3. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi‘nin ikinci ve son günü ilgimi daha çok çeken panellerden oluşuyordu. Konferansın son günü her kahve ve yemek arasında içlerinde psikiyatr, üniversite öğrencisi, imam, emekli subay, akademisyen olmak üzere birçok kişiyle tanışıp sohbet ettim. Bilal Eren‘in başkanlık ettiği panel, seyircilerin katılımıyla oldukça tartışmalı geçti. Mehmet İlhan, giyilebilir teknolojiye değinen tek isimdi ve harika film önerilerinde bulundu. Mehmet Dinç‘in kapanış konuşmasıysa teknoloji bağımlılığıyla ilgili konferansta iki gün boyunca anlatılanları çok güzel özetleyen harikulâde bir konuşmaydı. Ayrıntılara geçmeden önce takip ettiğim oturumları ve konuşmacıları sıralayacağım.
- İnternet Bağımlılığı Tedavisi – Prof. Dr. Kemal Sayar, Pof. Dr. Daria Kuss
- Dijital Çağda Farkındalık – Bilal Eren
- Yeni Nesil Gerçekler – Yalçın Arı
- Güvenli İnternet Kullanımı – Hamza Şamlıoğlu
- Hukuki Rol ve Sorumluluklar – Tuğsan Yılmaz
- Teknoloji Ne Zaman Bir Risk Haline Geliyor? – Prof. Dr. Peyami Çelikcan
- Akıllı Telefonun Sorunlu Kullanımı ve Buna Bağlı Psikolojik Faktörlerin Araştırılması – Dr. Zaheer Hussain
- Sorunlu İnternet Kullanımıyla İlişkilendirilen Hayat Tarzı ve Depresif Risk Faktörleri – Prof. Dr. Abdülbari Bener
- TBM Teknoloji Bağımlılığı Modülü Hakkında Öğrenci Görüşleri – Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ağır
- Sanatın ve Yeni Medyanın Bağımlılıklara Karşı Farkındalık Oluşturmada Kullanımı – Mehmet İlhan
- Teknoloji Bağımlılığında Sosyo – Ekonomik Faktörler – Doç. Dr. Murat Kayri
Prof. Dr. Daria Kuss
- Bir kişiye internet verirseniz saatlerce hatta haftalarca sizi rahatsız etmeyecektir.
- Çin’de 2008 yılında internet bağımlılığı klinik bir rahatsızlık olarak kabul edildi.
- Aslında ortama, teknolojiye değil internetteki (çevrim içi sörf, arama motorlarını kullanma, online alışveriş, arkadaşlık uygulamaları gibi) faaliyetlere bağımlıyız.
- ABD’de çiftlerin %25’i internet üzerinden tanışıyor.
- İnternet bağımlısı kişiler sorunlarını aileleriyle paylaşmıyor.
- İnternet uygulamaları da bağımlılığı tetiklediği için büyük risk.
- İnsanlar sosyal medyada sürekli bir şeyler paylaşmaları gerektiğine inanıyor. Aksi halde bu sosyal ortamdan dışlanacaklarını düşünüyor.
- İnternet bağımlılığı, potansiyel bağımlılıklara da yol açan bir özelliğe sahip.
“İnterneti uzvu gibi gören bir nesil var” Bilal EREN
Bilal Eren’in oturum başkanlığını üstlendiği panel konuşmacıları arasında konferansın tek blog yazarı Hamza Şamlıoğlu da vardı. Panelin isminden de anlaşılacağı üzere Bilal Eren, Yalçın Arı ve Hamza Şamlıoğlu teknolojinin ve internetin bir bağımlılık olmadığını savunduklarını en başta belirttiler. Konferansta konuşmacı olmaları teklif edildiğinde panel isminin “Dijital Çağda Farkındalık” olmasını bu görüşlerinden dolayı istediklerini belirttiler.
Hatta Eren, Teknoloji Bağımlılığı Kongresi’ni Z kuşağı organize etseydi oturumların bambaşka konu başlıklarından oluşacağını dile getirdi.
Bilal Eren’in konuşmasından bazı notlar şöyle: [Video Tweet var]
- Teknoloji bağımlılığı kavramını çok özümseyemedik. Teknoloji bağımlılığı terminolojisine çok katılmıyoruz. Teknoloji farkındalığı ifadesi daha doğru olacak.
- İnterneti uzvu gibi gören bir nesil var. O nesle sen bu uzvun bağımlısısın demek ne kadar mantıklı?
- Z kuşağı, X ve Y kuşağının aksine interneti gerçek hayat gibi görüyor. Bu sebeple Z kuşağı Y ve X kuşağına göre sanal alemdeki mahremiyeti konusunda daha bilinçli.
- Z kuşağının evde çektikleri bir fotoğrafı sosyal ağlarda paylaşma oranı %19; X kuşağının ise % 84. Z kuşağının %20’si fotoğraflarının paylaşılıp beğenilmesine izin verirken bu oran X kuşağında %83.
- Z kuşağı internetin ruhunu daha iyi bildiği için kişisel bilgilerini koruma konusunda daha bilinçli hareket ediyor ve kişisel bilgilerini paylaşacaksa da bunu sahne hesaplar üzerinden yapıyor.
- Z kuşağı sosyal medya hesaplarını ‘herkese açık’ yerine ‘gizli’ ayarlarda kullanıyor. Foursquare gibi yer bildirimlerini X ve Y kuşaklarına göre daha az yapma ihtiyacı duyuyor.
- İnternet, Z kuşağı için bir sosyalleşme aracı olarak görülmüyor çünkü kendisini zaten bu dünyanın içinde görüyor. X ve Y kuşağı ise interneti sosyalleşme aracı olarak kullanmayı tercih ediyor.
- Asıl yapılması gereken Z kuşağını anlamaya çalışmaktır. Kişisel güvenliğin sağlanması anlamında farkındalık oluşturulmalı; internetteki hak ve sorumluluklarımız konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı.
- Var ol + içerik üret + iletişim kur
- Eskiden özgeçmişimiz vardı; internetle beraber artık özgeleceğimiz var.
Hamza Şamlıoğlu [Video Tweet var]
- İnternet güvenliğinde asıl sorun eğitimsizlik.
- İnternetteki hesaplarımızın güvenliğini sağlamanın en basit önlemi cep telefonu güvenlik aşamasını aktif etmek.
- Yaptığımız aramalar dahil Google her şeyimizi biliyor. Big Data sayesinde kredi kartı harcamalarından 6 ay sonra boşanıp boşanmayacağınızı kestirebiliyor.
- Teknolojiyi ilk başlarda çocuklarımıza sınırsızca sunduk çünkü zaten biz de kullanmayı bilmiyorduk.
Yalçın Arı
Yalçın Arı’nın kongrenin ‘teknoloji bağımlılığı’ üzerine olmasını en kabullenemeyen isim olduğunu düşünüyorum. Teknolojinin ve internetin bağımlılık olarak görülmesini kabullenemediği hem beden dilinden hem de söylemlerinden açıkça belli oluyordu ya da bana öyle geldi. Zaten panel sonunda teknoloji bağımlılığına inanan seyirciler ile böyle olmadığını savunan konuşmacılar olmak üzere sanki iki zıt kutuplu bir tablo ortaya çıktı. Dinleyiciler arasından iki psikiyatr, iki baba ve bir çocuk gelişim uzmanı bayan söz alıp kendilerince teknoloji bağımlılığının gerçekliğini ifade etmeye çalıştıkça ortamda tansiyon biraz yükseldi. Zira karşılarında başta Arı olmak üzere ‘teknolojinin bağımlılığı mı olurmuş canım!’ diyen konuşmacılar vardı. Arı diyor ki:
- Bağımlılığın temelinde aslında ‘bağ kuramamak ve sosyalleşememek’ var.
- Normal bağımlılığı bile sorgularken internet bağımlılığını alkol ve sigara bağımlılığıyla bir tutmak nasıl bir mantık?
- İnternetin kendisi nesne değil; insan nesne olmayan bir şeye nasıl bağımlı olur?
- Yeni bir uygulamayla tanıştığımızda saatlerimizi harcayabiliyoruz. Örneğin Twitter’la ilk tanıştığımızda 10 saatimizi burada harcıyorduk. Alıştıkça, keşfettikçe bu süre zaten azalıyor.
- İnternet öğrenilmez; internet bir deneyimdir. Bu iş eğitimle olmaz.
- Panik yapmayalım, her şey yolunda. Her şeyi eskiyle kıyaslayarak açıklamaya çalıştığımız için sorun çıkıyor.
- Dünyadaki bütün profesörler “teknoloji bağımlılığı var” dese; diğer bütün insanlar “yoktur” dese; insanlar kazanır. Çünkü artık teknoloji sayesinde bizler de konuşabiliyoruz.
Bu arada Tuğsan Yılmaz‘ın sunumunda ifade ettiği “internette bıraktığımız izlerin sosyal hayatta bıraktığımız izleri geçtiği” gerçeğini de göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Konferans boyunca bir iki kez dile getirilen bir konu Dr. Zaheer Hussain tarafından tekrar vurgulandı: Cep telefonu aslında bir araçtır. Bağımlılığı artıran mobil uygulamalardır.
Giyilebilir teknolojilerden sanal gerçeklik gözlükleri üzerinden tek değinen isim Mehmet İlhan‘dı. Videosunu YouTube’da paylaşacağım harika bir projeye imza atmışlar ve cep telefonlarının vücudumuzdaki etkileriyle ilgili farkındalığı üç boyutlu bir gerçeklikle sağlamışlar. Ayrıca İlhan, teknolojinin geleceğiyle ilgili iki film ve birer diziyle belgesel önerisinde bulundu: Web Junkie, Requiem For A Dream, Her ve Black Mirror
Murat Kayri, iki ebeveyn grubunun çocuklarının teknoloji bağımlılığı konusunda risk altında olduğuna dikkat çekti. Biri teknolojiyi bilmeyen ebeveynler diğeri de teknolojiyi çok kullanan ebeveynler.
Başta da belirttiğim gibi Mehmet Dinç‘in kapanış konuşması iki gün boyunca anlatılanların özeti gibiydi. 2 yılda bir düzenlenen Teknoloji Bağımlılığı Kongresi 2012 yılında ilk kez gerçekleştirildiğinde olumsuz tepkilerle karşılaştıklarını hatta teknoloji düşmanı olmakla suçlandıklarını anlattı. “Yok” diye inkar edenler olmasına rağmen teknoloji bağımlılığının içten içe yaşanan bir gerçek olduğunu söyledi. (4 yıl geçmesine rağmen teknoloji bağımlılığı konusunda fikri değişmeyenler elbette hâlâ var: Hasan Yalçın – Atıf Ünaldı)
‘Teknoloji bağımlılığı’ ile ‘teknolojiyi kötüye kullanım’ kavramlarının birbiriyle karıştırılmaması gerektiğine dikkat çekti Dinç. Türkiye’de teknolojiyi kötüye kullanımın yaygın olmasına rağmen teknoloji bağımlılığının sık görülmediğini de ifade etti. Teknoloji bağımlılığına karşı alınacak 3 temel önlemi şu şekilde sıraladı:
- Teknoloji bağımlılığının fiziksel, psikolojik, sosyal, manevi gelişime ne gibi etkilerinin olduğuyla ilgili ayrıntılı çalışmalar yapılmalı.
- Teknoloji hayatı daraltıyor oysa daha da genişletmeli. Onu elimizden bırakırsak gidecek yerimiz yok. Özellikle şehir hayatında yetişkinlerin, çocukların sosyalleşebilecekleri, birbirleriyle konuşabilecekleri mekanlar artırılmalı.
- Teknolojinin iyi, doğru, etkili ve aktif kullanımıyla ilgili doğru rol modelleri daha çok örnek gösterilmeli.
İster teknoloji bağımlılığını kabul edin veya reddedin isterseniz de ‘teknoloji bağımlısı olduğunuza’ inanmayın ama ben dahil etrafımdaki çoğu insanın kıyısından köşesinden cep telefonlarımıza ve internete sıkı sıkıya ‘bağlı’ olduğumuza inanıyorum. Özellikle ‘bağımlı’ değil ‘bağlı’ kelimesini kullandım. Beni metrobüste sıkılmaktan, yeni bir ortamda yalnızlıktan, internetteki birçok hesabıma girişte olası bir güvenlik tehlikesinden kurtaran bir cihaz haline getirdiysem akıllı cep telefonumu demek ki kendimi bu cihaza bağlamışım. Günde üç kereden fazla -çalmadığı, mesaj gelmediği halde- cep telefonumu elime alıyorsam hatta internet olmadığı sıra dışı durumlarda telefonuma eskisi kadar bakmıyorsam bunu ciddi anlamda sorgulamalıyım.
Teknoloji bağımlılığı konularının 2 gün boyunca sürekli internet bağımlılığına da kayması dikkat çekici. Bütün yollar eninde sonunda internete varıyor. Kafalar biraz karışık olsa da teknolojiyi sevmeye, internetle yaşamaya devam edeceğiz ve hatta bu yeni yaşam biçimini ‘giymeye’ başlayarak bambaşka bağımlılıklara doğru evrileceğiz. [Kapanıştaki toplu fotoğraf çekimini hızlı video ile instagram’da paylaştım.]
Evren’i Sosyal Ağlarda Takip E+
[…] Evren: Teknoloji bağımlılığını kabul etmeyen hatta bunun konuşulmasını komik bulan kesimin söylediklerine bir bakalım. Dr. Özgür Bolat, insanın bağımlılık ihtiyacını teknolojiyle karşıladığını, bunun teknolojiye bağımlı olarak nitelendirilemeyeceğini söylüyor. Bilal Eren, teknoloji bağımlılığı terminolojisine çok katılmadığını, teknoloji farkındalığı ifadesinin daha doğru olduğunu söylüyor. Öyle ki “interneti uzvu gibi gören bir nesle sen bu uzvun bağımlısısın demek ne kadar mantıklı?” diye de soruyor. Yalçın Arı da “İnternetin kendisi nesne değil; insan nesne olmayan bir şeye nasıl bağımlı olur?” sorusuyla böyle bir bağımlılığı kabul etmediğini dile getirmişti kongrede. […]
Çok güzel ve anlamlı bir paylaşım olmuş. Teşekkürler.
Estağfurullah Alp Abi, çok teşekkür ederim.
Sevgili Evren, internet blog dünyasında çok faydalı içerikler sağlayan bir blog yazarı olarak seni tebrik ediyorum. Emeklerine sağlık.