Site icon e-vren günlüğü

Akıllı Telefonsuz Yapabiliyormuşum

Akilli_telefon_bagimliligi

Teknoloji Bağımlılığı Kongresi‘ne katıldığımı ve oradan notlarımı geçenlerde paylaşmıştım. Cep telefonumu hafta sonu düşürüp arızalanmasına sebep olunca 2 gün boyunca mobil hayata ara verdim. Kısa bir süre de olsa bu deneyim, teknoloji bağımlısı (daha doğrusu telefon bağımlısı) olup olmadığım konusunda kendimi test etmemi de sağladı. Akıllı telefonsuz kaldığımda aklımı yitirmediğimi gördüm ;)

Neredeyse üç yıldır Samsung Galaxy Note 2 kullanıyorum. Birçok kez düşürdüğüm akıllı (bence gerçekten çok akıllı) telefonumu hafta sonu bir kez daha düşürünce video çekmemeye, müzik çalmamaya ve bildirim seslerini çıkarmamaya başladı. Hal böyle olunca telefonu sevgili Kaan’ın usta ellerine teslim edince 48 saat de olsa telefonsuz kaldım. Peki hiç mi sıkıntı yaşamadım; bir bakalım:

Bu sıkıntıların haricinde ‘telefonsuz nefes alamıyorum, canım çok sıkılıyor, 2 gün boyunca kim bilir neleri kaçırdım’ gibi düşüncelere kapılmadım. Whatsapp, Twitter, Facebook, e-posta bildirimlerini kaçıyor olmayı hiç önemsemedim. Elimin altında her zaman bir bilgisayar ya da tabletin olması; ayrıca canım istediğinde bütün bu sosyal mecraları kontrol edebileceğimi biliyor olmak telefonsuzluğu katlanılmaz bir durum olarak görmemi engelledi. Öyle ki işim haricinde ne tablete ne de bilgisayara elimi sürdüm.

Bu arada evimde televizyon olmadığını daha önce de yazdığımı hatırlıyorum. Bu son tecrübeyle ileri boyutta bir teknoloji bağımlısı olmadığımı da gördüm. Hatta annemin meraklanmayacağını bilsem cep telefonumdan da vazgeçebilirim. Ama onun öncesinde akıllı telefonun sağladığı pek çok pratikliğe nasıl farklı çözümler bulabileceğimi düşünmem gerekir.

Yazıyı noktalamadan “Türkiye’nin en eski blogları“yla ilgili yazıma gösterdiğiniz ilgiden dolayı çok teşekkür ederim. Derlenip toparlanmaya bütün blog yazarları olarak ihtiyacımız varmış; bu beni çok mutlu etti. Feedly’den çok geniş bir blog ağını takip ettiğimi sanıyordum ama en eski bloglar listesini eksiksiz bir şekilde tamamlayabilmek için çıktığım yolculukta beni çok heyecanlandıran yepyeni bloglarla tanıştım. Çoğu 5-10 yıllık olan bu bloglarla yolumuz daha önce nasıl kesişmemiş, şaşırdım. Hatta bu süreçte Atıf Ünaldı, Ayça Oğuş, Cem Sertoğlu, Hikmet Hükemoğlu, Müge Cerman, Ramazan Bedük, Süleyman Sönmez, Tunç Kılıç ve Uğur Özmen‘le diyaloglarım oldu; alaka ve samimiyetlerinden dolayı kendilerine teşekkür ederim. Birkaç güne kalmaz 2007 yılından önce yazılmaya başlanan blogların da yer aldığı tam listeyi yayımlayacağım.

En çok buralardayım: Instagram | Facebook | Twitter

Exit mobile version