Bitmeyen davetler, dinmeyen yağmur ve sönmeyen ateş… Bir uzak yabancıydın bana. Sadece bir gülüşten ibaret öylesine biriydin. Bugün hakkımızda bildiğimiz pek çok şey var. Paylaşabildiğimiz, bölüşebildiğimiz, konuşabildiğimiz ve… SAKLAYABİLDİĞİMİZ…
Çocuklar dokuz kiremit oynamıyor artık bizim mahallede. Gazoz kapakları havada uçuşmuyor; bilyeler değiş tokuş edilmiyor. Zaman hızla geçiyor ve değişiyor her şey. Çocuklar ve oyunları gibi. Cuma olur da son ders zili çaldı mı apar topar evin yolunu tutardık. Her dakika bizim için önemliydi; sokakta oyun oynayarak değerlendirilmeliydi. Cuma, cumartesi, pazar… Onlarca çocuk deliler gibi mahallenin altını üstüne getirirdik. Yakar top oynar, saklambaçla vakit geçirir, ağaçlardan erik ve iğde toplayarak hafta sonunu doldururduk.
Bugün ne o ağaçlar yerinde ne de oyun oynadığımız çocuklar. Bahar gelince çiçek açan ağaçlar yok artık burada… Çocuklar internet kafelerde ya da dershanelerde. Geriye kalansa sadece bizim güzel anılarımız ve çimenden yemyeşil olmuş eski kotlarımız…
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.