Site icon e-vren günlüğü

Girişimcilik ile hayalperestlik arasındaki ince çizgi

Kaan AKIN

İleride önemli birer proje haline gelecek (çoğu henüz girişim aşamasındaki) fikirlerin tohumlarının ilk atıldığı yer olmaya hazırlanan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM), bir süredir sessiz sedasız Haliç’in kıyısında yeni bir dünya inşa ediyor. Bugün 12B Söyleşileri adını verdikleri ilk etkinliğin konuşmacısı Hackquarters‘ın kurucusu Kaan Akın‘dı. Girişimci kafasına sahip olmayan ve ticarete aklı bir türlü ermeyen biri olan ben, itiraf etmeliyim ki Kaan’ın girişimciliğe dair birkaç görüşünden çok etkilendim. Ve söyleşinin sonunda şunu anladım ki girişimcilik (ki hâlâ öyle bir iddiam yok) ile hayalperestlik arasındaki ince çizgideyim ;)

Peki nedir bu ince çizginin ayrıntısı? Kaan Akın, “Müşteri geliştirme” diye bir kavramdan bahsetti. Bir girişiminiz var, bu girişiminiz insanların herhangi bir problemini çözmeyi hedefliyor. O halde mutlaka o hedef kitleyle konuşmanız, onların görüşlerini, beklentilerini vs. almanız gerekiyor. Eğer siz girişiminizin hedeflediği kişilerden tek biriyle bile konuşmadıysanız girişimci değil olsa olsa hayalperestsiniz. Kaan, tam olarak bu şekilde yorumluyor olayı.

Bir de eleştirdiği üç nokta var:

  1. Türkiye’de profesyonel girşimci yok çünkü profesyonel yatırımcı yok.
  2. Türkiye’de dünyadakinin tersine neyin ne olacağına yatırımcı karar veriyor.
  3. Bizde en büyük eksiklik işi yapabilecek adamların olmaması. Ortada iş var ama bunu yapacak adam yok.

“Girişimciliğin aslı ticarettir.” diyor Kaan. Tam da o noktada benim için işin en sevimsiz tarafına değiniyor. “Ama zannedildiği gibi ticarileşmek, şirket kurmak değil, birilerinin bu fikri satın almasıdır.” diye de ekliyor. “Ürünün son haline gelmesine gerek yok. Bir yatırımcıdan 20 TL bile olsa yatırım almanız ticarileşmeye başladığınız anlamına gelir.”

İşin içine ticaret, satış, para kazanma gibi ayrıntılar girince benim için kafamdaki fikirler her seferinde daha da bulanıklaşırken Kaan’ın sözlerinin devamı aslında kafamın bu konuda biraz daha netleşmesini sağlıyor: “En az parayla başarıya oynayın, böylece ardından başarı zaten geliyor. İşinizi iyi yaptığınızda alakalı alakasız birileri gelip onu mutlaka satın alır.” Ve bu konudaki son vurucu hamleyi yapıyor: Risk almazsan kazanacağın para bellidir. Ne kadar riske girersen o kadar kazanırsın.

Kaan’ın yeni girişimlere dair altını sürekli çizdiği üç konu var:

Bunları biraz açalım. “Girişimci nereden başlasın?” sorusuna Kaan’ın cevabı çok net: Müşterisine sorarak! Teknik olarak ne yaptığınızın, işin ne olduğunun önemsizliğini devamlı vurguluyor Kaan. İnsanların var olan bir problemine odaklanıp onun çözülüp çözülmediğinin önemli olduğunu söylüyor. Girişiminiz bir sorunu çözmesi gerekiyor. Bu noktada “değer üretmek” şart. “Benim girişimime / projeme kattığım değer, onun web sitesini yapmak değil. Onu ücret karşılığı bir web tasarımcıya zaten yaptırabiliyoruz. Yemeksepeti’nin aynısını yapın, birkaç aydan fazla sürdüremezsiniz. Orada değerli olan yemeksepeti fikrinin sahibinin bu süreçte yaptıklarıydı.”

Kaan, “yetkin olmak” konusundaki ısrarını da şu cümlelerle açıklıyor: Yapacağınız işte yetkin olmalısınız. Girişimcinin işin gerektiği yetkinlikleri kazanması / o yetkinliklere sahip olması çok önemli. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki çalınır diye kimse fikrini açıklamıyor. Oysa önemli olan fikir değil, o fikri senin yapacak olmanın değerli olması. O yüzden işinde uzman olmalısınız diyorum.

Ve hız! Kaan, fikrin minimum bütçeyle ve en hızlı gerçekleştirilebilecek şekilde harekete geçilmesi gerektiğini savunurken “yavaş hayır” kavramından da bahsediyor. “Yavaş hayır”ın en büyük sıkıntılardan biri olduğunu hele ki bir girişimci için en zor durum olduğunu söylüyor: Yatırımcıya gidersiniz ne “Evet” ne de “Hayır” der. “Sen bir yap da…” der ama sekiz ay sonra ürünü önüne koyduğunuzda “Hayır” der. Kaan, bu yavaş hayırcılara karşı alınacak en gerçekçi önlemin püf noktasını “Yatırımcı sizin söylediğinizden değil işinizden etkilenmeli.” sözüyle veriyor.

Ve günün sonunda Kaan Akın’dan yeni girişimcilere son birkaç not:

 En çok buralardayım: Instagram | Facebook | Twitter

Exit mobile version