İyi Fotoğraf Çekmenin Püf Noktaları

Fotoğrafı gerçekten seviyorum. Bu sevgi sadece fotoğraf çekmekten ibaret değil, ‘iyi çekilmiş fotoğraflara bakmayı’ da fotoğrafçılık üzerine yazılmış yazıları, yapılmış söyleşileri okumayı da çok seviyorum. Bazılarınızın beni fotoğrafın izini sürerken keşfettiğinizi ve sadece bu yönümle ilgilendiğinizi biliyorum =)

Fotoğrafla ilgili yakında (aslında o kadar yakında olmayabilir) duyurmaya hazırlandığım projem için fotoğrafçılıkla ilgili notlarımı düzenlerken iyi fotoğraf çekmenin püf noktalarıyla ilgili bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Elbette iyi fotoğrafın özellikleri saymakla bitmez; doğru fotoğraf çekim teknikleriyle ilgili de aktaracak sayısız bilgi var. Ancak amatör bir fotoğrafçı olduğumun altını bir kez daha çizmek ve aşağıda sıraladığım maddelere çok daha fazlasının ekleneceğini hatırlatmak isterim. Peki iyi fotoğraf çekmenin püf noktaları nelerdir?

• Daha çok netlik, daha az fluluk! Benim gibi 50mm lensten başka bir şey kullanmayan birinin fotoğraflarına bakıldığında netlenen obje haricindeki her şeyin bulanık olduğu görülecektir. Bu, tam olarak anlatmak istediğim şeyle tezatlık gösteren bir durum değil. Neyi çekiyorsanız onu en net şekilde odaklayabilmeli ve gösterebilmelisiniz. Ortaya çıkan karede en büyük leke (çektiğiniz obje) asla bulanık olmamalı. Çektiğiniz fotoğraflarda netlik ve keskinlik tam değilse o iyi bir fotoğraf değildir.
• Hemen çek, hemen paylaşma! Çektiğiniz fotoğrafları (cep telefonlarından çekip anında instagram’da paylaşmaktan bahsetmiyorum) hemen paylaşmak yerine bilgisayarınıza yükledikten sonra üzerinde çalışacaklarınızı ayırın. Paylaşmaya karar verdiğiniz fotoğraflara photoshop uyguladıktan sonra fotoğrafı en azından 1 gün demlenmeye bırakın. Sonra fotoğrafa tekrar açıp bakın. Her defasında yapacağınız değişiklik farklı olacaktır.
• Önce doğru fotoğraf, sonra photoshop! Fotoğraf yanlış çekildiyse photoshop’un hiçbir önemi yoktur.
  İyi fotoğraf için lazım olan ilk şey ‘iyi fotoğraf makinesi’ değildir. Bir fotoğrafçı öncelikle ‘fotoğrafı görebilme’yi öğrenmelidir. Fotoğrafı çekenin fotoğraf makinesi olmadığını, ‘görsel zekamız’ olduğunu unutmamalıyız.
• Görsel zekanın doğuştan geldiğini düşünüyorum ama çok fotoğraf incelemekle geliştirilebileceğine de inanıyorum. Özellikle fotoğrafta kurgu kabiliyeti, ne çok fotoğraf baktığınızla doğru orantılıdır. Bunun için fotoğraf yarışmaları sonuçlarını ve fotoğraf paylaşım sitelerini yakından takip edebilir, fotoğraf sergilerini dolaşabilir, fotoğrafçılıkla ilgili yayınları inceleyebilirsiniz.

• Benim gibi portre fotoğrafları çekmeyi seviyorsanız o karede eksik olmaması gereken detayın ‘duygu’ olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız. İyi bir portre fotoğrafta “Duygu, duruş / beden dili” büyük öneme sahiptir.
• İyi portre asla karşıdan verilen sert ışıkla veya yanal ışıkla çekilmez. Hele ki baskı altında hiç çekilmez. Portresini çektiğiniz kişinin poz verme kabiliyeti elbette önemlidir ancak ona en doğru duruşu verdirmek de fotoğrafçının elindedir. Ancak verdirmek istediğiniz poz, modelin kendisini rahatsız hissetmesine yol açarsa bu olumsuzluk fotoğrafa da yansıyacaktır.

• Hem yatay hem dikey çek! Bir fotoğrafı hem yatay hem de dikey çekmek bize sonrasında büyük fayda sağlayacaktır. Dikey ve yatay fotoğrafın hissettirdiği anlam farklı olmaktadır. Fotoğrafı bilgisayara yükledikten sonra yatay haliyle dikey hali arasındaki fark daha iyi görülür ve hangisinin daha iyi olduğunu o zaman fark edebilirsiniz.
• Profesyonel fotoğrafçılar flaş kullanmaz. Bu kuralı öğrenmeden önce de flaşlı fotoğraf çekmeyi zaten sevmiyordum. (Flaş, sadece profesyonel değil bizim gibi amatör fotoğrafçılar tarafından da kullanılmamalı) Flaşın renkleri öldürdüğü de bir gerçek. Fotoğrafı oluşturan şeyin ‘ışık’ olduğunu aklımızdan çıkarmamalı ve doğal ışık kaynaklarıyla çekimleri gerçekleştirmeye özen göstermeliyiz.
• İyi fotoğrafta güneş ve gölge asla bir arada olmaz. Gölgeye yerleştirilmiş bir obje ve güneş ışığıyla patlamış bir arka plan gerçekten sevimsiz bir görüntüden başka bir şey değildir.
• Renkler, yazılar ve hatta rakamlar fotoğrafa çok şey katar.

• Bir fotoğrafta hareket varsa o fotoğraf her zaman iyi fotoğraftır. Hareketli fotoğraf çekerken ortaya ne çıkacağını bilemezsiniz, zaten hareketli fotoğrafta kural da yoktur.
• İyi bir fotoğraf için fotoğraf makinesi elinde, objektif kapağı da çantada olmalıdır. Fotoğraf makinesi çantadaysa üstelik objektifi de kapalıysa an’ı yakalamak mümkün değildir. Fotoğraf beklemez, an’ı yakalamak çok önemlidir.
• ‘Fotoğraf beklemez’ demişken o anı yakaladığınız an deyim yerindeyse deklanşöre saldırın. Fotoğrafı çekilecek konuyu bulduğunuz an etrafınızdaki her şeyi ve herkesi unutun. Mutlaka 30 – 40 kare yatay ve dikey olmak üzere farklı açılardan çekim yapın.

Ve son olarak, her daim fotoğrafın öğrencisi olarak kalmaya devam edin. Ben öyle yapıyorum ;)

Evren’i Sosyal Ağlarda Takip E+