
“Gel öp babanı” dedi annem, ambulansta babamın baş ucunda. Öptüm mü öpmedim mi hatırlamıyorum. Kapılar kapanınca kaçamak bakışlarla babamı camdan uzun uzun seyrettiğimi anımsıyorum. O gün babamı öptüysem eğer, o sondu. Tek bunu biliyorum.
Ömrü yurtdışında çalışmakla geçmişti. “Sultanım” dediği annemin hasretine, 4 erkek evladının hasreti de eklenmişti yıllar geçtikçe. “Tam kavuştum” derken babam, tedavi olmak için gittiği gurbet ellerde eridi, tükendi, bitti. Gurbet babama hiçbir zaman yaramadı. Ve…
BEN DAHA BABAMI KEŞFEDEMEDEN; O, ÖLÜMÜ İCAT ETTİ.
