{ilk (Eylül ’05) MisAfiR KaLeM yazısıdır}
İlk olarak ne zaman “anneanne” sözcüğünü söylediğimi bilmesem de, hayatımda en çok söylediğim ilk beş kelimeden biri. Hatta üçüncüsü. Nedendir bilmem ama anneannem benim için bir yaşam tarzı olmuş. Bu hayata gelen her insan iyilikleriyle beraber çirkinlikleri de yanında getirir. Ama benim yanlışına ve çirkinliklerine rastlamadığım “sayılı insanlardan biri”dir O. Sadece benim değil gerçi, hepinizin anneannesiyle mutlaka ama mutlaka çok güzel paylaşılan anları olmuştur.
Kimi zaman yürümekten sıkılınca sizi sırtına alıp, karlı buzlu yolda kayma pahasına taşıyan. Herkes sıcak yaz sohbetlerine dalmışken ve unutmuşlarsa sizi avluda üzeriniz açık uyurken, yine anneanneniz olmuştur bir seccadeyle yada yeleğiyle üstünüzü örten. Canımız akşamın bir vakti dolaşmak isteyince, herkes oflayıp puflarken, anneannenizdir bizim elimizden tutup sütçüden süt alma bahanesiyle dolaşmaya götüren.
Hele bir de çok seviyorsanız vakitsiz bir şeyler yemeği, anne ve babanızın tüm olumsuz yanıtlarına karşın, şöle ekmek üzeri karabiberli yoğurdu çayla size getiren yine O’dur. En sıkıldığımız anlarda, hatta sizi dinliyecek birisi olmayınca yine anneannenizdir küçük bahçeli tahta kapılı evin tokmağını çaldığınızda karşınıza çıkan. İşte hepinizin hatıralarında bir çok güzellikle size kendini hatırlatan bir anneanneniz olmuşsa NE MUTLU. Ve Ne Mutlu ki arada dualarla, arada ziyaretlerle hala çay sohbetlerinde buluşanlara.
—
e–vren günlüğü’nün ilk MisAfiR KaLeMi {Eylül 2005} Salih GÜRBÜZ, Konya’da yaşıyor. Anadolu Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği mezunu. İngilizce öğretmenliğinin yanı sıra özel radyolarda program yapımcılığı, yerel gazetelerde köşe yazarlığı yapıyor.