Geleceğimle ilgili iki önemli seçenekten birini dün tercih etmiş olmanın huzurunu taşıyorum. Birkaç gün önce yine bu sayfalardan duyurduğumun aksine dün yüksek lisans programına değil formasyona başvurumu yaptım. Böylesine radikal bir kararı almamda pek çok sebep etkili oldu, ancak her zaman söylediğim gibi: İnsanlar Tercihlerini Yaşarlar! Yavaş yavaş kendime geliyorum artık. Son bir haftadır yaşadığım kötü günlerin hepsini geride bıraktım. Dönüp bakmıyorum da ardıma. Bırakıyorum, birileri kendi denizinde boğuladursun, ben kendi sahilimde keyfimi sürüyorum :)
Tezsiz yüksek lisans başvurumu yaptıktan sonra Semih‘le başbaşa sabah kahvaltısı yaptık. Sonra benimle ve ailemle vedalaşmaya gelen eski sınıf arkadaşım Dilek‘le hep beraber öğle yemeği yedik. Dilek, formasyonu kazanamadığı için memleketi Hatay’a geri dönüyor. İnşallah seneye yeniden burada olacak. Öğleden sonra Elvan‘la birlikte Ticaret Fuarı’ndaki Aydın Life standını ziyarete gittik. e-vren günlüğü’nü yakından takip edenler Elvan ÇETİN‘i de hatırlayacaklardır: Elvan, elektronik yaşam diyarımın MisAfiR KaLeM{LeR}‘indendi. Akşam da soluğu İncirliova’da Harun‘un yanında aldım. Gece yarısına kadar Belediye Meyda’nında çimlerin üzerinde oturup sohbet ettik.
Kadere inanan biriyim ama bazen hayatıma başkalarının yön verdiğini, çok da özgür olamadığımı düşünür, çıkmazlara düşerim. Ancak, yaşadıkça, düşüp kalktıkça ve ruhumuzda yaralar açılıp yeniden iyileştikçe, acı ya da tatlı tecrübeler edindikçe öğreniyoruz ki herkes kendi hayatının başrolünü oynuyor ve kendi hayatını yaşıyor! Dün aldığım cesur karardan ve seçmiş olduğum yeni yoldan sonra gördüm ki, huzurluyum, mutluyum, birilerinin bana bir şeyler sunmasını beklemeden ben sahip olmak istediklerime sahip olabilecek donanımlara sahibim. Son bir haftadır yaşadıklarımdan ötürü yazılacak öyle çok şey var ki aslında. Ama hayatta profesyonel olabilmek için geriye bakmadan ileriye adım atmak gerekiyor. Yoksa insan takılıp kalınca birilerinin entrikalarına, bir arpa boyu bile yol alamıyor. Yaşamaya, yazmaya ve de paylaşmaya devam edeceğiz, inadına…