Sabah saat 08:15’te “ben ilhan berk’in defteriyim“in 99. sayfası:
“Yazmak mutsuzluktur, mutlu insan yazmaz. Bu yeryüzünü olduğu gibi görmeme engel olan ve bana bu yeryüzünü cehennem eden yazmak eyleminden kurtulduğum, mutlu olduğum bir tek şey var: Resim Yapmak!“
Kafamı kaldırıp pencereden dışarıya, hızla akıp giden pamuk tarlalarına baktığımda “nedir bu benzerlik“ dedim. Yazıyorum… e-vren günlüğü inşa edilmezden evvel yazıyorum. Haksızlık etmeyeyim, o kadar da mutsuz değilim. Ama eksik ve izbe yerleri olmayan bir neşe, bir heyecan ya da delicesine bir mutluluk yaşamadım hiç. Söyleyemediklerimi yazıyorum. Yazamadıklarımı fotoğraflıyorum. Ne İlhan Berk gibi dev bir ismin karaladıklarına benziyor yazılarım ne de çektiğim fotoğraflar onun çizdiği resimler gibi. Ancak, yine de o cümlede kendimi gördüm. Görmüşüm ki yıllar önce aynı yeri işaretlemişim: Sonraları, İlhan Berk’i Özdemir Asaf‘la aldatmışım. “Ben İlhan Berk olsaydım; Özdemir Asaf olmak isterdim“ diye yazmışım.
—
facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni ] RSS abonelik