mülakat gibi. Bir diğer yüz de şu; eğer kişi cidden akademisyen olmak istiyorsa herşeyden önce makale de yazabilmeli ve ne yazık ki kaliteli dergilerin dili ingilizce. Yani bilim dili ingilizce. Bunun için de ingilizce şart oluyor. Çünkü akademisyenlikte yapılan yayınların dergiler arasında puanı var. Kişi doçent… vs olmak istiyorsa puanı çok iyi olmalı. Bunun için de yayınlarını iyi bir bilimsel dergide yayımlamalı. Türkiyede dünya çapında değer kazanmış çok kaliteli dergiler de var. Ancak bilimde yapılan çalışmalar ne kadar çok kişiye ulaşırsa o kadar değerli olur. Çünkü bilgi payalaşıldıkça değerlidir. Dünyada en çok bilinen dil ingilizce olduğuna göre yapılan yayınların ingilizce olması da pek şaşırtmamalı. Tüm bunlara rağmen yine de sistemde yanlışlar var ve bunları elbette kınıyoruz :)
Allah yolunuzu açık etsin.Tüm güzellikler sizinle olsun..
Hayırlısı olsun Evrencim, ne olacak nasıl olacak kaygısını atmış oldun en azından;’) İngilizce konusunda sitemini anlıyorum, sırf bu yüzden değil mi akademik kariyer yapan hocalarımız kendi dillerinde makale yazmaktansa çevirilerle uğraşıyorlar ve nihayetinde neden akademistler bu kadar az Türkçe eser veriyor bilmecesine çıkıyor sonuç.. Bir İngilizce öğretmeni olarak bilmeseler de olur diyemem ama bu kadar da abartılması bu işi gerçekten yapabilecek insanlara engel oluyor.. İnşallah mülakat dilediğin gibi geçer, güzel habarlerini almak umuduyla..
hayat istediğinizi vermesede inşallah siz istediğinizi alırsınız.
Bu ülkenin sadece Akademik Camiası değil ki, alakası olsun olsun her kesiminin İngilice takıntısı benim miğdemi bulandırıyor. Ama el mahkum, hiç kullanmayacağımı bile bile Eylül dönemi ile birlikte İngilizce öğrenmeye başlayacağım :/
Kolaylıklar diliyorum…
Başarılar diyelim..