Site icon e-vren günlüğü

Teknoloji (İnternet) Bağımlılığı Tartışması

teknoloji_bagimliligi

3. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi‘nin ikinci ve son günü ilgimi daha çok çeken panellerden oluşuyordu. Konferansın son günü her kahve ve yemek arasında içlerinde psikiyatr, üniversite öğrencisi, imam, emekli subay, akademisyen olmak üzere birçok kişiyle tanışıp sohbet ettim. Bilal Eren‘in başkanlık ettiği panel, seyircilerin katılımıyla oldukça tartışmalı geçti. Mehmet İlhan, giyilebilir teknolojiye değinen tek isimdi ve harika film önerilerinde bulundu. Mehmet Dinç‘in kapanış konuşmasıysa teknoloji bağımlılığıyla ilgili konferansta iki gün boyunca anlatılanları çok güzel özetleyen harikulâde bir konuşmaydı. Ayrıntılara geçmeden önce takip ettiğim oturumları ve konuşmacıları sıralayacağım.

Prof. Dr. Daria Kuss

“İnterneti uzvu gibi gören bir nesil var” Bilal EREN

Bilal Eren’in oturum başkanlığını üstlendiği panel konuşmacıları arasında konferansın tek blog yazarı Hamza Şamlıoğlu da vardı. Panelin isminden de anlaşılacağı üzere Bilal Eren, Yalçın Arı ve Hamza Şamlıoğlu teknolojinin ve internetin bir bağımlılık olmadığını savunduklarını en başta belirttiler.  Konferansta konuşmacı olmaları teklif edildiğinde panel isminin “Dijital Çağda Farkındalık” olmasını bu görüşlerinden dolayı istediklerini belirttiler.

Hatta Eren, Teknoloji Bağımlılığı Kongresi’ni Z kuşağı organize etseydi oturumların bambaşka konu başlıklarından oluşacağını dile getirdi.

Bilal Eren’in konuşmasından bazı notlar şöyle: [Video Tweet var]

Hamza Şamlıoğlu [Video Tweet var]

Yalçın Arı

Yalçın Arı’nın kongrenin ‘teknoloji bağımlılığı’ üzerine olmasını en kabullenemeyen isim olduğunu düşünüyorum. Teknolojinin ve internetin bağımlılık olarak görülmesini kabullenemediği hem beden dilinden hem de söylemlerinden açıkça belli oluyordu ya da bana öyle geldi. Zaten panel sonunda teknoloji bağımlılığına inanan seyirciler ile böyle olmadığını savunan konuşmacılar olmak üzere sanki iki zıt kutuplu bir tablo ortaya çıktı. Dinleyiciler arasından iki psikiyatr, iki baba ve bir çocuk gelişim uzmanı bayan söz alıp kendilerince teknoloji bağımlılığının gerçekliğini ifade etmeye çalıştıkça ortamda tansiyon biraz yükseldi. Zira karşılarında başta Arı olmak üzere ‘teknolojinin bağımlılığı mı olurmuş canım!’ diyen konuşmacılar vardı. Arı diyor ki:

Bu arada Tuğsan Yılmaz‘ın sunumunda ifade ettiği “internette bıraktığımız izlerin sosyal hayatta bıraktığımız izleri geçtiği” gerçeğini de göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Konferans boyunca bir iki kez dile getirilen bir konu Dr. Zaheer Hussain tarafından tekrar vurgulandı: Cep telefonu aslında bir araçtır. Bağımlılığı artıran mobil uygulamalardır.

Giyilebilir teknolojilerden sanal gerçeklik gözlükleri üzerinden tek değinen isim Mehmet İlhan‘dı. Videosunu YouTube’da paylaşacağım harika bir projeye imza atmışlar ve cep telefonlarının vücudumuzdaki etkileriyle ilgili farkındalığı üç boyutlu bir gerçeklikle sağlamışlar. Ayrıca İlhan, teknolojinin geleceğiyle ilgili iki film ve birer diziyle belgesel önerisinde bulundu: Web Junkie, Requiem For A Dream, Her ve Black Mirror

Murat Kayri, iki ebeveyn grubunun çocuklarının teknoloji bağımlılığı konusunda risk altında olduğuna dikkat çekti. Biri teknolojiyi bilmeyen ebeveynler diğeri de teknolojiyi çok kullanan ebeveynler.

Başta da belirttiğim gibi Mehmet Dinç‘in kapanış konuşması iki gün boyunca anlatılanların özeti gibiydi. 2 yılda bir düzenlenen Teknoloji Bağımlılığı Kongresi 2012 yılında ilk kez gerçekleştirildiğinde olumsuz tepkilerle karşılaştıklarını hatta teknoloji düşmanı olmakla suçlandıklarını anlattı. “Yok” diye inkar edenler olmasına rağmen teknoloji bağımlılığının içten içe yaşanan bir gerçek olduğunu söyledi. (4 yıl geçmesine rağmen teknoloji bağımlılığı konusunda fikri değişmeyenler elbette hâlâ var: Hasan YalçınAtıf Ünaldı)

‘Teknoloji bağımlılığı’ ile ‘teknolojiyi kötüye kullanım’ kavramlarının birbiriyle karıştırılmaması gerektiğine dikkat çekti Dinç. Türkiye’de teknolojiyi kötüye kullanımın yaygın olmasına rağmen teknoloji bağımlılığının sık görülmediğini de ifade etti. Teknoloji bağımlılığına karşı alınacak 3 temel önlemi şu şekilde sıraladı:

İster teknoloji bağımlılığını kabul edin veya reddedin isterseniz de ‘teknoloji bağımlısı olduğunuza’ inanmayın ama ben dahil etrafımdaki çoğu insanın kıyısından köşesinden cep telefonlarımıza ve internete sıkı sıkıya ‘bağlı’ olduğumuza inanıyorum. Özellikle ‘bağımlı’ değil ‘bağlı’ kelimesini kullandım. Beni metrobüste sıkılmaktan, yeni bir ortamda yalnızlıktan, internetteki birçok hesabıma girişte olası bir güvenlik tehlikesinden kurtaran bir cihaz haline getirdiysem akıllı cep telefonumu demek ki kendimi bu cihaza bağlamışım. Günde üç kereden fazla -çalmadığı, mesaj gelmediği halde- cep telefonumu elime alıyorsam hatta internet olmadığı sıra dışı durumlarda telefonuma eskisi kadar bakmıyorsam bunu ciddi anlamda sorgulamalıyım.

Teknoloji bağımlılığı konularının 2 gün boyunca sürekli internet bağımlılığına da kayması dikkat çekici. Bütün yollar eninde sonunda internete varıyor. Kafalar biraz karışık olsa da teknolojiyi sevmeye, internetle yaşamaya devam edeceğiz ve hatta bu yeni yaşam biçimini ‘giymeye’ başlayarak bambaşka bağımlılıklara doğru evrileceğiz. [Kapanıştaki toplu fotoğraf çekimini hızlı video ile instagram’da paylaştım.]

Evren’i Sosyal Ağlarda Takip E+

Exit mobile version