Site icon e-vren günlüğü

Sevmek, Bencilliktir

Dün konuşurken fark ettim; aslında birini, bir şeyi ‘sevmek’, içinde bencilliği de barındırıyor. Bunu, karşı taraf bizi sevmediğinde ya da aynı düzeyde sevemediğinde gösterdiğimiz tepkiyle, hissettiğimiz üzüntü veya hayal kırıklığıyla ortaya koyuyoruz.

Ve böylece birini severek onun omuzlarına yeni bir yük yüklüyoruz.

Aslında bakarsak Sezen Aksu‘yu sevmek, onun şarkılarını dinlemek de bencilce. Belki de değildir; bu konuda emin olamadım. Dün akşam onu dinlerken bunu da düşünmüştüm.

Sonra… ‘İnsan, kendi başına gelenler konusunda çok da serinkanlı olamıyor.’ dedim. Bir başkasının yaşadığı bir olay karşısında daha soğukkanlı olabiliyoruz. Bu yüzden yaşanan sıkıntılar, girilen depresyonlar karşısında bizim dışımızdan bir arkadaşın, dostun müdahalesine ihtiyacımız olabiliyor. Dün akşam olduğu gibi. Bu müdahale bizi gerçeklerle yüzleştirecek kadar acımasız olabilir, canımızı yakabilir. Sevgilisini unutamadığı için kendini kahreden dünkü çocuğu omuzlarından tutup silkelemem gerekti. İnsan üzülmeli, ağlamalı, kendini kahretmeli; bütün bunları bedenen ve ruhen yaşamaya ihtiyacımız var fakat üçüncü günden sonra değil.

Aşk, insanın kendisini bulmasına yaramalı, kendisini kaybetmesine yol açmamalı. Bir insanın gidişini, bir acıyı antidepresanlara sığınmadan, asıl Sevgili‘ye sığınarak atlatmaya çalışmalı.

Bütün bunları Aşk karşısında yerle yeksan olan ben mi yazıyorum? Öyle… Çünkü bütün bunları bana yazdıran, dün akşam çocuğun yaşadığı acı. Yoksa kendi başıma gelse bu denli soğukkanlı olamazdım.

 facebook’evreni facebook sayfası twitter’evreni RSS abonelik

Exit mobile version