Ön Söz yazarının “…okumak üzere olduğun için seni ne kadar kıskandığımı…” diye söze başladığı Tehlikeli Oyunlar‘dan bir alıntı:
“…Ülkemizde tarım ürünleri yetişir. Kuru üzüm ve incir yetişir. Önce ıslak yemişler yetişir. Onları, güneş olan yerlerde kurutarak kuru yemiş yetiştiririz. İngiltere’ye göndeririz, onlar da bize gerçek gönderirler. Gerçek tohumları gönderirler. Biz, o gerçeklerden kendimize göre gerçekler yetiştirmeğe çalışırız. Son yıllarda, kuru üzüm ve incirin yanısıra, köylü de göndermeğe başlamışızdır. Bu köylüleri, önce şehirlerde biraz yetiştiririz; tam olgunlaşmadan (yolda bozulmasınlar diye) başka ülkelere göndeririz. Onlar da bize döviz gönderirler. Halk müziği göndeririz; şoför plağı gönderirler, aranjman gönderirler. Az gelişmiş ülke göndeririz; yardım gönderirler. Zelzele, toprak kayması, sel felaketi haberleri göndeririz; çadır ve heyet gönderirler. Asker göndeririz; teşekkür gönderirler. Binbir zorlukla yetiştirdiğimiz değerler göndeririz; dış ülkelerde çalışan yabancılar istatistiği gönderirler. Gerçek insanlarımızı göndeririz; bize ordan mektup gönderirler.”
s. 112 Kaynak: Tehlikeli Oyunlar, Oğuz Atay, İletişim yay. 1994, 474 S
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.