Bir Leyla vardı. Kulağında leylak, sağ bileğinde pembe boncuklu bileklik, ayağında rengarenk entari ile Leyla’nın insana neşe veren bir havası vardı. Bir Leyla vardı; Leyla’nın bir hayali vardı. Hayali, hayatı hep hayallerindeki gibi yaşamaktı. Leyla’nın bir hayatı vardı. O rengarenk hayat bir töre, bir gelenek ya da kör bir kurşunla son bulan bir hayat…
Her Mecnu’nun O’na kavuştuğunda kendi içinde kaybettiği bir sevdası; “Sen, benim yıllardır aradığım ve uğruna ömrümü toza toprağa buladığım Leyla değilsin” dediği bir Leylası vardı… Her Mecnun’un ayrı bir Leylası; bu dünyanın, hayallerine kavuşamadan kara toprağa kavuşan pek çok Leylası vardı.
—
facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni ] RSS abonelik