Nihayet Harun‘la bir araya gelebildik. Bizim evin önündeki parkta küçük bir hesap sorma, kısa bir bulvar turu derken, vazgeçilmez mekanımız Vardar Pastanesi‘nde bozalandık. Bu arada 52. yılını kutlayan Vardar Pastanesi, bize şapka hediye etti. Biri Hüss’ün diğeri Harun’un en küçük kardeşinin olsun dedik :)
Annemin ve yengemin anneler günü hediyesini de aradan çıkarmış oldum. Artık çaylar daha lezzetli, kahveler daha köpüklü olacak :) Yalnız ciddi bir sorunum var, kredi kartım kayıp. Eve geldim hala bulamadım. Harun olaya el atarken, benim acilen müşteri hizmetlerini aramam gerekiyor :)
Geçen yıl bizim evin önüne konuşlanan mehteran takımı, bugün bir sünnet çocuğunun ardında arz-ı endam ediyordu. Koskoca Osmanlı ordusunu savaşlarda coşturan anlı şanlı mehteranların, at üstündeki bir sünnet çocuğunun peşinden gidecek vaziyete düşürülmesini çok yadırgadım. İncirliova Belediyesi mi buna “dur!” diyecek, kim diyecek?
Yaşanan birkaç rahatsızlıktan sonra dün, e-vren günlüğü facebook profilinin arkadaş listesinde yer alan fotoğrafsız ya da gerçek kimliği belli olmayan kişileri listeden çıkardım. Neden bunu yaptığımı da o 30 kişiye bir eposta göndererek izah ettim; bununla ilgili ayrıntıları da {şurada} yazdım.
Diğer bir facebook temizliği de kendi özel facebook profilimde gerçekleşti. Kardeşlerim dahil listemde ne kadar akraba varsa hepsini sildim. Sanal alemdeki paylaşımların bu denli çok olmasının, akrabalık ilişkilerini zayıflattığını hatta “oradan haberdar oluyorum nasıl olsa“ mantığıyla insanların birbirini arama gereği duymadığını düşünüyorum. Anneannemi kaybettiğimiz yıl, çok yakın bir akrabamız msn messeger’dan bana başsağlığı dilemiş; anneme de bunu iletmemi rica etmişti. Böylesi bir saçmalığa imza atan şahısla ondan sonra bütün irtibatı kesmiştim (kesmiş de olabiliriz)
Ve pazarın son notu: Dondurma yemeğe erken başladığım için midir ya da 19 Mayıs provaları sebebiyle güneşte fazla kaldığımdan mıdır bilmiyorum üzerimde hafif bir kırgınlık peyda oldu. Hüss’ün öksürük şuruplarını içiyorum :) Ayrıca bu yazıyı yazarken Aşkın Nur Yengi ile Haluk Bilginer‘in beraber seslendirdikleri “Şimdi Uzaklardasın“ şarkısını dinliyordum. Safiye Sultan “Türk Sanat Müziği mi dinliyorsun, hayret“ dedi :) Asıl hayreti, annemin bu iki sanatçının evlendiğini söylediğinde ben yaşadım. İlk defa duyuyorum ve çok şaşırdım :) Demek, Hadise hamile kalıp anne olsa çocuğunun lisede edebiyat dersine girdiğimde bundan haberim olacak :)