Daha bir gürültülü oldu benim oyunlarım. Yalnız başıma kendi dünyamda, daha bir kalabalık oynar oldum yalanlarımı. Ağlayarak oynanan bir oyun yoktu benim çocukluğumda. Oysa şimdi her biri gözyaşıyla son buluyor saklambaçlarımın. Cevap ver hayat, ben sorularımı soru işaretlerinin ardından çıkarayım. Küçük halkalar kurup, seni de oyunlarımın bir parçası yapayım.
Ah Aşk, beni azat ettin ve “Yaş ile dolmak, yaş’lanmak için geçmek gerek çocukluktan.” dedin. Doğruları bulmak için de önce çocuk olmak sonra yanlışları yaşamak gerek ey Aşk! Doğru bir, yalanın biri bin; sen yok isen benim hafızamda, diğer her şeyi unut gitsin.
Şimdi ben, kapanır giderim dünlerime. Kaparım gözlerimi; saklarım kendimi ellerimle. Görmesin beni aşk, ben görmeyeyim sevdayı diye, uzatırım içimden saydığım sayıları. Bu oyun bir gün bittiğinde; ah o çocukluğumun masum gizlenmeleri yetişir her derdime: Ben kim, sen nerede, cihân-ı evren ne hâlde…
—
facebook’evreni ] facebook sayfası ] twitter’evreni ] RSS abonelik