Öğleye doğru 11.30 sıraları. İlk oyunu kullanma heyecanı içindeki kardeşim EFE‘yle oy kullanacağımız ilköğretim okuluna doğru yürüyoruz. Kardeşim yolda “şu partiye oy verenleri anlayamıyorum, bu partiye oy verenlere şaşırıyorum“ diye söyleniyor; bense yeni yıkadığım saçlarımın güneşte kuruyup, rüzgarda kabarmasıyla meşgulüm :) “Allahım yıllar sonra tekrar oy kullanacağım ve böylesine önemli birgünde şu tipime bak!“ Her ÖSS öncesi okunmuş sular, kuru üzümler seçim gecesinde de hazır. Sabah abdest alınıp,
Biliyorum yarın yine haberlerde, köşe yazılarında, gazetelerin manşetlerinde yıllardır bildik cümleler yazılıp çizilecek. Yine kimse seçim sonucundan memnun olmayacak, “şu kadar insan oy kullanmadı, demokrasi tam işlemedi“ diyecek; sorumluluğunu yerine getirmeyenler, yerine getirenlerin tercihinin geçerliliğini zedeleyecek falan filan. Olan, o iğrenç hint mürekkebi sürülen sol işaret parmağımıza olacak! Kızılay’dan dağıtılmış gibi aynı model aynı renk tshirtü giyen bir başkasıyla karşılaştığımızda duyduğumuz utancın aksine sokaklar, caddeler aynı elin aynı parmağındaki aynı renkli işaretle selamlaşacaklar. Hepimiz bugün itibariyle oy kardeşi olacağız.
