Vizeler bitti, şimdi yeşil çay keyfi yapma vakti!
1. vizeler bitti (hocanın unutup da bu pazar’a ertelediği Halk Edebiyatı sınavı hariç). Cumhuriyet Devri Türk Edebiyatının tarihi dönemleri yazıldı; Gerindium eki günümüzdeki kullanımıyla karşılaştırıldı; “Felsefe Nedir?”in cevabı verildi; Nef’i ‘ nin gazelleri şerh edildi; Nechü’l Feradis’ ten bir kısım metin transkribe edildi… vesaire vesaire vesaire… İnsan vize haftasından sonra yeniden doğmuş gibi oluyor; “meğer ne kadar da boş vakte sahipmişim de haberim yokmuş” diyor. Ben de yeni aldığım porselen demlikte yeşil çayımı demleyip, bir haftadır elime almadığım kitabımı okumaya başladım. Almışım turuncu demliğimi, 200 gr yeşil çayımı, bundan sonra keyif yapacağım artık.
Kampa giriyorum :(
Vize haftasından yeni çıktım ama bu günden itibaren LES için kampa giriyorum. 4 Aralık’ ta LES var ve en acilinden matematik çalışıp deneme çözmem gerekiyor. Her gün 2 adet matematik vcdsi seyredilecek, her sabah çıkmış sorulardan oluşan deneme çözülecek ve her akşam Deniz, yapamadığım matematik sorularını çözerek kalın kafama bazı bilgileri sokmaya çalışacak. Katlanacağım artık, topu topu 1 hafta kaldı sınava :(
Cevap hakkımı kullanıyorum ey ahali!
Ben vize haftasındayken blogumu ziyaret edenlere, yorum bırakanlara teşekkür ediyorum. Bakalım kimler ne söylemiş ?
- Öncelikle beni en çok şaşırtan şey, Pamukkale Üniversitesinden eski sınıf arkadaşım Suzi‘nin mesajı oldu. Arama motorunda “Naili’nin Gazelleri”ni ararken benim sayfayı bulduğunu ve çok şaşırdığını yazmış. Ben de okuyunca çok şaşırdım ve acayip mutlu oldum. Suzi seni çok özledim, canım bıllam :) LES’ ten sonra Denizli’deyim, bol bol hasret gidereceğiz inşallah.
- Meşhur teyze oğlum Alperen (ki yakında nişanlanıyor) “Kimse Kusura Bakmasın” başlıklı yazıma yorum bırakmış ama ne yorum… “Sporun hiç bir dalıyla alakam yoktur” cümlemi yanlış anlayarak spor faaliyetlerini kaldırmalıyız demek istediğimi düşünmüş. Ben futbolun ülkenin birinci gündem maddesi olmasına, en büyük sorunmuş gibi gösterilmesine karşıyım demiştim. Olimpiyat gibi muhteşem bir organizasyona karşı olduğumu ise hiç yazmadım. Olimpiyat gibi saygın bir organizasyona bugün kim karşı çıkabilir ki zaten. Diyorum ki, Türk Bayrağını dünyanın gözü önünde göndere çekmek illaki de dünya kupasıyla olmaz, olmamalı. Bugün Türkiye’de en çok yatırım futbola yapıldığı için sahalardaki sahte reklama muhtaç kaldık demek istedim ama gördüm ki anlaşılamamışım.
- İlk deneyimim olan Engelliler.Biz‘in editörüyle yapmış olduğum röportaj tahminimden de fazla ilgi gördü. Öyle ki röportaj 497 defa okundu. Gerek benim blogumda gerekse Engelliler.Biz’in Forum sayfasında çok güzel yorumlar yapıldı bu konuda ama öyle birisi vardı ki, olaya getirdiği farklı bir yorumla “YUH” dedirtti :) PERVANE rumuzlu bu üye “Oturanboğaya “ilah”lık atfeden acınası zihniyete şunu sormak gerekli sanırım; bu söyleşi de “kusursuz bir imaj çalışması” üretme gayreti dışında ne gibi bir olağanüstülük gördünüz de bu insancığa ilah diyecek kadar haddi aştınız?! “ dedi ve forum bir anda dondu :) Kimseden tık yok, anlaşılan milletin nutku tutuldu :)
Şimdi matematik beni bekler… Ardından yeşil çay yudumlayarak kitaplarımı okuyacağım… Çok mutluyum çoook . Haydi sevgiyle kalın, hoşçakalın!
—
Bu yazı, blogcu.com’daki ilk kaydından 15.04.2017 tarihinde buraya taşındı.