Kemalettin Tuğcu Olmanın Garip Hüznü

Çocukların Kemalettin Tuğcusu olma, Türk Edebiyatı’nın en çok okunan çocuk hikayecileri arasında yer alma yolunda o, sakat doğdu, sakat yaşadı ve insanlardan hep kaçtı. Ağladıkça annesi ona defterler aldı; her defterde bir roman yazdı; yalnızlığına gömülerek çizdi ve sonra hepsini evinin bahçesindeki boş havuzda yaktı.

O da Türk Edebiyatı’nın birçok ünlü ismi gibi bugünkü şöhretine kavuşana kadar acılarla, zorluklarla geçen bir ömür yaşadı. Kemalettin Tuğcu’nun derdi ünlü olmak veya para kazanmak değil, kendisiyle yalnız kalabilmek ve bir yazı makinesi gibi sürekli yazmak, yazmaktı.

Yaşamayı seviyorum. Herhalde yaşamadığım için seviyorum. diyordu. Hergün aynı saatte -8’de- kalkıyor, öğle yemeğini mutlaka 13’te yiyor, sonra mutlaka 1 saat uyuyor ve eve misafir geldiğinde onlarla karşılaşmamak için pencereden kaçıp gidiyordu.

Babasını hiç affedemeyen bir çocuk yazarı Kemalettin Tuğcu. İki ayak tabanı içe dönük bir şekilde doğduğunda Continue reading →