Site icon e-vren günlüğü

Onedio, Ne Diyor?

Zeynep Gabralı Onedio

Zeynep Gabralı – Onedio

Dijital Medya Zirvesi 2015’in üç kadın konuşmacısından biriydi Zeynep Gabralı ve temsil ettiği kurum da son dönemin adından en çok söz ettiren sitesi onedio.com‘du.

Onedio’ya karşı ergen ağzı Türkçesiyle internet adresi olmasından mıdır yoksa ilk çıkış noktası olan ‘önemli bir olay üzerine hangi ünlü ne demiş’ şeklindeki hiçbir faydası olmayan içerik anlayışından mıdır nedir bir soğukluğum vardı. Zeynep Gabralı’nın “Kendi içimizde asla mailleşmiyor, özel bir uygulama kullanıyoruz, 24 saat uyumuyoruz.” sözleri, Onedio’ya olan sevimsiz bakış açımı daha da depreştirdi. Çalışanını neredeyse haftanın 7 günü 24 saat sömüren özel sektör zihniyeti, Gabralı’nın o sözleriyle karşımda adeta ete kemiğe bürünmüştü. Gabralı, bu detayı övünülecek bir şeymiş gibi paylaştı belki ama açıkçası bende karşılık bulmadı. Onedio’nun hızla büyümesinin altında yatan sebepleri “Bir şey sosyal medyaya düştü mü hemen ona adapte oluyoruz hatta markaları da buna adapte ediyoruz. Hızlı aksiyon almakla alakalı sosyal medya dinamiklerine hakim olmakla alakalı olabilir bu kadar hızlı büyümemiz” sözleriyle biraz daha detaylandırdı Gabralı fakat çalışanını 24 saat hazır ol vaziyetinde beklemek zorunda bırakan anlayışın Listelist.com‘u geride bırakan başarısı benim için hiçbir anlam ifade etmedi.

Gabralı’nın Onedio ekibinin 24 saat uyumadığına dair talihsiz açıklamasının yanında sosyal medya ve içerik pazarlaması ile ilgili önemli açıklamaları da yok değildi.


Güncelleme:

Bu yazının Twitter’da paylaşılmasının ardından Zeynep Gabralı, “Shift sistemi ile 24 saat çalıştığımızı belirttim bu blogda yazdığınız şeyler söylediklerimin çarpıtılmış hali” tweetini attı. Kişisel blogda kişisel yorumlarımı yapmak çarpıtma olarak algılanabilir ama insanların ağızlarından çıkan sözleri olduğundan farklı yansıttığımı sanmıyorum; eğer yine de benim yanlış anladığım bir ifade, bir cümle varsa özür dilerim. Bu gelişme üzerine Gabralı’nın ses kaydından deşifre ettim ilgili kısmı olduğu gibi eklemek sanırım daha doğru olacak:

Kendi içimizde asla mailleşmiyor shift diye bir uygulama kullanıyoruz 24 saat uyumuyoruz. Bir şey sosyal medyaya düştü mü hemen ona adapte oluyoruz hatta markaları da buna adapte ediyoruz. Hızlı aksiyon almakla alakalı sosyal medya dinamiklerine hakim olmakla alakalı olabilir bu kadar hızlı büyümemiz

10 yıllık blog serüvenimde bazı kişilerle söyleşiler/röportajlar yaptım, katıldığım etkinliklerdeki ses kayıtlarından yola çıkarak bazı yazılarımı yazdım ama bugüne kadar kimse kalkıp bana ‘söylediklerimi çarpıtmışsın’ suçlamasında bulunmadı. Dijital Medya Zirvesi 2015’teki diğer konuşmacıların sunumlarından notları da daha önce paylaştım ve bazı arkadaşlar ‘şurası yanlış anlaşılmış Evren, şu şekilde düzeltebilir miyiz?’ şeklinde geri dönüşler yaparak söz konusu içeriğe katkı sağladılar. 2015 yılını yarıladığımız şu zaman diliminde dijital medyayı iş edinen profesyonellerin sosyal ağlar üzerinden yüksek perdeyle yazışmalarını hâlâ anlayamıyorum. Blog yazarlığımın sorgulandığı, e-vren günlüğü içeriğinden Dijital Medya Zirvesi ekibinin haberdar edildiği (onlar benim kişisel bloguma ne karışır anlamadım) o tweetler de bu yazının kanayan yarası olsun. Ne demek istediğimi aşağıdaki tweetler daha iyi örnekleyecektir:


Zaten, Gabralı’nın bu tweetleri benim çarpıttığım iddia edilen söz konusu paylaşımlarımı da düzeltir bir özellik gösterecektir. Geri bildirimi ve düzeltmelerde bulunduğu için Zeynep Gabralı’ya teşekkür ederim.


Sosyal medyada kullanıcılarının artık markaların ‘Günaydın, hayırlı cumalar’ gibi paylaşımlarından etkilenmediğinin altını çizdi Gabralı ve içerik pazarlamasında ön plana çıkan üç önemli ögeyi sıraladı:

“Birincisi ürünler hakkında değil insanlar hakkında konuşmak gerekiyor. İnsanlara bir şey vermek onlarla duygusal bağ kurmak çok önemli. Satışı ön plana koymada bire bir iletişim kurmak devreye giriyor.”

İkincisi satış için bir hikaye anlatmak gerekiyor. Her markanın anlatacak bir hikayesi vardır. Bunun içini çok kolay dolduramıyoruz. Türkiye bu anlamda geriden geliyor.

Üçüncüsü kullanıcının dikkatini çekerek onu içeriğin içini çekmek. Onu bir disipline bölmeden onun algısına oynayarak demografik hedefleme yapmadan bire bir içeriğin içine çekmek önem kazanıyor.”

Doğal reklamın demografik hedefleme reklamlarından daha etkili olduğu gerçeğine de parmak bastı Gabralı ve doğal reklamın en güzel tarafının kimseyi kandırmadan kullanıcıya ilgili içeriği vermesi olduğunu söyledi. Mobil kullanımındaki artış doğal reklamın yükselişine de olumlu yönde yansıdı çünkü insanlar mobilde içeriğe çok kolay ulaşabildiği için kendisiyle ilgili bir içeriği banner reklamlarında bulmak istemiyor.

Onedio içeriklerinin çok ilgi görmesinin altında yatan sebepleri “Normal ajanslar markalardan nasıl brief alıyorlarsa biz de ajanslardan brief alıp ona göre bir çalışma yapıyor ve alternatif sunuyoruz. Bizim yaptığımız bire bir markanın ismini vermeden bir konsepte oturtmak. Kullanıcı girdiği zaman ‘Evet ben markayı göreceğim ama ben markayı görene kadar orada bir şey öğreneceğim veya eğleneceğim” dediği için o içeriğe giriyor” sözleriyle özetledi Gabralı ve asıl güzel cümlesi ise şu oldu: “Markayı ve satışı ön plana koymada pazarlama yapmaya çalışıyoruz ve bu hiç de kolay bir şey değil.” sözleriyle açıkladı Gabralı.

Facebook’tan annelerimiz yüzünden kaçtık

Yeni neslin Facebook ve Twitter’dan yeni sosyal ağlara kaçışının altında yatan sebebi annelere ve teyzelere bağladı Gabralı, internetin yükselen yıldızının video içerikler olduğunu da araya sıkıştırdı:

“Facebook’tan kaçıyoruz çünkü annelerimiz teyzelerimiz geldi. Twitter’da 140 karakter sınırlaması var. Twitter da eski trendini kaybetti çünkü artık video yükselmeye başladı. İnsanlar artık okumamaya başladı, daha çok görsel alanda gidiyoruz. Videolar, fotoğraf seslendirmeleri revaçta.”

Onedio hakkında merak edilen 9 detay:

Gabralı, sunumunun devamında Onedio hakkında merak edilen bazı istatistik bilgilerini paylaştı. Bu bilgiler, katılımcılar tarafından sorulan ‘Listelist’ten daha başarılı olmanızın sebebi nedir?’ sorusuna da bir anlamda cevap niteliğindeydi.

Onedio.com’u ilk çıktığında birkaç kez ziyaret ettim ama sonra bir daha girip bakmadım. Gabralı’nın bu sunumu, bendeki Onedio’ya olan soğukluğu biraz olsun azaltmadı. Listelist’i de takip etmem ancak her iki sitenin temsilcilerinin sunumlarını dinledikten sonra Listelist marka algısı açısından zihnimde daha kaliteli bir yer edindi. Sunum sonrası Listelist’i inceleme isteğim de uyandı ve karşımda daha insancıl, popülist olmaya çalışmayan, daha az bağıran listeler belirdi. Sanırım biri daha magazinel (atıştırmalık) diğeri ise daha entelektüel (araştırmalık) bir durumda.

Dijital Medya Zirvesi 2015’ten bütün notları oku!

Evren’i Sosyal Ağlarda Takip E+

Exit mobile version