
Meğer ben neymişim de haberim yokmuş!
Ben hayata dün başlamışım. Benim editörlükte ve köşe yazarlığında gözüm varmış. de’yi ayrı yazıyor, Türkçe’yi doğru kullandığım için övünüyormuşum. Her konu hakkında yazı yazıyormuşum ama her konuda bilgi sahibi değilmişim. Yazdıklarıma güvenmiyormuşum. Kainatın günlüğünü tutmak bana ağır bir yükmüş, hedeflerimi küçültmeli, yüreğimin günlüğünü tutmalıymışım. …mışım, …muşum
Şaka gibi bütün bunlar ama bir bloggerın sayfalarında bundan daha fazlası da yazıyor hakkımda. Üstelik benden yaşça çok büyük ve saydığım birinin elektronik günlüğünde. Yukarıda ve orijinalinde yazılanların hiçbirine itiraz etmeden hepsini cebime koyuyorum. Ama öyle bir tabir var ki yenilir yutulur gibi değil. Söz konusu blog sayfasında “Çalıştığın dernek” gibi kabul edilemez bir tabir var. Ben gönüllüyüm, dernek personeli değil. Ayrıca ne o blogta savunulan ne de diğer bütün derneklere / kulüplere lafım sözüm vardır. Benim gündemim böyle şeylerle meşgul olmadı hiç. Kimin reklam yapıp yapmadığı, kimin trilyonluk yardımları televizyon ekranlarından yayımlayıp yayımlamadığıyla da ilgilenmiyorum.
e-vren günlüğü’nde üç kişinin emeği geçmektedir. Arkadaş listesine eklenildiysek ekleriz; çıkarıldıysak çıkarırız. Arkadaş listesinden e-vren günlüğü’nü çıkarıp ardından birileri tarafından yapılan yorumu benim üzerime atan bloggerın amacı nedir anlamıyorum. Belki de ziyaretçi sayısını yükseltmek. Bana gelen eposta ile haberim oldu bahsi geçen yazıdan. Yakından takip ettiğim arkadaşlarımın bloglarını bile bir süredir ziyaret edemiyorken, neyin nesidir diye girip baktım yazıya… Bu talihsiz olayın sebebini sorgulama gereği bile duymadım. Siz, her “de” bağlacını ayrı yazan isimsiz yorumcuları Evren mi sanıyorsunuz yoksa!
Sizden büyük diye sevip sayıyorsunuz. Ama bir anda saygı duyduğunuz insanlar böyle anlaşılmaz davranışlara girebiliyor ve neredeyse evladı yaşındakilere son derece ağır ithamlarda bulunabiliyor. Bizim gibi gençlere ne yapmak kalıyor : Saygıda kusur etmemek…