Ben olsaydım, düşüncesi ne olursa olsun kimseyi öldürmezdim.
Rahatsız olduğum kişiyle onun silahıyla savaşırdım. Yazıyorsa ben de yazar, konuşuyorsa ben de konuşurdum. Onun, ona muhtaç çocuklarının olduğunu göz ardı etmezdim.
Ben olsaydım ettiğim Hipokrat Yemini‘ni tutar, tutamıyorsam doktorluk mesleğinden istifa ederdim. Bilirdim ki, mesleğim icabı yapacağım yanlışların telafisi yoktur.
Ben olsaydım eşimin, dostumun, arkadaşımın, kardeşimin kötü gününde yanında olur, üzüntülerimi ona telefonla veya sms’le bildirmezdim.
Ben olsaydım, aylar sonra birden ortaya çıkıp başsağlığı dilemezdim. Dileyeceksem de bunu dijital yorumla yapmazdım. Ne böylesine yüreksiz ne de yüzsüz olurdum!
Ben olsaydım hırsız olmazdım. Kimsenin mahremine el uzatmaz, helal parayla namusumla yaşamaya çalışırdım.
Ben olsaydım, birinin başına kötü bir olay geldiğinde mağdurun acısını paylaşır, {mahalle dedikoducuları gibi} olayın ayrıntılarını öğrenmeye çalışıp onu daha da acıya boğmazdım.
Hem ben olsaydım, her durumdan kendime vazife çıkarmazdım!
Hayalet gibi ortalıkta dolaşmaz, insansam insan gibi yaşar; yok değilsem pılımı pırtımı toplar doğal yaşam ortamıma geri dönerdim!
—
facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni ] RSS abonelik
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
Ben olup bakmak lazım..
İnsan gibi insan olmanın gerektirdikleridir bunlar,lakin büyük konuşmamak lazım,gün gelir istemediğin şekillerde davranmak zorunda kalabilirsin,özünde herkes iyidir ama yaşadığı şeyler karakterini şekillendirir,bunları sen olsaydın yapmazdın çünkü ailenden aldığın ahlak anlayışın bunların yanlış olduğunu söyler sana ama bir başkası böyle davranmıyor diye o insanı yargılayamayız.Her insanı kendi koşulları içerisinde değerlendirdiğimizde emin ol kimseye söyleyecek sözümüz kalmıyor:)