[important color=red title=”e-vren sözlüğü (2)”]Abesle iştigal etmek: Bu deyimdeki “abes”in kelime anlamı gereksiz, lüzumsuz‘dur ve Arapça’dır. İştigal de uğraşma, meşgul anlamına gelen Arapça bir sözcüktür. Böylece bu deyim, “yararsız uğraşlarla vakit öldürmek“ anlamına gelmektedir.
Naçiz: Atatürk’ün “Benim naçiz vücudum elbet birgün toprak olacaktır“ sözünden hatırladığımız bu sözcük “değersiz, önemsiz“ anlamına gelmektedir ve Farsça bir kelimedir.
Afakan: Arapça’dan dilimize geçmiştir ve “çarpıntı, sıkıntı“ anlamına gelmektedir. “Afakanlar bastı!“ şeklinde yaygın bir kullanımı vardır. [/important]
Kullandığımız kelimelerin sözlük anlamlarını bilmiyor olmamız, bir yere kadar kabul edilebilir bir eksiklik olabilir ama “özellikle cep telefonu mesajlarında ve internet yazışmalarında“ sözcükleri “tasarruf” saçmalığıyla yanlış ya da eksik yazmak kabul edilebilir bir durum değildir.
İnternetin, gençlerin Türkçesini bozduğundan mı şikayet edelim, televizyonun saça sapan Türkçesinden mi yoksa reklamların Türkçe ile dalga geçmesinden mi… Yıllardır Türkçe “özellikle medya ve teknoloji“ tarafından katlediliyorken aynı şekilde bunlara “haklı tepkiler“ de yükseliyor. Ama değişen bir şey yok. Sanırım bütün bu saçmalıkların önüne Türkçe’nin doğru kullanımıyla ilgili çok sert kanunların çıkartılması ile geçebileceğiz. Fransız gençleri de Fransızca’yı internette komik duruma düşürüyor mu, Fransız reklam ajansları Fransızca ile kelime oyunları yapıp onu dalgaya alıyor mu bilmiyorum ama Fransa’da Fransızca dışında başka bir dilde yazılı, görsel reklam metni oluşturmanın kesinlikle yasak olduğunu biliyorum. Oysa biz yıllardır Türkçe konuşup ingilizce isimli ürünler yiyoruz. [bkz.]
e-vren günlüğü’ne gelen yorumların yazım hatalarını eskiden düzeltirdim ve yorumu öyle yayına sokardım. Baktım ki bu yanlışların sonu yok ve onları düzeltmek tam bir sabır işi. Son bir yıldır çoğu yorumu “sinir bozucu yazım yanlışları” sebebiyle onaylamayıp siliyorum. Beni en çok kızdıran ise “Fen-Edebiyat mezunları“ ve “formasyon“ ile ilgili yazılarıma gelen yorumlardaki berbat Türkçe. Kızıyorum çünkü o yazıya yorum yapanların çoğu “Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü“ öğrencisi ya da mezunu olduğunu belirtiyor. Oysa yorumundaki Türkçe’ye ve yazıma baksanız Türkçe’yi yeni yeni öğrenen bir İngiliz genç zannedersiniz!
Türkçe, adı üstünde “ana dilimiz“ ise buna sadece sahip çıkması gereken Türkologlar, edebiyatçılar ya da TDK’nın başındakiler değildir. Vatandaş olarak herkesin, bu ülkede Türkçe eğitim alan her öğrencinin de ana dili adına yapılan yanlışları, eksiklikleri dile getirmesi, düzeltmeye çalışması boynunun borcudur. Türkçe, keyfi kullanılamayacak ve dört elle sahiplenilecek kadar hepimizindir.
Bu yazının bibliyografyası:
Türkçe Sözlük; TDK
Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat; Ferit Devellioğlu
—
evrengunlugu.net, 5. yılında sosyal sorumluluk gereği Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği‘nin kampanya ve projelerini destekleme kararı almıştır. Ziyaretçilerini de TOFD’a destek olmaya davet etmektedir. TOFD’a ulaşın; gönüllü olun; 3430‘a boş bir sms atarak “Akülü Tekerlekli Sandalye Kampanyası”na 5 TL’lik bağışta bulunun.