Bir süredir “okunacaklar listem”de yer alan Kendime Düşünceler‘i nihayet okuyup bitirdim. Filozof imparator, Stoacı İmparator ünvanlarıyla da anılan, Marcus Aurelius’un (tam ismi Marcus Aurelius Antoninus Augustus) orijinal ismiyle Ta Eis Heauton‘unu Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan Y. Emre Ceren çevirisinden okudum. On iki kitaptan oluşan eser, Aurelius’un 169 sonları 170 başlarında Germen ve Marcomanni kavimlerine yönelik çıktığı seferde not aldığı kendisine yön veren düşüncelerini kapsıyor.
MS 121 Roma doğumlu Marcus Aurelius, beş iyi Roma imparatorunun sonuncusu kabul ediliyor. Genellikle kısa cümleler, bazen de uzun paragraflar hâlinde yazdığı eserde Aurelius, sadece kendi kişisel gelişiminde öğrenip içselleştirdiği düşünceleri değil Stoacı görüşleri ve Stoa felsefesinin genel hatlarını da ele alıyor.
Marcus Aurelius’un 132 sayfada yazdığı her görüş ve öneriye katıldığımı söyleyemem. Bana bilmediğim bir şey söylemediği gibi ilk kez öğrendiğim bir bilgelik sırrı da sunmadı. Hâlihazırda bildiklerimizi ama kendimize itiraf edemediklerimizi bazen başkasından duyunca daha etkili olur. Kendime Düşünceler‘de de ilham aldığım, üzerine düşünmemi sağlayan satırlar elbette oldu. Sırası gelmişken, Aurelius’un yaklaşık iki bin yıl öncesinden günümüze ulaşan ilham veren cümlelerini paylaşayım:
2. Kitap
Aşağılıyorsun, bizzat kendini aşağılıyorsun ruhum! Kendini onurlandıracağın zaman gelip geçiyor. Çünkü herkesin tek bir yaşamı vardır ve seninki hemen hemen tamamlandı; kendine saygı duyan biri değil, diğer insanların ruhlarında kendi mutluluğunu arayan birisin. (15. sayfa)
Dışarıdan başına gelen herhangi bir olay mı üzüyor seni? İyi bir şey öğrenmek için kendine boş vakit yarat ve aylak gezinmeye son ver. (15. sayfa)
Bundan böyle yaşamı her an sona erecek biri gibi düşünmeli, konuşmalı ve her işini öyle yapmalısın. (16. sayfa)
3. Kitap
Kamu yararına değilse, hayatının kalan kısmını, başkaları hakkında düşüncelerle yıpratma. (23. sayfa)
Artık daha fazla dolaşma (…) Kesinlikle gerçekleştirmek istediğin şeyler için hızlan, boş umutları defet, eğer kendinle ilgiliysen, hâlâ mümkünken kendi yardımına kendin koş. (27. sayfa)
4. Kitap
Hiçbir işi gelişigüzel veya sanatın temel ilkelerine uyumsuz yapma. (29. sayfa)
İnsan dilediği zaman kendi içinde inzivaya çekilebilir. Üstelik insan inzivaya çekilmek için kendi içinden, kendi ruhundan daha huzurlu, daha sakin hiçbir yer bulamaz, özellikle de kendinde inzivaya çekildiğinde ona huzur verecek şeylere sahipse. Huzur dediğim zarif bir düzendir aslında. Kendini sürekli böyle bir inzivaya çekilmeye ver ve kendini yenile. (29. sayfa)
Belki de ün düşkünlüğüdür seni yıpratan. Fakat her şeyin ne kadar çabuk unutulduğunu, her yanını saran sonsuz zaman uçurumunda yok olup gittiğini görüyorsun işte; alkışların boşluğunu, sana ün bahşedenlerin öngörülemez kaypaklığını ve tüm bunların sınırlandığı daracık alanı. Bütün yeryüzü küçücük bir bir nokta değil midir; yaşadığın yer bu noktanın ufacık bir köşesi değil midir ve burada kaç tane, hangi türden insan seni över ki? (30. sayfa)
…gördüğün hemen hemen her şey kısa sürede değişecek, hatta artık var olmayacak. Böyle ne kadar çok değişikliğe bizzat şahit olduğunu hiç aklından çıkarma. Dünya değişimdir, yaşamsa kanaat. (30. sayfa)
Birtakım şeyler hakkında küstahça yargı verenleri ve seninde kendisi gibi yargı vermeni isteyenleri onaylama. Her şeyi olduğu gibi gör. (32. sayfa)
Yaşayacak olan bin yılın varmış gibi davranma. Kaderin başının üzerinde asılı. Yaşadığın sürece mümkün olduğunca iyi ol. (32. sayfa)
6. Kitap
İntikam almanın en iyi yolu intikam alınacak kişiye benzememektir. (53. sayfa)
En sonunda “toprak olacağım”dan başka herhangi bir şeyi neden umursayayım? Hem neden endişeleneyim? Ne yaparsam yapayım dağılma kaçınılmaz. (54. sayfa)
Çevrendekiler seni bir keşmekeşe girmeye, huzursuzluğa kapılmaya zorladığında derhâl kendi içine çekil, ama gereğinden fazla kalma orada. (54. sayfa)
Şayet biri seni zorla engellemeye çalışırsa, hoşgörü ve sükûnete sığın; engelden de bir başka erdem için faydalan. (63. sayfa)
7. Kitap
Konuşurken ağzından çıkan sözlere ve her hareketinin doğuracağı sonuçlara dikkat et. İkincisinde, hangi amacı taşıdığını baştan gör, ilkindeyse sözlerinin ne anlama geldiğini bil. (66. sayfa)
Bırak dışarıdan meydana gelecek herhangi bir hadiseden etkilenilen etkilensin. Hatta dileyen yakınsın. Ben başıma gelenin kötü bir şey olmadığını düşünürsem ondan bana zarar gelmez. Böyle düşünmek de benim elimdedir. (67. sayfa)
Başkaları ne söylerse söylesin ya da ne yapıyorsa yapsın, “benim iyi olmam gerekir.” İster altın, zümrüt veya mor rengin şöyle söylemesi gibi: “Kim ne derse desin ya da ne yaparsa yapsın, ben rengimi yitirmeyen bir zümrüt olacağım.” (67. sayfa)
Çok yakında her şeyi unutacaksın, herkes de seni. (68. sayfa)
Olmayan şeyleri varmış gibi düşünme; elinin altındakilerden birini tercih et ve eğer onlar da olmasaydı, onları nasıl arayacağını düşün. Yine de seni memnun eden elindeki şeylere kendini fazla kaptırma, onlara fazla değer verirsen elinden kayıp gittiklerinde üzülürsün. (69. sayfa)
Hayalgücünü yok et. İçgüdülerin ipleri çekiştirilen bir kukla gibi etkilemesin seni. Zamanın şu anki koşullarıyla sınırla kendini. (…) Yaşayacağın en son saati düşün. Bırak sana karşı yapılmış hata yapıldığı yerde kalsın. (69. sayfa)
10. Kitap
Yaşayacak pek az zamanın kaldı. Bir dağdaymışsın gibi yaşa kalanını. Orada ya da burada yaşamanın hiçbir farkı yok. Yaşadığımız her yer dünya kentindedir. (106. sayfa)
Nasıl iyi bir insan olunacağı hakkında daha fazla konuşma, öyle biri ol. (106. sayfa)
11. Kitap
…hâlâ hayattayken bir an evvel insan olmaya başla. (120. sayfa)
12. Kitap
Bir şey sana uygun değilse yapma! Doğru değilse söyleme! Dürtün senin elinde olsun. (128. sayfa)
e-vren günlüğü sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.